Pavlus’un Dördüncü Savunması | Elçilerin İşleri 25:1-27

Fikret Böcek tarafından

14 Haziran 2020 (24. hafta) | Elçilerin İşleri Vaaz Serisi, Vaazlar

Tam Bir Cesaretle Elçilerin İşleri Serisi

Pavlus’un Beşinci Savunması

Umut kelimesi aklınıza neler getiriyor? Türkiye’de en çok kullanılan isimlerden birisi de Umut-Ümit isimleridir. ‘Umudumuz Şaban’ filmini izleyen var mı? Kemal Sunal köy muhtarlığına aday olup köye umut getirmek istiyor. Umut şarkılara da konu oluyor. YouTube’a umut, umutlu, umutsuz, umutsuzluk gibi kelimeleri yazdığınızda karşınıza umutla ilgili binbir türlü şarkı çıkıyor! Umudun şarkısı, umut veren neşeli şarkılar, ümitliyim, umudum kalmadı…vb. Umut kelimesini çok duyuyoruz. Özellikle koronavirüsüne bir çare aranırken, hergün gazetelerde bir aşı bulunduğu söylenerek insanlara umut verilmeye çalışılıyor. Bu yaz turizmciler umut arıyorlar. Tüccarlar umut arıyorlar. Gemiciler umut arıyorlar. Tatilciler umut arıyorlar. Öğrenciler umut arıyorlar. Siz nasıl bir umut arıyorsunuz? Her sabah uyandığınızda kalbinizi attıran bir umudunuz var mı? Neye umut bağladığınıza dikkat edin. Morgan Freeman Shawshank Redemption (Esaretin Bedeli) filminde şöyle bir uyarıda bulunmuştu: “Umut tehlikeli birşeydir; insanın ölümüne neden olabilir.”

Elçilerin İşleri 26’da da bunu görüyoruz. Büyük Hirodes, İsrail’in vaadedilen Kralı İsa Mesih’i öldürmeye çalışırken sayısız Yahudi erkek çocuklarını katletmişti. Hirodes Antipas da Vaftizci Yahya’yı öldürtmüştü. Hirodes I. Agrippa Elçilerin İşleri 12’de elçi Yakup’u öldürtmüştü. Şimdi de Hirodes II. Agrippa’nın ne yapacağına bakıyoruz. Pavlus’a ne yapacak? Pavlus’un neden yargılandığına bir bakalım. Sadukiler’in tersine Pavlus ölümden dirilişin olduğuna inanıyordu. 26:6-8 ayetlerine bakalım: “Şimdi ise, Tanrı’nın atalarımıza olan vaadine umut bağladığım için burada bulunmakta ve yargılanmaktayım. Bu, on iki oymağımızın gece gündüz Tanrı’ya canla başla kulluk ederek erişmeyi umdukları vaattir. Ey kralım, Yahudiler’in bana yönelttikleri suçlamalar bu umutla ilgilidir. Sizler, Tanrı’nın ölüleri diriltmesini neden ‘inanılmaz’ görüyorsunuz?”

Bu Umut Nedir?

Birincisi, Pavlus’un uğrunda ölmeyi bile göze aldığı bu umut nedir? Pavlus savunmasını Kral Agrippa’nın önünde yapacağına seviniyor: Kral Agrippa! Yahudiler’in bana yönelttiği bütün suçlamalarla ilgili olarak savunmamı bugün senin önünde yapacağım için kendimi mutlu sayıyorum. Neden mutlu oluyor? Çünkü Kral Agrippa bir Yahudi olarak, Yahudiler’in bütün törelerini ve sorunlarını yakından bilen birisi (a. 3) idi. Pavlus bütün Yahudilerin kendisini tanıdığını söylerken şöyle diyor: gençliğimden beri nasıl yaşadığımı bilirler. Beni eskiden beri tanırlar ve isteseler, geçmişte dinimizin en titiz mezhebi olan Ferisiliğe bağlı yaşadığıma tanıklık edebilirler (a. 4-5). Sonra da 26:6-8 ayetlerinde diriliş umudunu anlatıyor.

