Fikret Böcek:
Evet biraz önce Luka 24’ü okuduk. Luka 24’te İsa’nın nasıl göğe alındığını da işitmiş olduk. Bugün Palmiye pazarından, Paskalya pazarından sonra göğe alınış konusuna geleceğiz ama bugün İsa’nın göğe alındığı pazar değil. Bugün İsa’nın göğe alındığı gün değil ama sırasıyla özellikle İsa Mesih’in göğe yükselişine bakacağız. Bazen göğe alınma, bazen göğe yükseliş diyoruz. Elçilerin işleri, birinci bölüm, Dokuzuncu ayetten on birinci ayeti okuyacağım. Şöyle diyor İsa bunları söyledikten sonra onların gözleri önünde yukarı alındı. Bir bulut onu alıp gözlerinin önünden uzaklaştırdı.
İsa giderken onlar gözlerini göğe dikmiş bakıyorlardı. Tam o sırada beyaz giysiler içinde iki adam yanlarında belirdi. Ey celilliler neden göğe bakıp duruyorsunuz diye sordular. Aranızda göğe alınan İsa göğe çıktığını nasıl ııı aranızdan göğe alınan İsa göğe çıktığını nasıl gördünüzse aynı şekilde geri gelecektir. Evet yaşayan söz yaşayan kelamı Tanrı’nın kelamını işittiniz. Dua edelim. Rabbimiz, kurtarıcımız, Ya Rab senin önüne geliyoruz. Rab sen kelamını bizlere aç.
Seni tanımamızı, seni anlamamızı sağla diye ya Rab kulaklarımızı yüreklerimizi hazırla. Ya Rab senin göğe neden göğe alındığını anlayalım, senin amacını anlayalım ve bu dünyadaki yaşam amacımızın ne olduğunu daha iyi görebilelim diye ya Rabb bizlere yardımcı olun. Rabbimiz İsa Mesih’in yücadıyla amin. Evet İsa’nın yaşamına, İsa’nın işlerine baktığımızda birçok konunun üzerinde duruyoruz ama ihmal ettiğimiz bir konu var. Ihmal ettiğimiz konuda İsa Mesih’in göğe alınışı, İsa Mesih’in çağırmağa girilişini anlatıyoruz. İsa Mesih’in yaşamını anlatıyoruz. İsa Mesih’in ııı ölümünü gömülüşünü anlatıyoruz, dirilişini anlatıyoruz. Ama göğe alınışı konusu ihmal ediliyor.
Bir iki cümleyle bazen bu çok önemli konuyu geçiştiriyoruz. Bu da ihmal ettiğimizi gösteriyor. Evet. Iıı yine de yeni atlaşma kategorilerine göre İsa Mesih’in dirilişinden sonra göğe yükselişi İsa Mesih’in görevinin doruk noktasıdır. Ve bunu çok iyi anlamamız gerekir. Tanrı’nın yeryüzüne gelip beden alması göklerden yeryüzüne iniştir. Tanrı’nın kendisinin yeryüzüne gelmesi, vücut bulması iniştir. Tanrı’nın yeryüzüne inişidir.
Üçlü birliğin ikinci kişisi bir insan bedeninde gökten yeryüzüne indi. Yeryüzüne geldi. Bu bağlamda, Pavlus’un Efeslilere söylediği sözlere dikkatinizi özellikle çekmek istiyorum. Şöyle diyor Pablus Efesliler 4, 8, 9 ve 10. Ayetlerde bunun için kutsal yazı şöyle der. Yükseğe çıktı ve tutsakları peşine taktı. İnsanlara armağanlar verdi. Şimdi bu çıktı sözcüğü mesih önce aşağılara yeryüzüne indi demek değil de nedir? Inen de odur.
Her şeyi doldurmak üzere bütün göklerin çok üstüne çıkan da odur. Evet, Pavlos’un bu bölümün sonunda söylediği her şeyi doldurmak üzere sözleri İsa Mesih’in göğe yükselmesi, göğe yükselme nedenine işaret ediyor. Her şeyi doldurabilsin diye her şeyi doldurma nedeni. Bu konuya yeni antlaşma kısaca değinse de bizim burada söylenen her şeye kulak kabartmamız gerekiyor. Yani göğe yükseliş İsa’nın göğe dönüşüydü, göklere geri dönüşüydü ama bu bir dönüş yolculuğundan çok daha anlamlı bir şeydi. Önemini İsa’nın ne için gittiğinden ve nereye gittiğinden alıyor. Neden gitti? Ne için göğe gitti? Neden burada bizlerle birlikte kalmadı? Neden göğe gitti? Ve Göklerde nereye gitti? Evet İsa’nın hizmeti her şeyin Rabbi olarak taç giymesi için göğe yükselmesiyle Duru’a ulaşmıştır. Evet Luka bize, biri İncil’in sonunda yani Luka İncil’inin sonunda, diğeri de Elçilerin İşleri kitabının açılış bölümünde olmak üzere İsa Mesih’in göğe yükselişiyle ilgili iki anlatında bulunuyor.
