Hristiyanlık » Cehenneme İndi (Dr. Lee Irons)
Cehenneme İndi (Dr. Lee Irons)

Cehenneme İndi

Yazar: Dr. Lee Irons


PDF İndir

Cehenneme İndi (Dr. Lee Irons)


 

Kilisede “Elçilerin İnanç Açıklaması”nı okuduğumuzda, İsa’nın “Pontus Pilatus yönetiminde acı çektiği, çarmıha gerildiği, öldüğü ve gömüldüğü” ifadesiyle ilgili hiçbir sorunumuz yoktur. Fakat diğerine, “Cehenneme indi” ifadesine geldiğimizde, başımızı kaşır ve ne anlama geldiğini merak ederiz. Mesih’in cehenneme indiği ifadesi Elçilerin İnanç Açıklaması’nda en bilinen ve en tartışmalı cümlelerden biridir.

Kimi Protestanlar bu ifadeye itiraz etmişlerdir. Bunlardan biri 16. yüzyılda Londra’daki Alman mültecilerinden oluşan bir topluluğa pastörlük yapan Walter Deloenus adlı Protestan bir pastördür. Cehenneme indi cümlesinin Kutsal Kitap’a uygun olmadığını söylemiş ve çıkartılmasını talep etmiştir. Fakat bu durum tartışmalara yol açmıştır ve zamanının pastörleri tarafından azarlandıktan sonra, hatalı olduğunu kabul etmiştir.[1]

Bugün bile bu ifadeyi açıklamadan çıkarmak isteyen Wayne Grudem gibi tanınmış evanjelik akademisyenler vardır. 1991’de Grudem, “Cehenneme İnmedi: Elçilerin İman Açıklaması Yerine Kutsal Yazıları İzlemek Ricası” başlıklı bir makale yayınlandı.[2] Cehenneme indi ifadesinin daha sonra eklenildiğine, ilk olarak İ.S. 359’da Dördüncü Sirminyum İnanç  Açıklamasında görüldüğüne işaret etmiştir.[3] Cehenneme indi ifadesi İnanç Açıklaması’na İ.S. 650’li yıllara kadar evrensel olarak dahil edilmedi. Fakat Grudem’in esas argumanı, ifadenin Kutsal Kitapsal olmadığıdır. Kutsal Kitap’ın hiçbir yerinde İsa’nın cehenneme indiği öğretilmemektedir.

Calvin de bu ifadeyle ilgilenmiş ve yapılan itirazların ağırlığını hissetmiştir. Fakat eski bir inanç açıklamasını kurcalamak istememiş, bu nedenle bunu metaforik olarak yorumlamıştır.[4] İsa Mesih’in cehenneme inmesinin, İsa’nın cehennem acısını ölümünden önce ruhunda çektiği anlamına geldiğini söylemiştir. Calvin’in yorumu teolojik olarak kabul edilebilirdir. İsa’nın bedenin acılarının yanı sıra “ruhunda en acı işkencelere dayandığı” doğrudur.[5] Calvin’in metaforik yorumunun Avrupa Reform geleneğinde büyük bir etkisi vardır. Bu görüş Heidelberg Kateşizmi’nin 44. sorusunda kendisini açıkça gösterir:

S44: İnanç Açıklamasına “ölüler diyarına indi” ifadesi niçin eklenmiştir?
Kişisel sıkıntılar ve denenme zamanlarında Mesih’in benim Rab’bim olduğundan, özellikle çarmıhta ve daha öncesinde Sözle anlatılamayan şiddetli elem, acı ve dehşet altında canının acı çekmesiyle beni cehennemin şiddetli elem ve eziyetinden kurtardığına emin kılar. Yeşaya 53, Matta 26:36-46, 27:45, 46, Luka 22:11, İbraniler 5:7-10, (Mezmur 18:5-6, 116:3)[6]

Bu metaforik yorum, bugüne dek birçok Reform pastörü tarafından savunulmaktadır.[7] Fakat ben “cehenneme indi” ibaresiyle bunun kastedildiğini düşünmüyorum. Eğer cehenneme indi ifadesi Mesih’in çarmıhta çektiği acıların metaforik anlatım şekliyse, o halde yanlış yerdedir. “Çarmıha gerildi”den sonra ve “öldü ve gömüldü”den önce gelmelidir. İsa çarmıhta “Tamamlandı” demiştir, böylece Mesih’in kefaret acılarının ölmeden önce tamamladığını görüyoruz. Cehenneme, bizim yerimize hak ettiğimiz cezayı daha fazla çekmek adına ölümünden sonra gitmemiştir.

Cehenneme İndi İfadesi Nasıl Anlaşılmalıdır?

O halde İnanç Açıklaması’ndaki “Cehenneme İndi” ifadesini çıkarmadan ya da onu tekrardan metaforik olarak yorumlamadan kurcalayamacaksak, bu ifadeyi nasıl anlamalıyız?

