Hristiyanlık » İsa Mesih » İsa Mesih Gerçekten Yaşadı mı?
İsa Mesih Gerçekten Yaşadı mı?

İsa Gerçekten Yaşadı Mı?

“İsa gerçekten yaşadı mı?” sorusuna cevap vermeden önce “bir insanın gerçekten yaşadığını nasıl anlarız veya bilebiliriz?” sorusuna cevap vermemiz daha yerinde olur.

İnsanın biri tarafından gerçek bir kişi olarak kabul edilmesi şu şekilde gerçekleşir; ilk olarak insan, doğumla dünyaya geldiği için ailesi, yaşamının ilerleyen safhalarında da çevresi tarafından tanınır. İkinci olarak ailesinin vatandaşı olduğu devlet tarafından bir nüfus cüzdanı verilerek tanınır.

İsa Mesih’in gerçekliğini kavramak için de yine bu iki yola başvurabiliriz.

  1. İsa Mesih ailesi, yakınları, çevresi tarafından tanınmış mıdır? Hakkında neler söylenmiştir? Gerçekten birileri ona dokunmuş, sesini duymuş mudur? Yaşamı boyunca neler yapmış, kimlerle diyalog içinde olmuştur?
  2. Tarihi dönemi nedir? Hangi devletin vatandaşı olarak dünyaya gelmiştir? Devlet ile ilişkisine dair kayıtlar var mıdır?

İSA MESİH’İN HAYATI

Günümüzde herhangi bir yazarın yada bilim adamının hayatını öğrenmek istiyorsak, onun biyografisine bakarız.Eğer Montaigne’nin hayatı hakkında öğrenmek istiyorsak akademik olarak doğruluğu güvenilir kaynaklara (Fransızca’dan çevrilmiş metinlere) başvurmamız gerekir. Kimse Ayşe teyze’den Montaigne’nin hayatını öğrenemek isemeyecektir, böyle bir yaklaşım gerçek dışı olur!

Biz de İsa Mesih’in hayatını ancak Kutsal Kitap’a bakarak öğrenebiliriz. Matta bölümü bizleri bir soy kaydı ile karşılamaktadır (Mat.1:1-17); İsa Mesih’in soy kaydı. Markos, Luka, Yuhanna bölümleri yine İsa Mesih’in yaşamının kayıtlarını içermektedir. Diğer bir deyişle İsa’nın yaşadığının kanıtı olarak görgü tanıkları vardır. İsa Mesih’in gerçekten yaşamadığını idda eden kişinin, tutulmuş tarihi soy kayıtlarını ve görgü tanıklarının tamamını reddetmesi gerekmektedir.

Elçiler açık bir şekilde İsa Mesih’in sesini işittikleri, gözleriyle gördüklerini, elleriyle dokunduklarını ifade etmektedir;

“Yaşam Sözü’yle ilgili olarak başlangıçtan beri var olanı, işittiğimizi, gözlerimizle gördüğümüzü, seyredip ellerimizle dokunduğumuzu duyuruyoruz.  Yaşam açıkça göründü, O’nu gördük ve O’na tanıklık ediyoruz. Baba’yla birlikte olup bize görünmüş olan sonsuz Yaşam’ı size duyuruyoruz.  Evet, sizin de bizlerle paydaşlığınız olsun diye gördüğümüzü, işittiğimizi size duyuruyoruz. Bizim paydaşlığımız da Baba’yla ve Oğlu İsa Mesih’ledir. Bunları size, sevincimiz tam olsun diye yazıyoruz.” ( 1. Yuhanna 1:1-4)

Bir doktor olan Luka da sözüne şöyle başlamaktadır;

“Sayın Teofilos, Birçok kişi aramızda olup bitenlerin tarihçesini yazmaya girişti. Nitekim başlangıçtan beri bu olayların görgü tanığı ve Tanrı sözünün hizmetkârı olanlar bunları bize ilettiler. Ben de bütün bu olayları ta başından özenle araştırmış biri olarak bunları sana sırasıyla yazmayı uygun gördüm. Öyle ki, sana verilen bilgilerin doğruluğunu bilesin.”

Bu değerli kayıtların yok sayılması mantıksal bir çelişkiyi doğurur. İsa’nın gerçekliğini reddetmek demek bütün görgü tanıklarına yalancı demekle aynı anlama gelir.