Şöyle diyor, Luka 24’ü okuduk ama 50. 50-53 ayetleri şöyle diyor, İsa onları kentin dışına, Beytanya’nın yakınlarına kadar götürdü, ellerini kaldırarak onları kutsadı Ve onları kutsarken yanlarından ayrıldı, göğe alındı, öğrencileri ona tapındılar ve büyük sevinç içinde Yerüşelim’e döndüler. Sürekli tapınakta bulunuyor, tanrıyı övüyorlardı diyor. Evet, Luka’nın ilk anlatımında tabii elçilerin işlerinin de yazarı Luca’dır. Biraz önce vaazımıza başladığımızda okuduğumuz kısımda Elçilerin İşleri 1, 9’dan 11’eydi. Evet, Luka’nın ilk anlatımında sadece İsa’nın yukarı alındığını okuyoruz. İsa’nın nasıl yukarı alındığı hakkında bize bir şey söylenmiyor. Yani nasıl alındığını Elçilerin İşleri 1.
Bölümde daha ayrıntılı görüyoruz. Elçilerin İşleri kitabındaysa Luka bize İsa’nın temelde bir bulutun içinde yukarı alındığını söylüyor ki bu bizim için çok önemli. Çünkü dönüşü de işte bulutlarla geliyor diyor. Bahit’in adında. Bu da bizim için önemli çünkü bu kutsal yazılar boyunca Tanrı’nın yüceliğini gösteren bir bulut vardı Eski Antlaşma’da. Tanrı’nın yüceliğini gösteren bulut olan Şekayna Bulutu olarak geçiyor. Evet. Şimdi burada öğrencilerin tepkisi tabi çok ilginç.
Luca, Luca İncil’inde İsa yukarı alındıktan hemen sonra öğrencilerinin büyük bir sevinçle yarış halime döndüklerini ve sürekli Tanrı’yı övdüklerini bizlere anlatıyor. Tabii bu bana biraz ilginç geliyor çünkü İsa öğrencilerine ayrılacağını söylediğinde hiçbirisinin sevinmediğini görüyoruz. Kederlenmişlerdir, üzülmüşlerdir. Hatta Yuhanna’nın yazdıklarına bakalım. Yuhanna 16’da şöyle diyor, kısa süre sonra beni artık görmeyeceksiniz. Yine kısa süre sonra beni göreceksiniz. Öğrencilerinden bazıları birbirlerine ne demek istiyor diye sordular. Kısa süre sonra beni görmeyeceksiniz.
Yine kısa süre sonra beni göreceksiniz diyor. Ayrıca çünkü babaya gidiyorum diyor. Onun için bu kısa süre dediği nedir? Söylediklerini anlamıyoruz deyip durdular. İsa kendisine soru sormak istediklerini anladı. Onlara dedi ki kısa süre sonra beni görmeyeceksiniz. Yine kısa süre sonra beni göreceksiniz dememi mi tartışıyorsunuz? Size doğrusunu söyleyeyim. Siz ağlayıp yas tutacaksınız, dünya ise sevinecektir. Kederleneceksiniz ama kederiniz sevince dönüşecek diyor.
Ama kederiniz sevince dönüşecek diyor. Evet İsa’nın o anda öğrencilerine söyleyebileceği en kötü şey, tabii öğrencilerinin bakış açısından öğrencilerine söyleyebileceği en kötü şey, onların yanından ayrılacağını söylemesi olurdu. İsa’nın yanlarından gitmesini, onları terk etmesini istemiyorlardı tabi ki. Bunu davranışlarından, aralarındaki tartışmalardan da görüyoruz. İsa’nın yanlarından ayrılmasının kendi kurtuluşlarıyla ilgili nasıl bir anlam taşıdığını düşünemiyorlardı. İsa’nın onların kurtuluşlarıyla ilgili olarak yanlarından ayrılması gerekiyordu. Tabi öğrencileri o anda bu gerçeği düşünemiyordu. İsa onlara gitmesinin onların yararına olduğunu açıklıyor.