Bu konuya girmişken, “cehennem” kelimesiyle ilgili bazı yanlış anlamaları ortadan kaldırmalıyım. “Cehennem” kelimesini duyduğumuzda, genellikle nihai yargının yeri olarak düşünüyoruz. Kaybolanların günahlarından ötürü sonsuza dek cezalandırılacakları ateş gölünü düşünüyoruz. Bu nedenle, İnanç Açıklaması İsa cehenneme indi dediğinde, günahkarın sönmez ateşte cezalandırıldığı yere girdiğini düşünebiliriz. Fakat İnanç Açıklamasının söylediği şeyin tamamı bu değildir.

Buradaki sorun nedir? Sorun, linguistik bir sorundur. İbranice’den Grekçe’ye, Grekçe’den Latince’ye ve Latince’den Türkçe’ye çevrilen önemli teolojik kelimelerin çevrilmesiyle çözümlenmelidir. Bu uzun bir hikayedir, ama kısası şudur: Türkçe “cehennem” kelimesi iki farklı şeye işaret edebilmektedir. Günümüzde, dirilişten sonraki nihai yargı yerine işaret eder. Fakat orjinal olarak “cehennem” ölüler diyarı, dirilişten önce öldükten sonra ölülerin gittiği yer anlamına gelmekteydi.[8]

Türkçe’de daha fazla karışıklığa yol açan, iki farklı konsept için kelime vardır. Fakat Kutsal Kitap farklı kelimeler kullanır. Kutsal Kitap dirilişten sonraki nihai yargı yerinden bahsederken, oldukça yaygın olarak kullanılan kelime Gehenna’dır. Bu, İsa cehennemin ateşi hakkında uyarı yaparken kullandığı kelimedir. Vahiy Kitabında, dirilişten sonraki nihai yargının yerine Ateş Gölü denir.

Fakat Kutsal Kitap dirilişten önceki geçici yargıdan söz ederken, Gehenna kullanılan kelime değildir. Eski Antlaşma’da bedenden ayrılan ruhların geçici diyarına “ölüler diyarı”(Şeol) denir. Örneğin, Yakup’un oğulları Yusuf’un renkli giysisini yırtılmış ve üzerine kan bulaşmış olarak getirdikleride, Yakup, Yusuf’un öldüğünü düşündü. Avutulmak istemedi ve ölüler diyarına (Şeol) yas tutarak gideceğim”(Yaratılış 37:35) dedi. “Ölüler diyarı” (şeol) kelimesi İbranice Eski Antlaşma’da 65 kere kullanılır. Septuagint çevirmenleri 65 kullanımdan 61 kere İbranice “Şeol” kelimesini vermek adına Grekçe “Hades” kelimesini kullanmışlardır (Kelime dizinindeki eklere bakınız). Hades kelimesinin zaten Yunan mitolojisinden yan anlamları vardır. Hades hem yeraltını yöneten tanrının adı hem de yeraltının ismidir. Yeraltının kendisine işaret ederken, Hades kötü insanların işkence gördüğü karanlık zindan anlamına gelebilirdi. Ya da iyi ya da kötü ölülerin diyarı için tarafsız bir manada kullanılabilirdi. Yaşamdan sonrasıyla ilgili Kutsal Kitapsal görüşle benzerlik taşıdığından, Septaugant çevirmenler İbranice Şeol kelimesinin vermek adına bu Hades kelimesini ödünç aldılar. Böylece, Şeol ve Hades aynı şeylerdir. İyi veya kötü, kurtulmuş veya kaybolmuş bedenden ayrılan büyün ruhların gittiği tarafsız yere işaret eder. Kilit nokta Şeol/Hades’in tarafsız bağlama sahip olması ve Cehennem ya da Gehenna’nın olumsuz bağlamından tamamen farklı olmasıdır.

Grek pagan görüşünde olduğu gibi, Kutsal Kitapsal görüş Hades’in iki bölgeye tekrar ayrılmasıdır, biri kurtulanlar, diğeri kaybolanlar için. Bu, Luka 16’da İsa’nın zengin adam ve Lazar’la önceden belirttiği görüştür. Her ikisi de öldükten sonra Hades’e gitmiş olsa da,[9] bu iki adam orada farklı deneyimlere sahiptirler. Fakir adam ölmüş ve melekler tarafından İbrahim’in bağrına taşınmıştır. Zengin adam da ölmüş ve Hades’e gitmiştir, fakat geçitvermez bir uçurumla onu İbrahim’in bağrından ayıran bir yerde işkence görmektedir.[10]

Şu da not edilmelidir ki İbranice’deki “Şeol” Grekçe’de “Hades” olur ve Grekçe’deki “Hades” Latince’de Elçilerin İnanç Açıklaması’nda kullanılan (descendit ad inferna [ya da infernas]) “İnfernus” olur. Vulgata çevirisinde, Eski Antlaşma’daki çoğu “Şeol” ve Yeni Antlaşmadaki “Hades” “İnfernus” olarak verilir, örneğin yerinaltı.[11]