Bu sebeple, “birincil kaynak olan Kutsal Kitap dışında, başka kaynaklarda İsa Mesih’in yaşadığına dair kayıt var mıdır ?”diye sorarsak, araştırmamız daha objektif bir hale gelir.

 

İSA MESİH’İN TARİHSEL KİŞİLİĞİ

İkincil deliller olarak, Kutsal Kitap dışı kaynakları ve bu kaynakların İsa Mesih hakkında yazdıklarını şu şekilde sıralamamız mümkündür;

KORNELİUS TACİTUS (M.S. ~55/61-117):

(Roma’da yaşamış olan tarihçi.)

“Böylece Nero, bu sesi [Roma’yı yaktırdığı için onu suçlayan sesi] başka yöne çevirip ondan kurtulmak için, aşırılıklarından ötürü, halkın nefretine hedef olup Hıristiyan ismini alan insanları suçladı ve işkence ettirmeye başladı. İsimleri, Tiberius imparator olduğu sırada Yahuda valisi Pilatus tarafından idama çarptırılan Chrestos’tan [Mesih’ten] geliyordu. Bu zararlı batıl inanç, bir süreliğine kontrol altına alındıktan sonra, yalnız ortaya çıktığı Yahudiye’de değil, diğer bölgelerde meydana gelen her türlü vahşet ile utanç verici şeylerin kutlandığı Roma’da bile, tekrar güçleniyordu” (Tarihçe XV, 44).

FLAVİUS JOSEPHUS (M.S. 37-100):

(Yahudi tarihçi.)

“O dönemde İsa adında bilge bir adam ortaya çıktı […] Birçok Yahudi ve Yunanlıyı peşinden sürükledi. Kendisi Mesih’ti (Hristos). Halkın ileri gelenleri onun hakkında suç duyurusunda bulunduktan sonra, [Roma valisi] Pilatus onu çarmıha mahkûm etti. Ne var ki, onu sevenler yine sevgisine bağlı kaldılar. […] Ondan ismini alan Hıristiyanlar kabilesi, varlığını günümüze kadar sürdürmektedir” (Antiquities XVIII, iii, 3).

“Anano (…) Yahudi Meclisi’nin yargıçlarını toplantıya çağırıp önlerine, başka kişilerle birlikte Mesih denilen İsa’nın kardeşi Yakup isminde bir adam getirdi. Onları [Kutsal] Yasa’yı çiğnemekle suçladıktan sonra, taşlanarak ölüme mahkûm etti. Ama doğru insanlar ve Yasa’ya itaat konusunda en bağlı kişiler olarak bilinen şehrin tüm sakinleri, bu karara gücendiler ve Anano’yu böyle kararlardan vazgeçirmesi için, gizli bir yoldan kral Agrippa’ya haber yolladılar” (Antiquities XX, ix, 1)

SUETONİUS (M.S. 70-160):

(İmparator Claudius’un döneminde yaşamıştır.)

“Chrestus’un kışkırtması nedeniyle sürekli sorun çıkartan Yahudiler, Roma’dan kovuldu” (Vita Claudius XXV, 4).

Referans ayet: “Bundan sonra Pavlus Atina’dan ayrılıp Korint’e gitti. Orada Pontus doğumlu, Akvila adında bir Yahudi ile karısı Priskilla’yı buldu. Bunlar, Klavdius’un bütün Yahudiler’in Roma’yı terk etmesi yolundaki buyruğu üzerine, kısa süre önce İtalya’dan gelmişlerdi” (Elçilerin İşleri 18:1-3)

GENÇ PLİNİUS (M.S. 62-113):

(Bitinya valisi.)

“Bir Hıristiyan sorguya çekilirken hiç hazır bulunmadım. Bu yüzden verilen cezaların tam mahiyetini veya soruşturmaya yol açan sebeplerin detayını bilmiyorum. (…) Ben onlara Hıristiyan olup olmadıklarını sordum; olumlu cevap verdikleri takdirde bu yüzden alabilecekleri cezayı hatırlatırken, bir iki kez daha aynı soruyu tekrarlıyorum. Aynı cevapta ısrar ettikleri takdirde, cezanın kesilmesini buyuruyorum; çünkü kabul ettikleri suç ne olursa olsun, böyle bir inat ve ısrar böyle bir cezayı hak eder (…) Onlar, tek suçlarının şu aşağıdakiler olduğunu beyan etmekte[1]dirler: Şafak sökmeden haftanın belirli bir gününde düzenli olarak bir araya gelerek Tanrı saydıkları Mesih’e ilahiler söylü[1]yorlar ve hırsızlıktan, zinadan vb. gibi şeylerden uzak duracaklarına ant içiyorlar (…) Bu, kuşkulanmama sebep oldu ve beni arkasındaki gerçekleri araştırmaya itti. Böylece diyakoz unvanı taşıyan iki kadın köleye işkence yapmalarını emrettim. Tek bulabildiğim son derecede sapkın bir tarikat oldu…” (Mektuplar X, 96-97)

MARA BAR SERAPİON (M.S. 73):

(Suriyeli. Hapisteyken oğluna mektup yazıyor.)