Yohannu 16’da. Ama onlar hala bunu anlamamışlardı. Bence kilisede birçok Hristiyan birçok açıdan bunu hala anlamış değil. Mesih’e iman eden birçok Hristiyan tabi nostaljik bazı sebeplerden Mesih daha dünyadayken onunla birlikte yaşamak istediklerini söylüyorlar. Keşke İsa zamanında onun yanında olsaydım veya bugün İsa burada yeryüzünde bedensel olarak yaşıyor olsaydı ve biz de onunla birlikte olsaydık gibi böyle düşünceler var. Tabi çoğu ilk yaşadığı zamanda nostaljik olarak onunla birlikte yaşamak istediklerini ifade ediyorlar. Bu da İsa’nın görevini, işini tam olarak anlamadıklarını gösteriyor. Arkadaşlar bizim şu gerçeği anlamamız çok önemli.
Not alıyorsanız bunu bir yere mutlaka not edin. İsa Mesih’in şu anda bu dünyada olmaması bizim için birinci yüzyıldaki varlığından çok daha iyidir. İsa Mesih’in şu anda dünyada yanımızda olmaması bizim için birinci yüzyıldaki varlığından çok daha iyidir. İsa’nın öğrencilerine bu dünyadan ayrılmasının kendileri için bir avantaj olacağını açıklamasıyla göğe alınışı arasındaki bir noktada öğrencilerin öğrencilerin duyguları derin üzüntü ve hayal kırıklığından büyük bir sevince dönüşmüştü. Kederden nasıl birdenbire öğrencilerin duyguları birdenbire nasıl sevince dönüşüyor. Evet Neden böyle oluyor? Evet, onun gidişini gördükleri için mutlu muydular? Tabii ki hayır. Ama onun neden gittiğini ve nereye gittiğini artık çok daha iyi anlamışlardı. Ve sevinçlerinin de nedeni buydu.
Mesih’in nereye gittiğini ve neden gittiğini biliyorlardı. Evet kardeşler siz ne durumdasınız? Siz İsa Mesih’in nereye gittiğini ve neden gittiğini anladınız mı? Kendinize sorun ve bu vaaz sırasında bunun cevabını arayın. Kendinize bu müjdeyi verin ve bu müjdeyi aldıktan sonra sizler de aynen İsa’nın öğrencileri gibi sevineceksiniz. Evet siz İsa Mesih’in neden göğe alındığını ve orada ne yapmakta olduğunu biliyor musunuz? Eğer İsa’nın göğe yükselişinin sonuçlarını anlarsak Bizim de İsa’nın göğe yükselişini anlayabileceğimize ve bundan sevinç duyabileceğimize inanıyorum. Aynen öğrencileri nasıl sevinç duydularsa bizler de aynı sevinci yaşayacağız. İsa’nın neden gittiğini, ne yapmak üzere göğe yükseldiğini eğer tam olarak kavrarsak. Evet İsa’nın göğe yükselişinin bazı sonuçları var. Birçok sonuç çıkarabiliriz ama 4 sonuçtan bahsedeceğim size.
İlk olarak İsa’nın göğe yükselişi İsa’nın yüceliğini geri getirmiştir. İsa tüm yüceliğini geride bırakarak yeryüzüne gelmişti. İsa ölmeden önceki gece üst kattaki odada yaptığı baş kahinlik duasında şöyle dua etmişti. Yuhan’da on yedide. İsa bunları söyledikten sonra gözlerini gökyüzüne kaldırıp şöyle dedi. Baba saat geldi. Oğlunu yücelt ki oğul da seni yüceltsin. Çünkü sen ona bütün insanlık üzerinde yetki verdin.
Öyle ki ona verdiklerinin hepsine sonsuz yaşam versin. Sonsuz yaşam tek gerçek tanrı olan seni ve gönderdiğin İsa Mesih’i Tanımalarıdır. Yapmam için bana verdiğin işi tamamlamakla seni yeryüzünde yücelttim. Baba, dünya var olmadan önce ben senin yanındayken sahip olduğum yücelikle şimdi beni yanında yücelt. Öncelikle şimdi beni yanında yücelt. Kardeşler şu gerçeği anlamamız gerekiyor. İsa Mesih beden almak için göklerden aşağı indiğinde yüceliğini geride bırakmıştı. Tüm yüceliğini geride bırakarak beden alıp aramızda yaşamıştı.