Bu nedenle İnanç Açıklamasını okurken ve Mesih’in “cehenneme indiğini” söylerken, Gehenna’ya ya da Ateş Gölü’ne indiğini söylemiyoruz. Bunun yerine, yerinaltına, ölüler diyarına, İbranice’de “Şeol”, Grekçe’de “Hades” denilen yere indiğini söylüyoruz. Kutsal Kitap, Mesih’in çarmıhtaki ölümüyle üçüncü gün dirilişi arasında, bedeninin mezarda yattığını, insan ruhunun tüm ruhların Yargı Gününden önce gittikleri yer olan Hades’e gittiğini öğretmektedir.[12]

Bu, Petrus’un 16. Mezmur’dan alıntıladığı ve Mesih’e işaret ettiği Elçilerin İşleri 2. bölümdeki vaazında açıktır (Elçilerin İşleri 2: 24-31). Orjinal kurgusunda, Mezmur 16 Davut’un Tanrı’nın ruhunu Hades’te terk etmeyeceğine dair güvenini ifade ettiği bir mezmurdur. Fakat işin tuhaf yanı burada yatmaktadır. Petrus, Davut’un gerçekte kendisinden söz etmediğini söylemektedir. Petrus, Davut’un öldüğünü, gömüldüğünü ve mezarınında o güne dek onlarla olduğunu söylemiştir. Bu nedenle de Davut kendinden bahsediyor olamaz. Aksine, Davut bir peygamber olduğundan ve Tanrı’nın Davut’un tahtına soyundan birini geçireceğine dair vaatte bulunmuş olduğunu bildiğinden Davut aslında geleceği gördü ve Mesih’in dirilişinden bahsetti. Davut “Ruhumu ölüler diyarına terk etmezsin”[13] dediğinde, İsa’nın bir gün ağzından çıkacak olan sözleri söylemiştir. Bu nedenle, Elçilerin İşleri 2: 27-31’de Petrus’un alıntı yaptığı Mezmur’un İsa’ya işaret etmesi İsa’nın Hades’e indiğini ifade eden İnanç Açıklaması için önemli delildir.

Açıklamak gerekirse İsa, Hades’te geçici cezanın yeri olan, kötüklerin bulunduğu kısma gitmedi. Bunun yerine Hades’te gittiği kısım doğruların gittiği, Tanrı’nın huzurundaki sevinç yeriydi. Hades’in bu kısmına ayrıca “cennet” veya “İbrahim’in yanı” denmektedir. İşte bu nedenle İsa çarmıhtaki hayduta “Bugün benimle birlikte cennette olacaksın”(Luka 23:43) dedi.

İsa Hades’te Ne Yaptı?

Şimdi “cehenneme indi” ifadesinin gerçekte ne anlama geldiğini kavradık, başka önemli bir soru sormanın zamanı geldi: İsa Hades’te ne yaptı? Eğer Hades’te ruhların etrafındaki ruhların farkına varma yetisine sahip olduğunu varsayarsak,[14] o zaman speküle etmek için kışkırtıcıdır. Hala Üçlübirliğin ikinci kişisiyle bir olarak, İsa’nın insan ruhu ölüler diyarına girdiğinde, bazı konuşmaların yer almış olması gerekir gibi gelmektedir.

Kilise tarihinde, üç ana spekülasyon yer almaktadır. İlki açıkça yanlıştır, ikincisi de yanlıştır fakat daha Ortodoks bir yolla yeniden formüle edilmiştir ve üçüncüsü de Ortodoks’tur fakat Kutsal Kitap yalnızca hakkında ipuçları verir.

İlk Spekülasyon: Tövbe İçin İkinci Bir Şans

 Açıkça yanlış olan ilk spekülasyon; İsa’nın müjdeyi duyurduğu ve Mesih’in gelişinden önce ölenlere tövbe etmek için ikinci bir şans verdiğidir. Ancak bu spekülasyon açık bir şekilde yanlıştır. Ölümden sonra tövbe  etmek için ikinci bir şans olmadığını biliyoruz. Kutsal Kitap açıkça “İnsanın bir kez ölmesi, sonra da yargılanması kaçınılmaz olduğu gibi, Mesih bir kez kurban edildi. İkinci kez, günah yüklemek için değil, kurtuluş getirmek için kendisini bekleyenlere görünecektir.” (İbraniler 9:27-28) öğretir. İsa’nın kendisi de aynı şeyi öğretmiştir. İbrahim’in zengin adama Hades’te söylediklerini anımsayın “Üstelik, aramıza öyle bir uçurum kondu ki, ne buradan size gelmek isteyenler gelebilir, ne de oradan kimse bize gelebilir.” (Luka 16:26). Kendisi gelmeden önce ölenlere kurtulmaları adına ikinci bir şans vermek için müjdeyi duyurduğu spekülasyonunu çürütür.

