Kutsal Ruh, Kutsal Üçlü-Birliğin Üçüncü Kişisidir
Yazar: Toğrul Salamzade
Tanrı, sonsuz ve sınırsız bir varlıktır. Hristiyan teolojisinde Tanrı Üçlü-Birliktir; Baba, Oğul ve Kutsal Ruh kişilerindedir. Bu yazıda odaklanılan Kişi, Kutsal Ruh’tur. Kutsal Ruh, Hristiyan ilahiyatında çok büyük bir öneme sahip olmakla birlikte, mezhepler ve görüşler konusunda bazı sürtüşmelere ve fikir ayrılıklarına sebep olmaktadır. Bu nedenle, bu kavramı açıklığa kavuşturma amacıyla Kutsal Ruh’un kimliğini, işlevini ve Hristiyanlar için olan önemini vurgulamakta fayda vardır.
Üçlü-Birliğin Üçüncü Kişisi
Kutsal Ruh, kutsal Üçlü-Birliğin üçüncü kişisidir. Doğası itibariyle Baba ve Oğul’a eşittir; onlardan alçak veya üstün değildir. Kutsal Ruh, bazı sapkın tarikatların iddia ettiklerini gibi bir enerji değildir[1]; yalnızca bir enerji olsaydı konuşamazdı ve kederlenemezdi (Efe. 4:30). Tıpkı Baba ve Oğul’un sahip olduğu gibi, Kutsal Ruh’un da iradesi vardır ve sahip olduğu irade, Baba ve Oğul’un iradesine aykırı değildir, tam bir birlik söz konusudur. Başka bir deyişle, Baba ve Oğul’un Tanrı olduğu gibi, Kutsal Ruh da Tanrı’dır.
Kutsal Ruh’un Tanrı olduğu Kutsal Kitap tarafından doğrulanmaktadır. Kutsal Kitap’ta, Kutsal Ruh’un Tanrı olduğu çok açık bir şekilde yazılmıştır:
“Petrus ona, “Hananya, nasıl oldu da Şeytan’a uydun, Kutsal Ruh’a yalan söyleyip tarlanın parasının bir kısmını kendine sakladın?” dedi. “Tarla satılmadan önce sana ait değil miydi? Sen onu sattıktan sonra da parayı dilediğin gibi kullanamaz mıydın? Neden yüreğinde böyle bir düzen kurdun? Sen insanlara değil, Tanrı’ya yalan söylemiş oldun.” (Elçilerin İşleri 5:3-4)
Ayrıca Kutsal Ruh’un “Rab” (2Kor. 3:18), “Tanrı’nın Ruhu” (1Kor. 3:16), “Sonsuz Ruh” (İbr. 9:14), “Gerçeğin Ruhu” (Yu. 15:26) olduğu yazılmıştır. Bununla birlikte O’nun sevdiği (Rom. 15:30), konuştuğu (Elç. 13:2), her yerde var olduğu (Mez. 139:7-10) da belirtilmiştir. Tüm bu nitelikler Tanrı’ya ait olduğu için içten bir yürekle O’nun Tanrı olduğunu söyleyebiliriz.