Burada üst kattaki, o son dua ettiği yerdeki üst kat diye geçiyor, üst kattaki odada dua ediyor. Baba yüceliğimi geri almamı ve dünyanın kuruluşundan beri seninle sahip olduğum bu yüceliği yaşamamı sağla diye dua ettiğini görüyoruz. İsa bu dünyadan bu görkem bulutu, Şekayna diye geçiyor, Gökken bulutu şeklinde, bu Şekayna bulutu üzerinde ayrıldığında yücelik diyarına geri dönüyordu. Evet, babayla birlikte sonsuzluktan beri sahip olduğu yüceliğe kavuşacaktı. Yani göğe göğe yükseliş Rabbimizin isamesi için görkemli bir şeydi. Yüce bir şeydi. Bu nedenle o göğe yükseldikten sonra öğrenciler Yerüşalim’e geri döndüler ve tapınakta Tanrı’yı yücelttiler. Efendilerinin yüceliğini geri aldığını artık anlamışlardı.
Onun aşağılanması artık sona ermiş ve yüceltilmesi başlamıştı. Öğrencileri bunu gördükleri için sevinmişlerdi. Ikinci olarak göğe yükselişiyle İsa’ya taç giyme törenine çıkmıştır. Rabbimiz İsa Mesih kraldır diyoruz. Tahtında oturuyor diyoruz. Ve göğe yükselişi taçlandırma törenidir. Taç giymek üzere göğe çıkmıştır. Tahta yükseldi, Tanrı’nın sağına oturdu.
Ve orada kendisine tüm dünya üzerinde hakimiyet, güç ve yetki verildi. Boğazlanmış kuzu şimdi dört bir köşesinde yeryüzü yeryüzünün dört bir köşesinde hüküm süren Yahuda aslanı olmuştu. Evet arkadaşlar, kilise yine bu gerçeği anlamakta zorlanıyor veya gerçekten başarısız oluyor. Pek çok kişi tanrının krallığına hala gerçekleşmemiş bir gelecek olarak bakıyor. Tanrının krallığı sanki gelecekte bir ara gerçekleşecekmiş gibi bakıyorlar. Tanrı’nın krallığı şimdidir. Iıı ve henüz tamamlanmamıştır. Henüz tam olarak gerçekleşmemiştir.
Ama Tanrı’nın krallığı başladı. Tanrı’nın krallığı burada ve Tanrı’nın krallığı aramızdadır. Ve bu krallık başlamıştır. Neden mi? Çünkü kral tahtına oturmuştur. Elçilerin iman ikrarını okuduğumuzda İsa’nın göğe yükseldiğini ve her şeye gücü yeten baba tanrının sağında oturduğunu ikrar ediyoruz. O şimdi babanın sağında yetki koltuğunda oturmakta göksel temsilcimiz olarak hareket etmekte. Göksel temsilcimiz olarak bizim için bir yer hazırlamaktadır. Yeni antlaşma İsa Mesih’e kralların kralı ve Rablerin Rab’bi unmanlarını veriyor.
Evet kralların kralı, Rablerin Rab’bi. İsa Mesih artık Celil’e ve Yahudi’ye de dolaşıp Tanrı’nın krallığının yaklaşmakta olduğunu anlatan gezgin bir öğretmen değil. Artık böyle değil. Artık krallığındaki tahta oturmuştur ve bu dünyadaki hiçbir hükümdar onun yetkisini ve iradesini onun yetkisi ve iradesi dışında bir saniye bile hüküm süremez. Yeryüzündeki tüm yönetimler kralımızın iradesine göre belirlenmiştir. İsa Mesih krallıkları yükseltir ve krallıkları al aşağı eder. İsa Mesih bu dünyanın hiçbir hükümdarına yöneticisine ya da bir başkanına karşı sorumlu değildir. Iıı Rabbimizin hükümranlığı onu sevenler ve onu izleyenler için büyük bir kazançtır.
Bu nedenle bizim için İsa’nın gitmesi kalmasından çok daha iyidir. Evet İsa Mesih iyi ki bedensel olarak öğrencileriyle birlikte yaşamına devam etmedi. Evet, ebedi olarak o çürümeyecek bedenle tabii ki öğrencilerin yanında kalabilirdi. Ama görevini, işini yerine getirmemiş olurdu. Evet, üçüncü olarak göğe yükseliş Pentecost için zemin hazırlamıştır. Pentecost günü için zemin hazırlamıştır. Yine ölümünden önceki gece üst kattaki odada öğrencilerine başka bir yardımcı olan kutsal ruhu göndermek için gittiğini anlatmıştı. Burada yardımcı olarak çevrilen grekçe Parakletos kelimesi yardımcı veya danışman anlamlarına da geliyor.