“Atinalılar Sokrat’ı ölüme göndermekle ne kazandılar? İşledikleri suçun cezası olarak kıtlık ve salgın hastalıklar meydana geldi. Samoslular Pisagor’u yakmakla ne kazandılar? Bir anda memleketleri kum altında kalıverdi. Yahudiler bilge krallarını idam etmekle ne kazandılar? Tam bundan sonra krallıkları yok edildi. Tanrı bu üç bilge adamın öcünü alarak adaleti sağladı: Atinalılar açlıktan öldüler, Samoslular denizin suları altında kaldılar ve Yahudiler ise yıkıma uğrayıp dağıldılar ve sürgünde yaşıyorlar. Fakat Sokrat ile iyilikleri ölmedi; Platon’un öğretilerinde yaşamaya devam etti. Pisagor ile iyilikleri ölmedi; Hera heykelinde yaşamaya devam etti. Bilge kral da iyilikleriyle ölmedi; verdiği öğretişlerinde yaşamaya devam etti.”

YAHUDİ HAHAMLARIN ESERLERİ

“Fısıh arifesinde Yeşu asıldı. İnfaz gerçekleşme[1]den önce 40 gün boyunca bir haberci yüksek sesle bağırdı: “O taşlanacaktır, çünkü büyü yapmıştır ve İsrail’i sapkınlığa sürüklemiştir. O’nun lehine bir şey söyleyebilecek olan öne gelsin ve kendisi için yalvarışta bulunsun.” Fakat lehine hiçbir şey söy[1]lenmediği için, fısıh arifesinde asıldı! – Ulla şöyle karşılık verdi: “Sence bu savunulabilir bir kişi miydi? Kendisi Kelâm’da dendiği gibi ne esirgenecek ne de gizlenecek [sahte] bir Mesih değil miydi? Fakat Yeşu ile durum farklıydı, kendisinin kraliyetle bağ[1]lantıları vardı [‘‘kraliyet soyundan geliyordu’’ veya ‘‘sözü geçen biriydi’’ anlamında]”  (Sanhedrin 43a)

SONUÇ

“İsa Mesih gerçekten yaşadı mı?” sorusuna bütün bu bilgiler ışığında gönül rahatlığıyla “evet” yanıtını verebiliriz. İsa’nın gerçekten yaşamış olmasının hayatlarımız için önemli bir anlamı vardır. Şimdi öğrenilmesi gereken, İsa Mesih’in kim olduğudur. Makalelerimizden yaralanmaya devam ederek İsa Mesih’i tanımakta ilerlemeniz için dua ediyoruz.

Kaynakça

Wikipedia: Josephus

Got Question: İsa yaşadı mı? 

Kutsalkitap.org: Tarihsel belgeler

Kitap Önerileri

Müjde Nedir?
İsa Kimdir?
Marangozdan Da Öte
Koronavirüs ve Mesih

Müjde Nedir?

İsa’nın kutsallığı, O’nu günahımız için kusursuz bir kurban haline getirmiştir.… Günahlarımız Tanrı’yı rahatsız etmekten ötedir. Öyle ki insanlığın günahı tahmin edilemeyecek ölçüde acıya yol açmıştır. Öfkemiz, istismarcılığımız, aldırmadığımız acılar ve görmezden...

Eskatoloji

Gelecek zaman ile ilgili her şeyi bilemeyebiliriz. Ancak Kutsal Kitap bizlere pencereler açarak ümitli bir durumda, iman ve sevgi ile devam etmemiz için gerekenleri vermiştir. Kutsal Kitap'ın ''son zamanlar - çağın sonu'' hakkındaki öğretisi, Kutsal Kitap'ın tamamına...

Bizimle Bağlantı Kurmak İçin

Bize Bir Mesaj yollayın