İkinci Spekülasyon: Eski Antlaşma Kutsallarını Limbo’dan Kurtarmak

İkinci spekülasyonun kilise tarihinde büyük bir etkisi vardır. Bir doktrin olarak resmi olarak hiçbir zaman ilan edilmemesine rağmen, bu popüler Roma Katolik görüşüdür. Orta Çağ boyunca popüler Roma Katolik görüşü ölümünden sonra İsa’nın Limbo denilen yere (limbus patrum), Hades’in içine, Eski Antlaşma kutsallarını bu zindandan kurtarmak ve cennete götürmek için indiğidir.

Bu görüşle ilgili sorun, Limbo diye bir yerin olmamasıdır. Eski Antlaşma’daki imanlıların öldüğünde, Tanrı’nın huzurundaki sevinci tattıklarını biliyoruz. Örneğin Mezmur 73’de, Asaf Rab’be “Senden başka kimim var göklerde? İstemem senden başkasını yeryüzünde.” (Mezmur 73:25) demektedir. Eski Antlaşma’daki imanlılar Limbo’da sıkışıp kalmamıştır. Calvin, İsa’nın Eski Antlaşma imanlılarını Limbo’dan özgür kıldığını iddia eden Katolik görüşüyle ilgili, çocuk masalı demektedir.[15]

Ancak bu spekülasyon bu kadar çabuk sıvışmamalıyız. Daha ortodoks bir şekilde kurtarabilceğine ve yeniden formüle edilebileceğine inanıyorum. Eski Antlaşma’daki kutsallar zaman zaman Tanrı’nın kendilerini Şeol’dan fidye ile kurtraracağına dair güvenlerini ifade etselerde, diğer zamanlarda sıcak tüylerle Şeol’a inmenin mutlu bir his olmadığını düşünmüşlerdir. Endişeli bir bekleyiş vardı, çünkü Mesih henüz gelmemişti. Ağıt mezmurlarında, mezmur yazarı Tanrı’dan ölmesine izin vermemesi için yakarır. Şunun gibi retorik sorular sorar: ölüler Seni yüceltir mi? Sadıkların unutulanlar diyarına mı terk edilecek? Objektif olarak Eski Antlaşma kutsalları ölümlerinde Tanrı’nın huzurunda bereketlendiler, fakat subjektif olarak ölüm konusunda endişeliydiler. Bu nedenle İsa Hades’e indiğinde, Eski Antlaşma kutsalları arasındaki varlığı görkemi bir an olmalıdır. Bunu, İsa’nın karanlık bir odaya girip ışıkları acıması olarak düşünmek istiyorum.

Bu yeniden formüle edilmeye destekte, J.I. Packer Eski Antlaşma imanlılarının ruhlarının Mesih tarafından “Mükemmelleştirildiğini” söyleyen İbraniler’de iki ayete başvurur.[16] İbraniler 11. Bölümü hatırlarsınız, Eski Antlaşma imanlılarının uzun bir listesini verir –Habil,Hanok, Nuh, İbrahim, Sara, Musa vb. En sonunda, “İmanları sayesinde bunların hepsi Tanrı’nın beğenisini kazandıkları halde, hiçbiri vaat edilene kavuşmadı. Bizden ayrı olarak yetkinliğe ermesinler diye, Tanrı bizim için daha iyi bir şey hazırlamıştı.” (İbraniler 11: 39-40) dediğini görüyoruz. İkinci ayet bir sonraki bölümde “Oysa sizler Siyon Dağı’na, yaşayan Tanrı’nın kenti olan göksek Yeruşalim’e, bir bayram şenliği içindeki on binlerce meleğe, adları göklerde yazılmış ilk doğanların topluluğuna yaklaştınız. Herkesin yagıcı olan Tanrı’ya, yetkinliğe erdirilmiş doğru kişilerin ruhlarına, yeni antlaşmanın aracısı olan İsa’ya ve Habil’in kanından daha üstün bir anlam taşıyan serpmelik kana yaklaştınız.” (İbraniler 12: 22-24)’e işarettir. Bu örnek, Eski Antlaşma imanlılarının öldüklerinde değil, fakat daha sonra İsa Mesih tarihte kefareti ödediğinde mükemmelleştirildiklerini göstermektedir.