Ancak kutsal ruh nihai Parakletos değildir. O başka bir parakletostur. Tabii ki parakletostur ama nihayet parakletos Rabbimiz İsa Mesih’in ta kendisidir. Parakletos kelimesi genellikle teselli eden olarak çevrilebilir veya o anlama geliyor. Teselli erici kelimesini okuduğumuzda acı ve ıstırap içinde olanlara teselli veren birini düşünüyoruz. Ancak teselli veya avutma kelimesini Türkçe’de kullanıldığı şekliyle yani yetkiyle yani yetkiyle teselli eden şeklinde kullanmamız gerekir veya o şekilde anlamamız gerekir. Parakletos sözcüğü veya kelimesi kelime anlamıyla yanına çağrılan kişi anlamına geliyor. Yani Parakletos birisinin yanına çağrılan Anlamına geliyor.
Antik dünyaya baktığımızda, antik dünyada Paraklitos aile avukatıydı. Klasik grekçeye baktığımızda birisini savunmaya gelen birisi olarak karşımıza çıkıyor. Koine grekçesinde yani yeni antlaşma grekçesinde de aynen bu anlama geliyor. Birisini savunmak için gelen birisi, birisinin başı derde girdiğinde bir sorun olduğu da sizi savunabilecek yasa önünde sizi savunabilecek birisine ihtiyacınız vardır. Bugün tabii avukat diyoruz. Ama o 0 zamanlar Parakletos diyorlardı. Savunucu, teselli edici veya yanına çağrılan kişi anlamına gelen parakletos anlamında kullanılıyordu. Parakletos kişinin yanına gelir ve sorununu çözmesine yardımcı olurdu.
İsa öğrencilerine sorun yaşayacaklarını, sıkıntılardan geçeceklerini söylemişti. Sizi havralardan atacaklar. Evet sizi sizi öldürenin Tanrı’ya hizmet ettiğini sanacağı zaman geliyor. Diyor Yuhanna on altıda. Evet bu nedenle onlara güç vermesi kriz zamanları da yanlarında durması ve böylece sadık olduğunu kanıtlayabilmeleri için kutsal ruhun yani bir parakletosun vaadini verdiğini görüyoruz. Bu nedenle onlara size yukarıdan güç verilinceye dek Yarışelim kentinde kalın diyor. Size yukarıdan güç verilinceye dek. Yani kutsal ruh yanınıza gelip sizi hem teselli edip hem size yardımcı olup hem de yanınızda sizi ruhsal olarak güçlendirene dek.
Yarış halinde kalın dediğini görüyoruz. Öğrencilerin göğe yükselmeden önce İsa’ya sordukları son soru şuydu. Yarab İsrail’e krallığı şimdi mi geri vereceksin? Tabi bunu düşünüyorlardı. Madem dirildi, artık İsrail’e krallığı herhalde şimdi verecek diye düşünüyorlar. Elçilerin işlerinde. Ya Rab, İsrail’e krallığı şimdi mi geri vereceksin? İsa anlara babanın kendi etkisiyle belirlemiş olduğu zamanları ve tarihleri bilmenize gerek yok karşılığını verdi. Ama kutsal ruh üzerinize inince, üzerinize inince güç alacaksınız. Yarüşelim’de bütün Yahudiye ve Samiriye’de ve bütün dünyanın dört bucağında benim tanıklarım olacaksınız.
Burada benim tanıklarım olacaksınız sözü aslında çok net, İsa’nın öğrencileri tarafından çok net anlaşılmış bir söz. Yuhanna dışında İsa’nın bütün öğrencilerinin şehit edildiğini, imanları uğruna öldürüldüklerini biliyoruz. Buradaki benim tanıklarım olacaksınız. Sözünü de İsa’nın öğrencileri aynen söylediği gibi alıyorlar, Yeruşalim’e gidiyorlar, Samiriye’ye gidiyorlar, oradan tabi Yahudiye’ye gidiyorlar, Oradan Samiriye’ye, oradan dünyanın dört bir bucağına gidiyorlar. Ve kutsal ruhun dört kere onları güçlendirdiğini görüyoruz. Birincisi Yeruşalim’de gerçekleşiyor, ikincisi Yahudiye’de gerçekleşiyor, üçüncüsü Samiriye’de gerçekleşiyor. Dördüncüsü de 4. Dünyanın bir bucağı diyebilinen, bir ucu diyebilinen Efes’te gerçekleşiyor.