Dünya umuttan bahsederken sanki şansa bağlı bir şeymiş gibi bahsediyor. Bizler siyasi bir değişim, dünya barışı, mutlu olmak gibi umutlardan bahsediyoruz. Dindar insanlar için umut hislere bağlı bir şeydir. “Bu karar hakkında çok iyi hissediyorum.” Ama Pavlus’un umut hakkında nasıl konuştuğuna dikkat edin: “Şimdi ise, Tanrı’nın atalarımıza olan vaadine umut bağladığım için burada bulunmakta ve yargılanmaktayım” (a. 6). Umut objektiftir, nesneldir. Tanrı, Eski Antlaşma’da ölülerin dirileceği vaadinde bulunmuştur. İsa Mesih ilk dirilen olmuştur. Bu nedenle ben de diriltileceğim. Biz Hristiyanlar için umut, Tanrı’nın geçmişte nasıl hareket ettiğini bilerek, gelecekte de aynı şekilde hareket edeceğini gösteren kesin bir beklentidir. Bu nedenle, bizim umudumuz kutsal bir umuttur. Çünkü umut Tanrı’nın vaatlerine dayanır. İsa Mesih ölümden yaşama geçti. Tanrı İsa’nın bedenini ölüler diyarına terk etmedi. Onu ölümden yaşama geçirtti. Biz de aynı umuda sahibiz. Pavlus’un umudunun özü bedeninin son günde diriltilmesinde yatıyor.

Pavlus Neden Bu Umut İçin Ölmeyi Göze Almıştı?

Peki, Pavlus neden bu umut için ölmeyi göze almıştı? Pavlus’un kendisini nasıl tanıttığına dikkat edin: “Doğrusu ben de, Nasıralı İsa adına karşı elimden geleni yapmam gerektiği düşüncesindeydim. Ve Yeruşalim’de bunu yaptım. Başkâhinlerden aldığım yetkiyle kutsallardan birçoğunu hapse attırdım; ölüm cezasına çarptırıldıkları zaman oyumu onların aleyhinde kullandım. Bütün havraları dolaşıp sık sık onları cezalandırır, inandıklarına küfretmeye zorlardım. Öylesine kudurmuştum ki, onlara zulmetmek için bulundukları yabancı kentlere bile giderdim. “Bir keresinde başkâhinlerden aldığım yetki ve görevle Şam’a doğru yola çıkmıştım.” Pavlus, eğer Rabbin isteğiyse ölmeye razıydı, çünkü önce Tanrı bir gün ölüleri dirilteceği vaadinde bulunmuştu (a. 6-7), ve ölse bile bir gün diriltileceğinden emindi.

Tanrı nerede böyle bir vaatte bulunmuştu? Yaratılış 22’de İbrahim’in oğlu İshak’ı kurban etme isteğiyle buna işaret edilmiştir. İbraniler 11:17-20 bunu bizim için açıklıyor. İbrahim’in imanı vaadedilen kurtarıcının geleceği vaadedilen oğul olan İshak’tan vazgeçmesiyle ilgili değil. İbrahim Tanrı’nın İshak’ı ölümden dirilteceğine iman ettiği için Tanrı’nın İshak’ı geri getireceğine inanıyor. Ve daha birçok vaat var. Eyüp, “Derim yok olduktan sonra, Yeni bedenimle Tanrı’yı göreceğim” (Eyüp 19:26) diyor. Bir mezmurda şöyle diyor: “Bu nedenle içim sevinç dolu, yüreğim coşuyor, Bedenim güven içinde. Çünkü sen beni ölüler diyarına terk etmezsin, Sadık kulunun çürümesine izin vermezsin. Yaşam yolunu bana bildirirsin. Bol sevinç vardır senin huzurunda, Sağ elinden mutluluk eksilmez.” (Mez. 16:9-11), ve, “Ama ben doğruluk sayesinde yüzünü göreceğim senin, Uyanınca suretini görmeye doyacağım.” (Mez. 17:15).