Bu Limbo’yla ilgili Roma Katolik bağlamın çıkmaz bir yola girdiğinin esas gerçeğidir. İnsan uydurması mitlerden tiksinen Calvin bile bu esas gerçeği kabul etmiştir. Mesih’in Eski Antlaşma imanlılarının üzerine parladığını söylemiştir. Varlığınının ışığı, önceden yalnızca tadımlık aldıkları kurtuluşu açıkça görebilmelerini sağlamıştır.[17]

Üçüncü Spekülasyon: Şeytan’a Karşı Kazanılan Zaferin İlan Edilmesi

Bu, bizi üçüncü spekülasyona götürür. İçlerinden en fazla Kutsal Kitapsa olan budur, fakat Kutsal Kitap’ta yalnızca ip uçlarına sahiptir. İsa ölümünden sonra Hades’e indiğinde, Şeytan’a karşı kazandığı zaferi ilan  ediyor gibi gözükmektedir. Luther ve izleyecileri bu görüşün bir versiyonunu benimsemiştir. Hades’te zaferini ilan etmesine muhtmel bir ipucu, Petrus’un İsa’nın zindandaki ruhlara gittiğini ve müjdeyi duyurduğunu söylediği 1. Petrus’tur (1.Petrus 3:19). Bu pasaj, bu tezin ölçeğinin ötesinde yorumsal bulmacalarla doludur. Fakat olası bir yorum bu üçüncü spekülasyona destek verebilir.

Buna ek olarak, Tanrı’nın Eyüp’ü bir kasırganın için yanıtladığı Eyüp kitabının septaugant çevirisinde bir çok kilise babası bir ayete başvurmuşlardır. Tanrı, Eyüp’e kendisini O’nun yerine koyması için bir dizi retorik soru sorar: “Denizin kaynaklarına vardın mı, Gezdin mi enginin diplerinde? Ölüm kapıları sana gösterildi mi? Gördün mü ölüm gölgesinin kapılarını?”(Eyüp 38:16-17).[18] Daha önce İ.S. 359’daki Sirmiun Konseyi İnanç Açıklaması’ndan söz ettim. Bu konseydeki piskoposlar şimdi fatihleri olanın huzurunda şeytanın titrediği, Mesih’in Hades’e inişinden bir peygamberlik olarak söz eder. Buna uygun olarak, Sirmium Dördüncü İnanç Açıklaması’na şunu eklemişlerdir: “Çarmıha gerildiğini, öldüğünü ve yerinaltındaki bazı kısımlara indiğini ve oradaki her şeyi düzene koyup yendiğini, cehennemimn bekçilerinin O’nu gördüğünü ve titrediğini ve üçüncü gün ölümden dirildiğini biliyoruz.”[19]

Böylece ölülere tövbe etmesi için ikinci bir şansi verdiği spekülasyonu elden çıkarılabilir. İkinci ve üçüncü spekülasyonlar o kadar çabuk çıkarılmaz, Kutsal Kitap’ta İsa’nın ruhu Hades’e girdiğinde dünyanın sarsıldığına (ya da Hades’in sarsıldığına) dair orada veya burada ipuçları bulunur.

Nihayetinde, önlem almak hikmetlice olur. Dogmatik olmamalıyız. Fakat şu kadarını söyleyebiliriz. İsa Mesih Hades’e indiğinde, tarihsel bir olayın gerçekleştiğine dair bu ilk işaretti; evrenin kumaşı temelden değişiyordu, çünkü kefareti ödenmiş ve sonsuz doğruluğu getirmişti. Kurtuluşunun tamamlanmış olmasına dair bu vahiy Hades’te işitilen bir gök gürültüsü gibiyidi. Kayıp ruhlar ve şeytan için, Mesih’in yerinaltının da Rabbi olduğuna dair korkunç bir işaretti ve Yargı Günü geliyordu. Fakat Eski Antlaşma imanlıları için, Hades’in şimdi onlar için cennete dönüşeceğine ve bir gün yeni yaratılışta yaşamak için dirilmiş bedenlerle diriltileceklerine dair görkemli vahiydi.

Bu Gerçeğin İşlevsel Tesellisi

Mesih’in “Hades’e  inmiş” olduğu gerçeğinden ne gibi işlevsel bir teselli çıkarabiliriz?

İsa Mesih’in önümüzden gittiğini ve ölümden sonsuz yaşama geçiş yolu hazırladığını bilmek teselli edicidir. Bizlerin tecrübe edeceği gibi ölümü tecrübe etmiştir ve bizler için diriliş yaşamının diğer boyutuna geçmiştir. İsa, tüm ölenlerin kaderini paylaşmıştır. Bir zamanlar ölülerin, Hades’te bedenlerinden ayrılan ruhların arasındaydı. İsa, tıpkı bizim gibi gerçekten de insandır. Ebedi, Tanrı’nın İlahi Oğlu olmasına rağmen, bu hiçbir şekilde O’nun tamamen insan doğasına da sahip olduğunu gözden çıkarmadı. O bizlerden biri gibi olan, beden alan, düşmüş insan kaderimizi her şekilde – sıkıntılarda, hatta ölüm acısını bile; paylaşmış olan Tanrı Oğlu’dur. İbranilerin yazarının dediği gibi, bizleden biri gibiydi ve bizlere kardeşlerim demekten utanmadı – Kardeşimiz olarak bu kapasitede, Tanrı’nın lütfuyla bizlerin yerine “ölümü tattı”(İbr. 2:9).