Mesih’in emrini birebir uyguladıklarında gerçekten de Kutsal Ruh’un onların yanlarında olduğunu görüyorlar. Ve kutsal ruh güçle onların üzerine geliyor. Önemli nedenlerinden biri Pentekost’un gerçekleşmesi, baba ve oğlun kutsal ruhu kilisenin üzerine dökerek kiliseyi yeryüzündeki misyonu için güçlendirmesiydi. Hepimizin bildiği gibi günahla yozlaşmış bir dünyada Mesih için tanıklık etmek kendimizden daha büyük bir güç gerektirir. Biz kendi kendimize Mesih için tanıklık edemeyiz. Her birimizin bizden daha büyük bir güce ihtiyacı var. Eğer mesih için tanıklık etmek istiyorsanız bu gücün size yardımcı olmasını istemeniz lazım. Dua etmeniz lazım.
Bir de buradaki Mesih için öğrencilerine tanıklık kelimesinden bahsettiğinde şöyle diyor, benim tanıklarım olacaksınız dediği zaman Buradaki grekçe kelime martureos kelimesi. Martureos tanık anlamına, şahit anlamına geliyor. Şehit kelimesi de buradan geliyor aslında. Mesih’in şahitleri, Mesih’in şehitleri dikkat ettiyseniz Mesih’in öğrencileri de aynen söylediği gibi Yaruşelim’de Mesih’i müjdeliyorlar. Yahudiye’ye, oradan Samiriye’ye, oradan Efes’e kadar gidiyorlar, tutuklanıyorlar, öldürülüyorlar, işkencelere uğruyorlar, bir sürü sıkıntıdan geçiyorlar ama buradaki o martireo kelimesinin, martireos kelimesinin hakkını veriyorlar. Ölüm derecesinde Tanıklıkta bulunuyorlar. Bu sadece onlara söylenmiş bir söz değil arkadaşlar. Sizlere de bunlar söyleniyor.
Yani müjdeyi öyle bir verin ki ezberden anlatmayın. Müjdeyi öyle bir yaşayın ki insanlar sizin yaşamınıza baktığında Mesih’i görsünler. Müjdeyi öyle bir konuşun ki yani normal konuşmalarınızda, normal işinizi yaptığınızda Mesih’in tanıkları olun. İşinizi öyle bir yapın ki, öğrenciliğinizi öyle bir yapın ki, Mesih’in adını yüceltmiş olun. Ve müjdeyi, tabi bu da tanıklık. Öğrenciler, öğrenciliğinizi kopya çekmeden yapabiliyor musunuz? Hiçbir şekilde ben asla ve katiyen hırsızlık yapmam, yapmadım ve yapmayacağım diyor musunuz? Bu Mesih’in tanıklığı olmaktır. Eğer kopyayı çekiyorsanız, bu Mesih’in tanıklığını vermiyorsunuz demektir. O martyroyosun anlamını yaşamıyorsunuz veya yaşatmıyorsunuz demektir.
Evet, John Calvin kilisenin en önemli görevinin görünmez krallığın görünür tanığı olmak olduğunu ve bunun için kutsal ruha ihtiyacımız olduğunu söylemiştir. Kilisenin en önemli görevi görünmez krallığın görünür tanığı olmaktır. Siz görünmeyen krallığın görünür tanığı mısınız? Siz elçilik görevinizi yerine getiriyor musunuz? Sizler Rabbimiz İsa Mesih’in yeryüzündeki elçilerisiniz ve bunu iyi bir şekilde yapmak istiyorsanız kutsal ruhun gücüne ihtiyacınız var. Öyle gel kutsal ruh seni çağırıyoruz anlamında demiyorum. Gerçek kutsal ruhu bilerek gerçekten gerçek tanrıyı tanıyarak yaşayarak ve hayatınızın her alanında bunu göstererek hareket etmeniz gerekiyor. Önce bu müjdeyi kendinize verdiniz mi? Eğer bu müjdeyi kendinize vermediyseniz, Eğer bu litürciyi kendi hayatınızda yapmıyorsanız, litürcü derken, bu ayini, bu ibadeti kendi hayatınızda yaşamıyorsanız müjdeyi veremezsiniz. Müjdeyi her zaman ezberden anlatırsınız. Gerçekten samimi bir şekilde müjdeyi vermek istiyor musunuz? Herhangi birisine vermenizden bahsetmiyorum.
