Kurtuluş Müjdesi
Mesih’in tanıkları olmak kolay bir iş değil. Mesih’e iman edenlerin büyük bir çoğunluğu kendileriyle alay edileceği korkusundan dolayı Müjde’yi kimseyle paylaşmıyor. Hatta Hristiyan olduklarını bile gizleyenler var. Bazıları da Pavlus’un cesaretini örnek gösterip Müjde’yi yaymaya çalışıyor. Pavlus’un yaşamında bugün bize güven veren şeyler nelerdir?
Pavlus Mesih’in Kurtuluş Müjdesi’ni açıklamak üzere Korint’e gitmek üzereyken içinde bir korku vardı.
Grekler gibi Korintliler de bilgelikleriyle övünen bir halktı. Korint’te Platon ve Aristo gibi büyük düşünürlerin fikirlerini bilmeyen yok gibiydi. Platon ve Aristo’nun hayattaki bütün problemleri çözmemiş olmalarının sebebi olarak bazı problemlerin filozoflar tarafından çözülemeyecek kadar derin olduklarına inanıyor olmalarıydı. Korint halkı böyle düşünüyordu.
Pavlus Korint’e gitmeden önce bu durumun farkındaydı. Pavlus felsefe düşkünü Greklere nasıl gidecekti? İsa’nın basit yaşam hikayesini ve hele hele dirilişini onlara nasıl anlatacaktı? Bu yaşamdan sonra iyi insanları mutlu bir yerin beklediğini söyleyen Greklere Tanrı’nın yaklaşmakta olan gazap dolu yargısını nasıl anlatacaktı?
Grekler, ölümü ve dirilişiyle insanları kurtuluşa eriştiren bir Yahudi’ye nasıl inanacaklardı? Pavlus, İsa’nın bir gün göklerden gelip insanları yargılayacağını ağzından kaçıracak olsa felsefeci Grekler onu dinlerler miydi acaba? Pavlus herhalde bütün bunları düşünüp kendisini dinlemek istemeyeceklerini biliyordu.
Elçi Pavlus
Pavlus Korint’e kendi gücüyle gitmeyecekti. Hatta kendi gücüne ihtiyacı olmayacaktı. Birisi Pavlus’un yaşamını değiştirip ona yeni bir güç vermişti. Pavlus Şam’a giderken yolda Rab’le karşılaşmıştı. O zamandan beri Pavlus Rab için her yere gitmeye hazırdı. Rab Pavlus’u kendi amaçlarını yerine getirmek için bir araç olarak kullanıyordu. Elçiler’in İşleri 9:15’te Rab Pavlus hakkında şöyle diyor: “Bu adam, benim adımı öteki uluslara, krallara ve İsrailoğulları’na duyurmak üzere seçilmiş bir aracımdır.”
Rab’bi gördükten ve Kutsal Ruh’la dolduktan sonra (Elç. İşl. 9:17) Yahudiler’in onu öldürmeye çalıştığını bildiği halde Yahudiler’den korkmuyordu.
Peki Pavlus öteki ulusların insanlarından çekiniyor muydu? Diğer milletler Yahudilerden daha mı sertti? Hayır, daha sert olamazlardı. Onlar da Yahudiler gibi Adem’in günahına sahiplerdi (Romalılar 5:12). Yahudiler gibi onlar da dünyasal akıllara sahiplerdi ve bu yüzden Tanrı’ya düşmanlardı (Romalılar 8:17). Yahudiler gibi onlar da “suçlardan ve günahlardan ötürü ölüydüler.” (Efesliler 2:1).