Tertullian bundan Mesih’in gerçek insan doğası olarak söz etmektedir. Ruhla ilgili olarak tezinde şunları yazmış:

“Mesih Tanrı olmasına rağmen, aynı zamanda insan da olarak…. tamamen razı oldu (insan doğasının yasasıyla) ölü bir adamın durumuyla Hades’te kalacak; yerinderinliklerine inmeden önce göğün yükseklerine çıkmadı.”[20]

Beden almış Tanrı olarak, ölümü başka bir şekilde tattığını düşünebilirsiniz. Günahlarımızın kefaretini çarmıhta ödediğinde ve son nefesini verdiğinde, insan ruhunun cennette Tanrı’nın sağında ayrılmış özel bir yere gitmiş olduğunu düşübebilirsiniz. Fakat böyle değil, yüceltilmesi için zamanı gelmemişti. Tanrı’nın beden almış Oğlu olması son kez akçaltılmasından O’nu kayırmadı. Bir basamak daha aşağı indi. Kozmik derinliğin dibine henüz ulaşılmadı. Hades’e inmeliydi. Aşağıya, en derinler, göklerin yüksekliğinden sembolik olarak en uzağa inmeliydi ve oraya gitti, günahlarımızın bedelini ödemek için değil, fakat bizleri ölümün zincirinden özgür kılmak için.

Düşmüş insanlığımızı yalnızca ölüme giderek paylaşmamış. Fakat o insansal yönünde bizim adımıza ölüme de zafer kazanmıştır. Tekrar ve tekrar Yeni Antlaşma İsa’nın ölümden soyut bir şekilde dirilmediğini, fakat “ölülerin arasından” dirildiğini söylemektedir. İsa “Bedenin, yani kilisenin başı O`dur. Her şeyde ilk yeri alsın diye başlangıç olan ve ölüler arasından ilk doğan O`dur.”(Kolosililer 1:18; Vahiy 1:5). Üçüncü gün, Güçlü Kurtarıcı, Kral, Hades’in Rabbi olarak ölümden aralarından ilk doğan olarak görkemli bir şekilde dirilmiştir. Ölümle yüzleştiğimizde İsa’nın ölümü yendiğini ve bizi ölümün gücünden kurtardığını hatırlayabiliriz.

Vahiy’in ilk bölümünde elçi Yuhanna “Rabbin gününde ruhta” olduğunu söyler. Kendinden geçerek “İnsanoğluna benzer birinin”uzun bir kaftan giydiği görümü görür. Yüzü güneş gibi parlamaktadır. O’nu gördüğünde, ölü gibi ayaklarının dibine serilir. Fakat sağında duran Rab onu teselli eder ve “Korkma, ilk ve son ve yaşayan Benim. Ölmüştüm ama sonsuzlıklar boyunca diriyim, ölümün ve Hades’in kapılarının anahtarı bendedir.” (Vahiy 1: 17-18).

Bu nedenle, ölümden korkmamıza gerek yoktur. Ölülerin ruhlarının şu an bulunduğu yere gitme zamanımız geldiğinde, oraya yalnız gitmeyeceğimizi ya da kederle yüzleşmeyeceğimizi biliyoruz. İsa bizim için orada bulunmaktadır ve bizleri görecektir.

Dipnot: Hades Nerede?

Hade ve cennetle ilgili olarak coğrafik terminoloji kullanırken dikkatli olmamız gerekir sanırım. Hades nerede? Copernicus’tan önce hemen hemen herkez literal olarak yerin altında olduğunu düşündü.[21] Fakat Copernican öncesi bir “dünya resmine” herhangi bir Kutsal Kitapsal uydurmaya çalışmanın savunulacak bir yanı yoktur (Weltbild). Hades’e inmek dili metaforiktir. Cennet nerede? Literal olarak “yukarıda” gökyüzünde mi? Kesinlikle, fakat “yukarı” tüm yöneltmelerde dünyanın dışına yayılmaktadır. Meredith Kline’a göre meleklerin görünmeyen dünyasıdır, her yerde mevcuttur ve yalnızca Mesih’in ikinci gelişinde açığa çıkarılmayı beklemektedir.[22]

Hades veya Cenneti bu evrenin içinde var olan literal yerler olarak düşünmemek daha iyidir, fakat ruhun ölüm sonrası, Tanrı’yla ilişkide diriliş-öncesi varlığı olarak düşünülmelidir. Vaiz ölümde “Toprak geldiği yere dönmeden, Ruh onu veren Tanrı`ya dönmeden, Seni yaratanı anımsa.”(Vaiz 12:7) demektedir. Tüm bildiğimiz, ölümde tüm ruhlarıb “Tanrı’ya döndüğüdür.” Doğru olan bunu bereket; kötü olan ise geçici yargı olarak deneyimler nihai yargıyı beklerken. Hades’in iki bölüm olduğunu söyleyen Kutsal Kitapsal dil ölümün iki farklı deneyimi olduğunu göstermeyi amaçlayan bir metafordur.