Gidin kendinize verin. Aynaya bakın. Aynaya bakın. Herhangi bir aynaya bakın. Kendinize müjdeyi anlatın. Kendiniz olun ve kendinize bu müjdeyi verin. Dördüncü olarak göğe yükseliş İsa’nın baş rahibimiz olarak hizmetini ııı ııı dördüncü olarak göğe yükseliş İsa’nın baş rahibimiz olarak hizmetini başlatmıştır. İbrahimler kitabının yazarı şöyle diyor İbrahimler dokuzda ama Mesih gelecek iyi şeylerin baş kahini olarak ortaya çıktı.
Insan eliyle yapılmamış yani bu yaratılıştan olmayan daha büyük, daha yetkin çadırdan geçti. Tekelerle danaların kanıyla değil, sonsuz kurtuluşu sağlayarak kendi kanıyla kutsal yere ilk ve son kez girdi. Evet çarmıhta bizim için bir kez kurban sunan ve bizim için kanını akıtan yüce bir baş kahinimiz var. İbrahim derin yazarı da bunu tekrar tekrar bize hatırlatıyor. Onun kahinlik hizmetinin bu kısmı artık tamamlandı. Ancak onun bizim için yaptığı kahinlik işi bizim için aracılık etmesiyle devam ediyor. İsa Mesih ölümünden önceki gece şöyle dua ediyor Yuhanna on yedide. Yuhanna on yedi altıdan on bire.
Dünyadan bana verdiğin insanlara senin adını açıkladım. Onlar senindiler, bana verdim. Ve senin sözüne uydular. Bana verdiğin her şeyin senden olduğunu şimdi biliyorlar. Çünkü bana ilettiğin sözleri onlara ilettim. Onlar da kabul ettiler. Senden çıkıp geldiğimi gerçekten anladılar. Beni senin gönderdiğine iman ettiler.
Onlar için istekte bulunuyorum. Dünya için değil, bana verdiğim kimseler için istekte bulunuyorum. Çünkü onlar senindir. Benim olan her şey senindir. Seninkiler de benimdir. Ben onlarda yüceltildim. Ben artık dünyada değilim. Ama onlar dünyadalar.
Ben sana geliyorum. Kutsal baba onları bana verdiğin kendi adınla koru ki bizim gibi olsunlar. Evet Rabbimiz İsa Mesih burada başkahinlik görevini, başkahinlik duasını ediyor ve bu görevini yerine getiriyor. Kutsalların dayanması ya da kutsalların sebatı diye bir doktrinimiz var. Bugünkü baptiz dersimizde de biraz buna değindik. Evet Kutsalların dayanması, kutsalların sebat etmesi diyoruz. Yani bizler sonuna kadar dayanacağız. Rabbimiz İsa Mesih’in yardımıyla Mesih gelene kadar sadık bir şekilde dayanacağız.
Sadık kalmamız bizim yaptığımız bir şey değil. Kutsal ruhun gücüyle Rabbe sadık bir şekilde yaşamaya devam edeceğiz. Evet, tabi kutsalların dayanması diyoruz, kutsalların sebat etmeleri diyoruz, böyle bir doktrinimiz var. Ben tabi bu doktrine böyle kutsalların dayanması ya da sebatı denmesini pek doğru bulmuyorum ama tabi bu şekilde kutsal söyleniyor. Kutsallar sebat etseler de bunun nedeni kendi içlerinde sebat etme gücüne sahip olmaları değil. Sahip olmaları değil, Hristiyan yürüyüşümüzde sefat etmek veya dayanmak bize bırakılsaydı ne olurdu? Hemen tökezleyip düşerdik değil mi? Bu bizim elimizde olsaydı kesinlikle tökezlerdik, kesinlikle düşerdik. İyi ki Rab bizi bize bırakmıyor. Evet, gerçekten sebat eden burada dayanan Tanrı’dır.