Daha sonraki bir tarihte Korint Kilisesi’ne yazdığı mektupta Pavlus’un şaşkınlığını görüyoruz. Pavlus Korintli Greklerin Mesih’e iman ettiklerini görünce şaşırmıştı. 1 Korintliler 2:4-5’te şöyle diyor: “Sözüm ve bildirim, insan bilgeliğinin ikna edici sözlerine değil, Ruh’un kanıtlayıcı gücüne dayanıyordu. Öyle ki, imanınız insan bilgeliğine değil, Tanrı gücüne dayansın.” Daha sonra Pavlus şöyle devam ediyor: “Doğal kişi, Tanrı’nın Ruhu’yla ilgili gerçekleri kabul etmez. Çünkü bunlar ona saçma gelir, ruhça değerlendirildikleri için bunları anlayamaz.” (1 Kor. 2:14).
Pavlus Korint’teki Grekler’e Kurtuluş Müjdesi’ni açıklamak için gitmek üzereyken Rab ona lütufkar davranarak göründü ve şöyle dedi: “Korkma…Konuş, susma! Ben seninle birlikteyim; hiç kimse sana dokunmayacak, kötülük yapmayacak. Çünkü bu kentte benim halkım çoktur.” (Elçilerin İşleri 18:9-10). Pavlus Rab’bin verdiği alçakgönüllülükle ve cesaretle Kurtuluş Müjdesi’ni yaymaya gider. Korintliler’e açık fikirli olmaları gerektiğini, diğer tanrı ve tanrıçalarının yanında bir de Mesih’e yer açmaları gerektiğini söylemiyor. Kendi bilgeliğine dayanmadan, Kutsal Ruh’un hikmetli yönlendirişiyle Pavlus Grekler’in bilgeliğine meydan okuyor. “Hani nerede bilge kişi? Din bilgini nerede? Nerede bu çağın hünerli tartışmacısı? Tanrı dünya bilgeliğinin saçma olduğunu göstermedi mi? Mademki dünya Tanrı’nın bilgeliği uyarınca Tanrı’yı kendi bilgeliğiyle tanımadı, Tanrı iman edenleri saçma sayılan bildiriyle kurtarmaya razı oldu.” (1.Korintliler 1:20-21).
Alçakgönüllülükle ve Cesaretle
Bugün elçi olmayan bizler nasıl olur da dünyanın bilgeliğine karşı meydan okuruz? Günümüzdeki bilge insanlara bilgeliklerinin saçmalık olduğunu söyleyebilir misiniz? Evet, bunu söylemek zorundayız. Bizler Pavlus gibi Elçi değiliz. Bir filozofla ya da Tanrı tanımaz bir bilim adamıyla konuşmak üzereyken Tanrı bize görünüp Pavlus’la konuştuğu gibi konuşmayacak. Rab bazı insanlara vermiş olduğu felsefik derin düşünce kapasitesini herkese vermedi. Dünya insan aklına dayanan derin felsefik konulara değer veriyor. Rab’bin değerlerinin daha farklı olduğunu görüyoruz. Rab O’nun tanıkları olabilmemiz için bize gerekli olan her şeyi vermiştir. Pavlus’un Kurtuluş Müjdesi’ni duyurmak için ihtiyaç duyduğu her şey bugün bizim elimizde mevcut. Rab bütün bunları bizlere sağladı. Rab Pavlus’a ne vermişti?
İlk olarak, Mesih Pavlus’a görünerek kesin gerçeğin ve kurtuluşun sadece ve yalnızca Mesih’te olduğunu bilmesini sağlamıştır. Pavlus Tanrı’nın sözünde söylediklerinin artık kesinlikle gerçek olduğunu biliyordu. Pavlus, Yol, Gerçek ve Yaşam olan Mesih’e dayanmayan her iddianın yalandan ibaret olduğunu biliyordu. Mesih’e, O’nun ölümüne ve dirilişine dayandırılmayan gerçekle ilgili iddialar tövbe etmeyen günahkar insandan kaynaklanmaktadır.
İkinci olarak, daha önce de belirtmiş olduğumuz gibi Pavlus Korint’e Kutsal Ruh’un gücüyle gitmiştir. “Rab Ruh’tur, Rab’bin Ruhu neredeyse orada özgürlük vardır” (2 Korintliler 3:17) diyen Pavlus Korintliler’e gücünün kaynağını bu şekilde açıklıyor.
