Aramızda Yaşamış Olan Rab | Koloseliler 1:15-20
Aramızda Yaşamış Olan Rab
“Kralımız ve Kurtarıcımız geliyor.” Geçmişteki atalarımız gibi bizler de bugün geleceğe bakarak bunu imanla söylüyoruz. İmanla “Kralımız ve Kurtarıcımız geliyor” diyoruz çünkü Mesih gerçekten de geldi. Umutla böyle konuşuyoruz çünkü “mübarek umudumuz” olarak tekrar geleceği vaat ediliyor (Titus 2:14). Mesih’in geçmişteki vaatlerine imanla bakıp umutla geleceğe bakarak “Gelin secde edelim!” diyerek Noel ilahilerimizi söylüyoruz. Bu advent sezonunda tüm yüreğimizle ve tüm aklımızla Tanrımızın gelişini ilan eden ayetlere odaklanıyoruz. Bugün Koloseliler 1’e ve Aramızda Yaşamış Olan Rabbe odaklanıyoruz.
Tanrı’nın Kelamını okurken bütün olarak öncesini ve sonrasını da okumak çok önemlidir. Koloseliler mektubunun başındaki duaya dikkat edin. Pavlus, İncil müjdesi Koloselilere de gelmiş olduğu için şükrederek başlıyor (1:3-8). Sonra Koloseli imanlıların iman, umut ve sevgide büyümeleri için dua ettiğini söylüyor (1:9-11). Bizi karanlığın hükümranlığından Oğlu İsa Mesih’in krallığına getirerek kurtarmış olan Baba Tanrı’ya şükretmeleri için dua ettiğini söylüyor (1:12-14).
Burada pratik bir şey var. İlk kiliseler küçüktü ve siyasi kararlarında karanlığın hükümranlığında olduklarını açıkça gösteren ve inanlılara zulmeden ülkelerde yaşıyorlardı. Ama Pavlus, dışarıdaki tanrı tanımaz toplumlara ya da Hristiyanların karanlıkta nasıl ışık olmaları gerektiğine odaklanmıyor. Dışarıdaki dünyaya ya da kendi kendimize odaklandığımızda ne oluyor? Doğada hayatta kalma çabalarınızda en yakın çevrenize odaklandığınızda kolaylıkla kaybolabilir, hatta daireler çizerek aynı yerlerde yürüyebilirsiniz. Sadece kendi rahatsızlığınızı gidermek için kendi ihtiyacınıza odaklandığınızda da şaşırıp yolunuzu kaybedebilirsiniz. Ama uzaklarda bir nesneye, hedefe odaklanıp kendinize bir referans noktası belirlerseniz çevrenizi daha iyi görür karar yeteneğinizi daha iyi kullanarak kendi problemlerinizin çözümü için de bir amaç belirlemiş olursunuz. İşte o referans noktası bizi kurtarmış olan Rabbimizdir, Oğul Tanrıdır. Bizler de ona odaklanalım.
O yaratılışın Rabbidir. 1:15-17’ye bakalım. Pavlus bu Oğul’u tanımlarken yaratılışın en eski hikayesini kullanarak onun Rab olduğunu söylüyor.
Görünmez Tanrı’nın görünümü (1:15). Bu düşünce, Tanrı’nın insanı kendi benzeyişinde, kendi görünümünde yaptığını anlatan Yaratılış 1’den geliyor. (Yaratılış 1:26-27). Adem Yaratıcısının benzeyişinde yaratılarak Tanrı’nın bilgeliğini ve doğruluğunu, yaratılmış olan bir kişi ne kadar yansıtabilirse, o kadar yansıtabilecek bir konumda yaratılmıştı. Ama halâ daha yaratılmış bir kişiydi. Tanrı’nın benzeyişinde, O’nun görünümünde idi. Oğul, Tanrı’nın görüntüsü, görünümüdür. Bu büyük bir farktır. Yani, ‘İsa Mesih Tanrı’nın görünülür kılınmış halidir’ diyebiliriz. O Tanrı gibi değildir. O Tanrı’nın beden almış halidir, cisimleşmiş, somutlaşmış halidir. Çevremizde krizler, acılar, hastalıklar, rahatsızlıklar bitmiyor. Komşularımızdan, akrabalarımızdan acı haberler alıyoruz. Mehmet’in babasının bu hafta vefat ettiğini duyduk. Rab ailesini teselli etsin kendilerine sabır versin. Ayrıca Ankara’da kalp krizi geçiren Ankara Lütuf Kilsiesi’nin pastörü Yavuz’u da dualarımızda hatırlatıyoruz ve Rabbimizin kendisine şifa vermesi için dua ediyoruz.