O çocuklarıyla birlikte sebat eder ve böylece onları korur. Tanrı’nın halkını korumasının başlıca yollarından biri İsa Mesih’in kahin olarak aracılık ııı yapmasıdır. Bunun bir örneğini İsa’nın ihanete uğradığı gece görüyoruz. İsa ve öğrencileri üst kattaki odada toplandıklarında İsa onlara içlerinden birinin kendisine ihanet edeceğini duyup Yahudaya işaret etmişti. Şimdi öğrenciler tabii şaşkınlık içinde hangisinin şerab hangisi hangimiz sana ihanet edeceğiz göster diye böyle merak ediyorlar. Sonunda İsa Yahudaya bir parça bir parça ekmek uzatarak ne yapacaksan çabuk yap diyerek ona işaret etmişti. Bundan sonra da ihanetini gerçekleştirmesi için Yahudayı yanından uzaklaştırdığını görüyoruz. Ama masada o gece İsa’yı inkar edecek, inkar etmiş olan ve edecek olan sadece Yahuda iskariyat yoktu.
Onu inkar edecek olan başka bir öğrenci daha vardı. Evet Rabbin sofrası diyoruz değil mi bu sofraya? Rabbin sofrasında iki öğrencinin İsa’yı nasıl inkar ettiğini daha sonradan görüyoruz. Simon Petrus da İsa’yı inkar ediyor. İsa ona şöyle dedi. Simon Simon şeytan sizleri buğday gibi kaldırdan geçirmek için izin almıştır. Ama ben imanını yitirmeyesin diye senin için dua ettim. Geri döndüğün zaman kardeşlerini güçlendir.” Evet Yahuda ve Petrus tabii ki farklıydılar birbirlerinden. Aralarındaki fark neydi? İsa Yahuda için dua etmedi.
Dikkat ettiniz mi? İsa Yahuda için dua etmemişti. Evet şöyle dedi, kendileriyle birlikte olduğum sürece bana verdiğin kendi adınla bana verdiğin kendi adınla onları esirgeyip korudum. Kutsal yazı yerine gelsin diye mahve giden adamdan başka içlerinden hiçbiri mahvolmadı. Mahve giden adamdan başka içlerinden hiçbiri mahvolmadı. Evet Petrus baba tanrının İsa’ya verdiği kişilerden biriydi. Petrus’un Rabi İsa Mesih’i inkarı korkunç ve iğrenç bir suçtu ama İsa onun için dua etmişti ve Petrus’a geri döndüğün zaman kardeşlerini güçlendir diyor. Geri döndüğün zaman kardeşlerini güçlendir. Eğer geri dönecek olursan demiyor.
Geri döndüğün zaman kardeşlerini güçlendir. Eğer geri dönecek olursan yazmıyor burada. Evet geri döndüğün zaman Kardeşlerini güçlendir diyor. Evet arkadaşlar Petrus’un sonraki yaşamına baktığımızda İsa’nın Petrus için ettiği bu duanın ne kadar etkili olduğunu Petrus’un yaşamında görüyoruz değil mi? Rab Petrus’u kendi yüceliği için kendi kilisesi için güçlendirmişti ve Petrus için o gün ettiği duadan sonra yine aracılığını sürdürmüştü. Yine duasını, yine şefaat duasını sürdürmüştü. Evet, bugün Rabbimiz İsa Mesih göklerde, cennetteki tahtında kral olarak oturuyor. Eğer gerçekten Rabbimiz İsa Mesih’e ait isek, bizim için aracılık ettiğinden emin olalım ve bizim için ettiği dualar da aynı derecede etkilidir. Petrus için ettiği o dua nasıl etkili olduysa burada her aynı şekilde her biriniz için de o derecede etkilidir.
Rabbimizin isamesi Sizler için de dua etti. Yuhanna 17’yi, sizin için etmiş olduğu o başkahinlik duasını alın ve tekrar okuyun. Göksel tapınma çadırında bizim adımıza bu kahinlik, bu aracılık hizmetini üstlendiği için sevinmeliyiz. Evet Rabbimiz İsa Mesih tekrar geliyor ve Rabbimiz İsa Mesih’in gelişi yakındır. Baba, oğul ve kutsal ruhun adıyla dua edelim. Evet Ya Rabbi sen Rabb’i, başkahinimiz olduğun için, Mesih’imiz, aracımız olduğun için sana şükrediyoruz. Rabb’i, Sözün için sana şükrediyoruz ya Rab. Rab, tahtında bizleri yönlendirdiğin, bizleri sana ait imanlılar olarak beslediğin için sana şükrediyoruz Rab.
Rab, Her birimizin aracımız olduğunu, bizim için aracılık ettiğinden emin olmamızı sağla diye dua ediyorum Rab. Rabbimiz İsa Mesih’in yücadıyla. Amin. Duan bizim tesellimiz olsun diye dua ediyorum. Rabbimiz İsa Mesih’in yücadıyla. Amin.