Üçüncü olarak, Pavlus Rabbin ona görünmesiyle ve Kutsal Ruh’la dolu olarak, öncelikle yapacağı işin kendisi için çok büyük bir iş olduğunu Rabbin önüne getiriyor. Rab Şam yolunda Pavlus’a göründükten sonra Hananya’ya Pavlus hakkında şunu söylüyor: “… şu anda orada dua ediyor.” (Elçilerin İşleri 9:11).
Tanrı Modern Bilgeliği Saçmasaydı
Eğer Rab’bin hizmetkarları olacaksak ve Pavlus’u örnek alacaksak tüm varlığımızla, alçakgönüllülüğümüzle ve cesaretimizle modern dünyanın bilgeliğine karşı durmalıyız. Greklerde olduğu gibi modern dünyanın bilgeliğinin merkezinde de insan vardır. Pavlus’un anlattığı Grek bilgeliği gibi modern bilgelik de Tanrı tarafından saçma sayılmıştır.
Modern felsefe ve bilim insanların ve insanın çevresindeki gerçeklerin Tanrı tarafından yaratılmış olduğuna ve Tanrı’nın yönetiminde olduğuna inanmamaktadır. Modern insan kendisinin günahlı olduğunu düşünmez ve bundan dolayı yaşamı ve yaşamın anlamını doğru bir şekilde yorumlamaktan yoksundur. Modern insan Tanrısız, Mesihsizdir ve bundan dolayı dünyada hiç bir umudu yoktur.
Modern insan dünyanın şans eseri oluştuğunu varsayar ve kendisinin de şans eseri kazayla oluştuğuna iman eder. Modern insan kendi aklını kullanarak (şans eseri oluşan akıl!) içinde bulunduğu kaosa mantıklı (şans eseri oluşan mantık!) bir açıklama getirmeye çalışır. İnsanın hikmeti, bilgeliği Tanrı’nın gözünde aptallık, saçmalıktır. Tanrı işini şansa bırakmaz, Tanrı zar atmaz.
Mesih’e iman edenler, son yargı günü geldiğinde Tanrı’nın önünde sadece Mesih’e ait gerçeğin dimdik duracağını ve bu gerçek dışındaki her felsefenin, dinin veya iyi işlerin yıkıma uğrayacağını açık bir şekilde herkese anlatmalıdırlar.
Kayıp oğul benzetmesinde olduğu gibi (Luka 15:11-32), bu çağın modern felsefesi domuz ahırında besleniyor. Mesih’in evindeki gerçeklerin farkına varabilmeleri için Mesih’e iman edenlerin bu kişilere Kurtuluş Müjdesi’ni tüm çıplaklığıyla anlatması şarttır. Mesih’te kurtuluşa erişmiş kişiler, Mesih’i tanımayan insanları tövbe etmeye ve Baba’nın evindeki bereketlere çağırmazlarsa görevlerini yerine getirmemiş olurlar.
İnsanlar bizi dinleyecekler mi? Tövbe edecekler mi? Evet… bizi dinleyecekler ve tövbe edecekler! İsa Mesih Pavlus’a verdiği güvencenin aynısını bizlere de veriyor: “Çünkü bu kentte benim halkım çoktur.” (Elçiler’in İşleri 18:10). Bu şehirde, bu ülkede Tanrı’ya ait olanların hepsi Mesih’e iman edecek (Elçilerin İşleri 13:48). İnsanlara Mesih’in Kurtuluş Müjdesi’ni verirken Mesih’in vaadi ve Kutsal Ruh’un gücü bizlerin itaatiyle insanların yaşamlarını değiştirecek. “Ama siz Tanrı sayesinde Mesih İsa’dasınız. O bizim için tanrısal bilgelik, doğruluk, kutsallık ve kurtuluş oldu.” (1 Korintliler 1:30).
Mesih bilgeliğiniz, doğruluğunuz, kutsallığınız ve kurtuluşunuz olsun. Amin.
(Yazar Bilinmiyor)