Kutsal Ruh’un İşlevleri
Kutsal Ruh’un en çok öne çıkan işlevlerinden biri, kurtuluştaki rolüdür. Kutsal Ruh olmadan hiç kimse Tanrı’nın müjdesine iman edemez. Kutsal Ruh’un etkin ve karşı konulmaz bir çağrı ile günahkâr bir kişinin tövbe etmesini ve Mesih’e iman etmesini sağlar. Üstelik, Efesliler mektubunun 1.bölümünde belirtildiği üzere Mesih’e iman eden herkes Ruh’la O’nda mühürlenmiştir ve aynı zamanda Ruh, “Tanrı’ya ait olanların kurtuluşuna dek mirasımızın güvencesidir” (Efe. 1:14). Fakat ilginç bir unsurda şu ki, Kutsal Ruh kurtulduğumuz sırada değil, daha öncesinde de etkindir; yani yalnızca kurtuluşumuzu etkin kılmakta değil, ancak kurtuluşumuzun var olmasında da aracılık etmiştir.[2] Kutsal Ruh, İsa Mesih’i insan bedenine bürümüştür, hizmetinde O’nu güçlendirmiş ve yönlendirmiştir ve ölümden diriltmiştir.[3]
Kurtuluşumuzda çok büyük bir rol oynayan Kutsal Ruh, iman ettikten sonra bizde etkin olmaya ve bizi desteklemeye devam etmektedir. İman ettiğimizde, Kutsal Ruh bizlerde yeni bir işe, kutsallaştırma işine başlamaktadır. Yeniden doğmuş olan herkes kutsallaşma sürecine girmiştir ve Kutsal Ruh tarafından bu süreçte desteklenmekte (Luk. 24:49), teselli edilmekte (Elç. 9:31[4]) ve güçlendirilmektedir (Efe. 3:16).
Kutsal Ruh ile Paydaşlık
Yeniden doğmuş olan herkesin, yani hakikaten Mesih’in buyruğuna uygun yaşayan Hristiyanların, Kutsal Ruh ile paydaşlıkları vardır. Günah dolu bir dünyada Mesih’e inanan bir kişi olarak yaşamak zor olduğu için Kutsal Ruh bizleri desteklemektedir. O’nun bizleri desteklemesi, Mesih’in sözlerini anımsatması, Mesih’i yüreklerimizde yüceltmesi, Tanrı’nın sevgisini yüreklerimize dökmesi, Tanrı’nın çocukları olduğumuza tanıklık etmesi ve kurtuluş güvencesini vermesidir.[5]
Günahlı olduğumuz için Hristiyanlar olarak Tanrı’nın sözlerini ve vaatlerini unutmaya meyilliyiz. Fakat O’nun sözlerini ve vaatlerini unuttuğumuz zaman dünyada günaha yenik düşeriz ve yoldan sapma tehlikesiyle karşı karşıya kalırız. Bunu bilen Kutsal Ruh, bizlere Tanrı’nın sözlerini her daim anımsatmaktadır. Mesih’in vaatlerini anımsadığımızda, yüreğimizde bizlere acı veren günah veya utanç, O’nun sevgisiyle eriyip yok olmaktadır. Tanrı, bizleri sevdiğini kendi sözleriyle ve sevgisiyle göstermekte ve sevgisini yüreklerimize dökmekle Tanrı’nın çocukları olduğumuza bir kez daha tanıklık etmekte ve bu nedenle bizlere kurtuluş güvencesi sağlamaktadır. Kurtuluş güvencesine sahip olan bizler O’nun vermiş olduğu bu yüce ve hak edilmemiş armağanla hayatlarımızı O’nun yüceliği için yaşamaya devam ederiz. Yazılmış olduğu gibi:
“Sonuç olarak, ne yer ne içerseniz, ne yaparsanız, her şeyi Tanrı’nın yüceliği için yapın.” (1. Korintliler 10:31)
[1] Yehova’nın Şahitleri ve Üniteryenler gibi bazı sapkın tarikatlar Kutsal Ruh’un yalnızca bir güç kaynağı veya bir enerji olduğunu iddia ediyorlar (Reasoning from the Scriptures, 1985, pp. 406-407).
[2] Michael S. Horton, Rediscovering The Holy Spirit Grand Rapids, Michigan: Zondervan, 2017.
[3] John Zizioulas, Being As Communion: Studies In Personhood And The Church Crestwood, NY: St. Vladimir’s Seminary Press, 2002.
[4] Elçilerin İşleri 9:31 ayetinin Türkçe Çağdaş Çevirisinde kullanılmış olan kelime “esenlik” olmasına rağmen, ayetin orijinalindeki kelime (παράκλησις; oku. Paraklesis), “teselli etmek” anlamına gelmektedir.
[5] John Owen, Communion With God Peoria, IL: Banner of Truth Trust, 2016.