Bazen kendi kendimize kaldığımızda yalnızlığımızı, hayatın anlamını sorgulayıp ‘Bütün bunların bir anlamı var mı?’ diye soruyoruz. Bütün bunların cevabını kendinize ya da başkalarına bakarak bulamazsınız. Çünkü “eğer beni gördüyseniz” -Tanrı’nın görüntüsü- “Baba’yı görmüşsünüzdür” diyen Rab İsa Mesih gerçek cevabı sadece ve yalnızca kendisinde bulabileceğimizi söylüyor.
Görünmez Tanrı’nın görünümü, bütün yaratılışın ilk doğanı O’dur (1:15). Bu öylesine kullanılmış geçici bir terim değildir. Oğul, Tanrı’nın yarattığı ilk şey değildir. Oğul, hiyerarşik anlamda ilk doğandır. Eski toplumlarda tüm yetki ilk doğan oğula ait olurdu. Çocuklar, anneniz babanız bir yere gittiğinde abinizi ya da ablanızı neden size baksın diye bırakır? Çünkü onlara annenizin babanızın yetkisi verilmiş oluyor. Şuna dikkat edin: bütün yaratılışın ilk doğanı O’dur ya da ‘bütün yaratılışın üzerinde ilk doğan O’dur’ olarak da çevirebiliriz. Yani yaratılış Oğul’un hizmetkarıdır. O Rabdir.
Bir sonraki ayet Oğul’un yaratılan değil, Yaratıcı olduğunu gösteren anahtar ayetlerden birisi: çünkü herşey O’nda yaratıldı. Hangi şeyler? Herşey! Bütün şeyler! Peki bütün bu şeyler nedir? Nitekim yerde ve gökte, görünen ve görünmeyen her şey -tahtlar, egemenlikler, yönetimler, hükümranlıklar- O’nda yaratıldı. Her şey O’nun aracılığıyla ve O’nun için yaratıldı. Rabbimiz İsa Mesih’in yaratılmadığını ve Yaratıcı olduğunun önemini göstermek için, Her şeyden önce var olan O’dur (1:17) diyor.
Son olarak Pavlus, bütün yaratılışın Rabbi olarak, her şey varlığını O’nda sürdürmektedir (1:17) diyor. Oğul Yaratıcı ve Sağlayıcıdır-Sürdürücüdür. heyşeyi yapan güç ve herşeyin sağlayıcısıdır.
Bütün galaksileri uzaya fırlatan eller, asla boş olmayan, ancak varoluşun kendisinin varolması için gereken her şeyle dolu olan eller O’nun elleridir. Pavlus, geçmişte bir ara herşeyin Oğul tarafından sürdürülmüş olduğunu değil, bugün de herşeyin varlığının O’nda sürdürülmekte olduğunu vurgulayan bir dil kullanıyor. Kozmosu, evreni Yaratan Rab evrenin kaosa dönmesini de engellemektedir… aynı şekilde sizin yaşamınızın da kaosa girmesine izin vermeyecek.
O, yeni bir yaratılışın Rabbidir. Kutsal Yazılar herşeyin Tanrı’nın Oğlu tarafından yaratıldığını anlatıyor. Oğul Tanrı yarattıklarının varlığını sürdürmesini sağlamaktadır. Günahtan dolayı yaratılışın yüce yerinden düşüp paramparça olduğunu, milyonlarca parçaya bölündüğünü de biliyoruz. Fakat Yaratıcı ve Sürdürücü olan Mesih’in çarmıhta akıtılan kanı aracılığıyla esenliği sağlamış olarak yerdeki ve gökteki her şeyi O’nun aracılığıyla kendisiyle barıştırmaya razı oldu (1:20). Mesih Yaratıcı, Sürdürücü ve Barıştırıcıdır.
Barışmak güzel bir şey, öyle değil mi? Belki de bu sene bitmeden küs olduğunuz bir dostunuza, bir aile üyenize artık telefon etme vakti gelmiştir. ‘Aramızda gerginlik var, bir geçmişimiz var, bir dram yaşadık…’ dediğiniz birisiyle barışabilir misiniz? Araları bozuk olan, zıt kutuplarda olan kişileri bir araya getirmek onları barıştırma işidir. Rabbimiz İsa Mesih’in, Kutsal Kutsal Kutsal olan Tanrı’yla katı yürekli bir halkı bir araya getirmesi yeni bir yaratılış gibidir.