Eğer Tanrı böyle olmasını istiyorsa, Pavlus da ölüme razıydı, çünkü Tanrı bu vaadi İsa Mesih’te gerçekleştirmişti (a. 23). Pavlus’un Agrippa’ya iman ettikten sonraki yaşamını nasıl anlattığına bakalım: “Bunun için, ey Kral Agrippa, bu göksel görüme uymazlık etmedim. Önce Şam ve Yeruşalim halkını, sonra bütün Yahudiye bölgesini ve öteki ulusları, tövbe edip Tanrı’ya dönmeye ve bu tövbeye yaraşır işler yapmaya çağırdım” (a. 19-20). Ve mesajının özünün bu olduğunu söylediğini görüyoruz: “Ama bugüne dek Tanrı yardımcım oldu. Bu sayede burada duruyor, büyük küçük herkese tanıklık ediyorum. Benim söylediklerim, peygamberlerin ve Musa’nın önceden haber verdiği olaylardan başka bir şey değildir. Onlar, Mesih’in acı çekeceğini ve ölümden dirilenlerin ilki olarak gerek kendi halkına, gerek öteki uluslara ışığın doğuşunu ilan edeceğini bildirmişlerdi” (a. 22-23). İsa Mesih, Tanrı’nın ölüleri dirilteceği vaadinin ilk meyvesidir (1 Kor. 15:23).

İşte bu nedenle, gerçek umut dini bir duygudan ya da hislerden ibaret değildir. Hisleriniz için ölmeyi göze alabilir misiniz? İşte bu nedenle, umut rastgele bir şans değildir. Kozmik bir piyango için ölmeyi göze alabilir misiniz? Pavlus bu diriliş umudu için ölmeye razıydı, ve biz de ölmeye razı ve hazır olmalıyız, çünkü Yeruşalim’de gerçekten de boş bir mezar var. Pavlus’un Agrippa’ya söylediği gibi,

“Bu olaylardan hiçbirinin onun dikkatinden kaçmadığı kanısındayım. Çünkü bunlar ücra bir köşede yapılmış işler değildir” (a. 26).

Dünyanın Bu Umuda İhtiyacı Var mı? Dünyanın bu umuda ihtiyacının olup olmadığını soralım. Pavlus’un Tanrı’nın Eski Antlaşma’da başlatıp İsa Mesih’te yerine getirmiş olduğu bu umut vaadini savunması Agrippa’yı nasıl etkilediyse, bizleri de aynı şekilde etkilemeli ve sarsmalı.

Festus’un vermiş olduğu karşılığa bakın: Pavlus bu şekilde savunmasını sürdürürken Festus yüksek sesle, “Pavlus, çıldırmışsın sen! Çok okumak seni delirtiyor!” dedi (a. 24). Ama Pavlus gerçeği anlatıyor: “Pavlus, “Sayın Festus” dedi, “Ben çıldırmış değilim. Gerçek ve akla uygun sözler söylüyorum. Kral bu konularda bilgili olduğu için kendisiyle çekinmeden konuşuyorum. Bu olaylardan hiçbirinin onun dikkatinden kaçmadığı kanısındayım. Çünkü bunlar ücra bir köşede yapılmış işler değildir.” (a. 25-26). Sonra tekrar krala dönüp şöyle devam ediyor: “Kral Agrippa, sen peygamberlerin sözlerine inanıyor musun? İnandığını biliyorum… “İster kısa ister uzun sürede olsun” dedi Pavlus, “Tanrı’dan dilerim ki yalnız sen değil, bugün beni dinleyen herkes, bu zincirler dışında benim gibi olsun!” (a. 27, 29). Pavlus’un bu sözlerinin Agrippa’yı düşündürdüğünü görüyoruz: “Bu kadar kısa bir sürede beni ikna edip Hristiyan mı yapacaksın?” (a. 28)

Dünyamızın bu umuda ihtiyacı var mı? Bu dünyanın tek umudu İsa Mesih’te bulunur. Ve İsa Mesih’in dirilişi esenlik mesajını da doğrulamıştır. Sizin umudunuz var mı? Kimi bekliyorsunuz? Bu umudun nereden geleceğini düşünüyorsunuz? Umudunuz İsa Mesih’te olsun. O kendisine iman edenlere diri bir yaşam verecektir. Onları ölümden yaşama geçirecektir.

Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un Adıyla. Amin.

Başka Sormak İstediğim Bir Şey Var...

Bize Bir Mesaj Yollayın

MESAJIN KONUSU

14 + 7 =