Sonuç olarak, doğrunun öldükten sonra Hades’in bereket kısmına, ya da İbrahim’in yanına, ya da Cennete gittiğini söylemek arasında fark yoktur. Bunlar, aynı şeyi söylemeyi meşrulaştırma yollarıdır.

[1] Daniel R. Hyole, “Cehenneme İndi Cümleciğinin Savunulması: Çağdaş Kritiklere Yanıt (Grand Rapids: Reformasyon Mirası Kitapları, 2010), 1-2 Bakınız, Calvin’in “Hristiyan İnancının Temellerinin McNeil – Battles basımında editörün dipnotu (Philadelphia Westminster Yayını, 1960), 1513 n17.

[2] JETS 34/1 (Mart 1991): 103-13. http://www.etsjets.org/files/JETS-PDFS/34/1/34-1-ppl03-113.JETS.pdf.

[3] “Tarihi İnanç Açıklaması” olarak da bilinir. Athanasius, De Synodis 8 tarafından alıntılanmıştır. Geçmiş tarihi ve çevirisi için bakınız, R.P.C. Hanson, “Tanrı Doktrinin Araştırılması: Aryan Karşıtlığı, 318-381 (Grand Rapids: Baker Akademik, 2005), 362-4.

[4] Calvin, “Hristiyan İnancının Temelleri 2. 16. 8-12.

[5] Westminster İnanç Açıklaması VIII. 4.

[6] İnanç Açıklaması Kitabı (Louisville, 1991).

[7] Daniel R. Hyde, Cehenneme İndi Cümleciğinin Savunulması; Cornelis P. Velema, İnandığımız Şey: Elçilerinin İman Açıklamasının Yorumu (Grand Rapids: Reform Paydaşlığı,1996), 61-70.

[8] Webster’in Dokuzuncu Yeni Sözlüğü İlk Anlamı “Ölülerin Varlığını Sürdürdüğü Dünya: HADES” olarak algılar. “Cehennem” için kullanılan Latince kelime 1125 tarihli Elçilerin İnanç Açıklamasının eski versiyonunda infernus olarak verilir. James F. Kay, “Cehenneme İndi” Elçilerin İnanç Açıklaması Araştırmak (ed. Roger E. van Harn; Grand Rapids: Eerdmands/Londra: Morehouse, 2004), 118.

[9] Tekst belirsizdir ve açıkça zengin adamın Hades’e gittiğini söyler. Fakat ikinci Tapınak Yahudiliğinde Hades’le ilgili olarak iki bölüm hakimiyetinin ışığında, İsa’nın bu standart Yahudi görüşü benimsediğiyle hem fikir olabilirim. Bkz. Josephus, 18. 14; J.W. 2. 163; 1.Hanok 22:1-14; 51: 1-2; 4. Ezra 7:32-44; 2.Baruh 50:2-51:3.

[10] Eski Antlaşma sonrası Yahudilikte Hades’in iki bölgeye ayrıldığının tarihsel gelişimini daha fazla görmek için, Joachim Jeremias’ın, Gerhard Kittel’in “Yeni Antlaşmanın Teolojik Sözlüğü”ndeki mükemmel makalesine bakınız, 1. 146-9.

[11] Esasında Latince’de beş tane ilişkili kelime vardır (iki sıfat ve üç isim): 1) İnfernus: Cehennem 2) İnfernus: mezar, yeraltı, Şeol 3) İnfernus: Mezara, yeraltına inme 4) İnferus: yerinaltı, cehennem, ölünün terkedilmesi, Şeol 5) İnfei, -orum: yerinaltındakiler ölüler. Leo Fç Stelten, “Kutsal Kitapsal Latince Sözlüğü” (Peabody: Hendrickson, 1995), 131.

[12] Westminster Uzun Kateşizmi, cehenneme indi ifadesinin kronolojik sıralamasını fark ederek (ölüp gömüldükten sonra ve ölümden üçüncü gün dirilmeden önce) kanımca Heidelberg Kateşizminden daha iyi bir yorum sunmaktadır: “S:50. 50. Mesih’in ölümünden sonra alçaltılması neyi içerir?

Mesih’in ölümünden sonra alçaltılması, gömülmesi, üçüncü güne kadar ölüm konumunda ve ölümün gücü altında kalmasını içerir; ki, bu da şu kelimelerle ifade edilmiştir:ölüler diyarına indi.

” Bu makalede savunduğum görüş uzun kateşizmle çok daha uyumludur. “Cehenneme İndi”, üçüncü gün dirilene de “ölüm durumunda kaldı” anlamına gelmektedir. Bu, yalnızca İsa’nın bedenine işaret ediyormuş gibi “mezara indi” olarak algılanmamalıdır. Hades’e inmesi ölümü ile dirilişi arasında insan ruhuna ne olduğuna işaret etmektedir.

[13] Koine Grekçe’de είς genellikle εν’e denktir, bu nedenle Hades’te olarak çevrilebilir.