Rab olarak kilisesinde yeni bir yaratılış işine başlamaktadır: Bedenin, yani kilisenin başı O’dur. Her şeyde ilk yeri alsın diye başlangıç olan ve ölüler arasından ilk doğan O’dur (1:18). Eski Grek felsefesine göre kozmos bir beden gibiydi ve kutsal logos ya da bilgelik de bedene yaşam veren baş gibiydi. Tamam ama, Pavlus ne anlatıyor? Tanrı’nın Oğlu yaşamın başı ve kaynağıdır. Herşeyin başı bir prensip değil, bir Kişidir. Ve bu Kişi, kilise adı verilen gerçek insanlardan oluşturulmuş bir bedene yaşam vermektedir. Şimdi öyle bir sezona (Noel) girdik ki herkes birşeyler satın almaya, tüketime, mutluluğu mal-mülkte aramaya özendiriliyor. İnsanlar kendilerini sahte şeylerle tatmin ediyor. Bu kişisel tatmin oyunu farklı şekillerle de olabiliyor: Bir erkek, bir kadın, bir iş, bir yer, bir makam, diğerlerinden daha iyi olduğunu gösteren bir gurur… liste uzadıkça uzuyor.
Ama yeni yaratılış yaşamı sadece İsa Mesih’ten gelir. Kendinizde, birikimlerinizde, varlıklarınızda, kocanızda, karınızda, çocuklarınızda, takımınızda… mutluluk ya da tatmin aramayı bırakın! Mutluluğun, tatminin başkasından gelmesini beklemeyi de bırakın artık. Mutluluk Mesih’tedir. Onunla tatmin olun. Gerçek tatmini O’nda bulun. Baş O’dur. Yeni yaşamı verdiği yere de dikkat edin: kilise! Yeni yaşamı kendinizde, başkalarında ya da sağda solda aramayı bırakın… bu günahkarların arasındaki Mesih’te bulun.
Bazıları İsa Mesih’in müjdesini kabul ettiklerini ama kilisesini kabul edemediklerini söylüyorlar. Ama Pavlus kilisenin İsa Mesih’in kendisinin yeni yaratılışı olduğunu söylüyor. Pavlus 1:18’de, İsa Mesih’in başlangıç olduğunu söylüyor, yani İsa Mesih’in yeni yaşamın yaratıcı kaynağı olduğunu söylüyor. Pavlus ayrıca, İsa Mesih’in ölüler arasından ilk doğan olduğunu söyleyerek nihai günde, son dirilişle ilgili Yahudilerin beklentilerinin İsa Mesih’te zaten gerçekleşmiş olduğunu söylemiş oluyor. İşte bunun için Pavlus ‘Her şeyde ilk yeri alsın diye’ diyor. Eğer imanla ona bağlanıyorsam dirilişim güvencede demektir. Mesih’in dirilişinde, yeni yaratılışın yeni insanlığı mezarın eski dünyasından ortaya çıktı. İşte bu nedenle kilise sizin arzularınıza hizmet etmek için değil, göklerin krallığının yeryüzüne zaten gelmiş olduğunu göstermek için varlığını sürdürmektedir!
Rabbimizin Barıştırıcı (1:20) olarak kilisede başlatmış olduğu yeni yaratılış, nihai olarak herşeyin yeni yaratılışına kadar devam edecek: Mesih’in çarmıhta akıtılan kanı aracılığıyla esenliği sağlamış olarak yerdeki ve gökteki her şeyi O’nun aracılığıyla kendisiyle barıştırmaya razı oldu (1:20). Bugün burada bizim anlamamız gereken şu: Tüm yaratılışın ve yeni yaratılışın Rabbi olan bu kişi insan oldu: Çünkü Tanrı bütün doluluğunun O’nda bulunmasını uygun gördü (1:19). Greklerin felsefesine göre, tanrıların bu dünyada yukarıdan aşağıya doğru çeşitli seviye ve derecelerine göre ayrımları vardı. Ama beden alıp insan olmuş olan İsa Mesih sayesinde Tanrı’nın tüm doluluğu bir insanda kendisini göstermiştir. Bunun ne anlama geldiğini görüyor musunuz? Oğul insan bedeni alıp insan olmadan önce, O’nun her şeyi yaratıp sürdürdüğünü söylemek kolaydı. İsa Mesih anne karnında daha zigot iken tüm dünyayı ellerinde tutuyor muydu? Annesinin karnında büyürken gökleri ve yeryüzünü korumaya devam ediyordu. Annesinin kucağındayken bile tüm evrenin bekasını, sürmesini sağlıyordu. İsa, bebekken beslenirken bile dünyayı besleyip doyuruyordu. Bu yüce kurtarıcıyı tanıyor musunuz? Kendisi Tanrı olan, Tanrı’yı gösteren bu İsa kimdir? Göklerin ve yeryüzünün Rabbi olan ve kudreti tüm geçici güçlerin üzerinde olan bu İsa kimdir? Bugün O’na inanın! Yarın kesinlikle tekrar geleceğinden emin olun ve umudunuz onda olsun! Ve sonsuzluklar boyunca O’nu sevin.
Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un Adıyla. Amin.