[14] Bedenlerden ayrılmış ruhların Sheol/Hades’te orada bulunan ruhların farkında olduğu görülebilir. Bu Yeşaya’nın Babil Kralı’nın öldüğünü ve ölüler diyarına gittiğni anlattığı ilginç pasajda ima edilir: “Toprağın altındaki ölüler diyarı Babil Kralı’nı karşılamak için sabırsızlanıyor. Onun gelişi ölüleri dünyanın eski önderlerini heyecanlandırıyor; Hepsi seslenip diyecekler ki “Sen de bizim gibi gücünü yitirdin, bize benzedin.” (Yeşaya 14:9-10). Ruhlar arası sosyal bilincin Hades’te olması mümkündür. Eğer “gölgeler” Babil Kralı’nı karşılamak için dürtülürse, İsa’nın insan ruhu Hades’e girdiğinde ne olur!

[15] Calvin “Hristiyan İnacının Temelleri” 2.16.9.

[16] Eski Antlaşma İmanlılarının ruhlarını mükemmelleştirdi (İbraniler 12:23; 11:40), Sheol’dan çıkardı onları, Cennet’e getirdi. J.I. Packer, “Elçilerin İnanç Açıklamasını doğrulamak” (Wheatan: Crossway, 2008) 88.

[17] “Mesih’in onları Ruh’un gücüyle aydınlattığını, daha önce yalnızca tadımlık aldıkları lütuftan almalarını sağlamış olduğunu kabul ediyorum.” Calvin, “Hristiyan İnancının Temelleri” 2.16.9 (Beveridge).

[18] Eyüp 38:17’nin masoratik teksti farklı şekilde okur: Ölümün kapıları sana vahyedildi mi ya da derin karanlığın karpılarını gördün mü?

[19] 3. Dipnota bakınız

[20] Tertullian,  “De Anima 55” (ANF 3.231)

[21] Josephus, 18. 14; Tertullian, “De Anima 55”; Dördüncü Sirmium İnanç Açıklaması, İ.S. 359.

[22] Meredith G. Kline “Tanrı, Cennet ve Armagedon: Kosmo ve Telanur Antlaşması Öyküsü” (Eugene: Wipf ve Stock, 2008), 3-28.

Hristiyan Olmak İçin Ne Yapmanız Gerekiyor? (R. Scott Clark)

Hristiyan Olmak İçin Ne Yapmanız Gerekiyor? (R. Scott Clark)

Hristiyan Olmak İçin Ne Yapmanız Gerekiyor? İnsanların bu soruyu yanıtlama biçimi, Hristiyanlık hakkındaki önyargılarını da göstermiş oluyor. Bazıları Hristiyan olmak için çok çalışıp çok çaba sarfetmek gerektiğini düşünüyor. Hatta bütün çabalarına rağmen Hristiyan...

Bebek Vaftizi Üzerine Reformcu Bir Savunma (R. Scott Clark)

Bebek Vaftizi Üzerine Reformcu Bir Savunma (R. Scott Clark)

Bebek Vaftizi Üzerine Reformcu Bir Savunma R. Scott Clark Giriş Batılı Hristiyanlar arasında vaftiz konusunda dört ana görüş vardır:[i] Vaftiz, vaftiz uygulamasıyla alınan lütuf sayesinde ruhsal yenilenme ve ilk aklanma ve kutsallaştırma aracıdır, öyle ki kişi...

Rab Doğruluğumuzdur (George Whitefield)

Rab Doğruluğumuzdur (George Whitefield)

Rab Doğruluğumuzdur George Whitefield PDF İndir Rab Doğruluğumuzdur (George Whitefield)   Yeremya 23:6 “Rab doğruluğumuzdur.”   Genel olarak insan doğasını veya özel olarak kendi yüreğinin eğilimini öğrenen kişiler şunu bilmelidir ki, insanın kendi doğruluğu...

Kitap Önerileri

Müjde Nedir?
İsa Kimdir?
Marangozdan Da Öte
Koronavirüs ve Mesih

Müjde Nedir?

İsa’nın kutsallığı, O’nu günahımız için kusursuz bir kurban haline getirmiştir.… Günahlarımız Tanrı’yı rahatsız etmekten ötedir. Öyle ki insanlığın günahı tahmin edilemeyecek ölçüde acıya yol açmıştır. Öfkemiz, istismarcılığımız, aldırmadığımız acılar ve görmezden...

Eskatoloji

Gelecek zaman ile ilgili her şeyi bilemeyebiliriz. Ancak Kutsal Kitap bizlere pencereler açarak ümitli bir durumda, iman ve sevgi ile devam etmemiz için gerekenleri vermiştir. Kutsal Kitap'ın ''son zamanlar - çağın sonu'' hakkındaki öğretisi, Kutsal Kitap'ın tamamına...

Bizimle Bağlantı Kurmak İçin

Bize Bir Mesaj yollayın