Pentekostal Kilise | Elçilerin İşleri 2:42-47

Fikret Böcek tarafından

30 Haziran 2019 (26. hafta) | Elçilerin İşleri Vaaz Serisi, Vaazlar

Tam Bir Cesaretle Elçilerin İşleri Serisi

Pentekostal Kilise | Elçilerin İşleri 2:42-47

Rev. Fikret Böcek tarafından | Tam Bir Cesaretle: Elçilerin İşleri Serisi

Rev. Fikret Böcek tarafından | Tam Bir Cesaretle: Elçilerin İşleri Serisi

Pentekostal Kilise

İlk kez kilisemizi ziyaret edenler neler görmek isterler? Bizler kilisemizin görünümünü, ibadet düzenini ziyaretçilerin beklentilerine göre mi belirlemeliyiz?

Peki, siz neye değer veriyorsunuz? Kilisenin en önemli karekteristik özellikleri nelerdir? İzmir Protestan Kilisesi’den ayrılıp İstanbul’a taşındığınızı varsayalım. Orada nasıl bir kiliseye katılacaksınız? Katılacağınız kilisede hangi özelliklerin olmasına dikkat edeceksiniz? Luka, Kutsal Ruh’un yönlendirmesiyle elçisel ve Ruh’la dolu bir kilisenin nasıl olması gerektiği konusunda bize bir bakış açısı veriyor. Elçilerin İşleri 2:42-47’de teolojinin, litürjinin ve ilk kilisenin candan bağlı olduğu topluluğun çeşitli özelliklerini görüyoruz. Bu özellikleri Rabbe Adanmış Bir Kilise, Birbirlerine Adanmış Bir Kilise, Dünyaya Adanmış Bir Kilise olarak üç noktada özetlemek istiyorum.

Rabbe Adanmış Bir Kilise

Pentekostal kiliseyi oluşturan şey nedir? Birincisi, Rabbe candan bağlılık, adanmışlık da diyebiliriz. Özellikle, kilisenin toplu ibadete ve hizmete olan bağlılığına dikkat edin. 2:46 ayetinde Her gün tapınakta toplanmaya devam eden imanlılar ifadesini görüyoruz. Yasanın gerektirdiği şekilde, sabah ve akşam duaları için Hristiyan kilisesinin tapınakta toplanmaya devam ettiklerini görüyoruz. Toplu ibadete ve hizmete olan bağlılıklarını özellikle 2:42 ayetinde görüyoruz: Bunlar kendilerini elçilerin öğretisine, paydaşlığa, ekmek bölmeye ve duaya adadılar. Gerçekten de Ruh’la dolu olan bir kilise doktrinsel bir kilisedir. John Calvin doktrin için “Kilisenin canı” diyor. Rabbin Kelamının okunması ve vaaz edilmesi için bir araya gelişimiz ve diğer çalışmalar kilisemizin içsel gücü olmalıdır.

Gerçekten de Ruh’la dolu olan bir kilise her hafta Rabbin Sofrasını kutlamalıdır. ‘Peki, bunu nerede görüyoruz?’ diye sorabilirsiniz. Burada gördüğümüz Ekmek bölmek ifadesi Rabbin Sofrası’ndaki ekmeğin bölünmesidir. Ve buradaki ekmek bölme ifadesi, 2:46’daki evlerde normal yemek yeme ifadesinden çok daha farklı kullanılmıştır. Kutsal Komünyon Rabbin halkının Rab’le birliktelik, Rab’le paydaşlık zamanıdır.

Gerçekten de Ruh’la dolu olan bir kilise toplu dua için bir araya gelen bir kilisedir. Burada Rabbin halkının dua ettiğini görüyoruz. İzmir Protestan Kilisesi olarak her hafta dua ediyoruz, ama Çarşamba günleri özellikle dua toplantımız oluyor. Kardeşler, dua toplantılarımıza katılmakta ilk kilise gibi gayretli olalım. Ayrıca, kilise ibadetimizden ve Pazar yemeğimizden sonra bayanların dua toplantılarına da katılarak Mesih’in bedeni olarak dua edelim.

Birbirlerine Adanmış Bir Kilise

Pentekostal kiliseyi oluşturan şey nedir? İkincisi, birbirlerine adanmışlık. Birbirimize adanmışlığımızdan dolayı elimizdeki herşeyi paylaşma arzumuz olduğundan, 2:42’deki paydaşlık ifadesinde finanssal bir anlam da görüyoruz. Aynı kelimeyi, Pavlus’un Filipililere mektubunda sunular için kullandığını görüyoruz (Fil. 1:5; 4:15).

Ayrıca, 2:44-46 ayetlerinde de aynı anlamda kullanıldığını görüyoruz: İmanlıların tümü bir arada bulunuyor, her şeyi ortaklaşa kullanıyorlardı. Mallarını mülklerini satıyor ve bunun parasını herkese ihtiyacına göre dağıtıyorlardı. Her gün tapınakta toplanmaya devam eden imanlılar, kendi evlerinde de ekmek bölüp içten bir sevinç ve sadelikle yemek yiyor ve Tanrı’yı övüyorlardı.

Bu durum, özel mülk sahibi olamayacağımız anlamına mı geliyor? Hristiyan bir komün yaşam mı yaşamamız gerektiği anlamına geliyor? Tabii ki hayır! Elçileri İşleri 4:33-35’te ve aynı şekilde 1 Timoteos 6:17-18’de, topluluk içindeki zenginlerin ihtiyaç içerisinde olanlara ihtiyaçlarına göre yardımda bulunduklarını görüyoruz. Ayrıca, 5:4’te zenginlerin tüm mal varlıklarını satmak zorunda olmadıklarını da öğreniyoruz, ama ellerindeki her şeyi satacaklarına dair Rabbe söz verdikleri zaman, Rab onları verdikleri sözlerden dolayı sorumlu tutmuştur. Ayrıca, kiliseye katılan Hristiyanların hepsinin sahip oldukları evleri satmadıklarını biliyoruz, çünkü o evlerde bir araya gelip yemek yiyorlardı. Arkadaşlar, burada söylenmek istenen şudur: Bizim birbirimize bağlılığımız derin ve pahalıdır, yüzeysel ve ucuz değildir.

Siz bunu nasıl uyguluyorsunuz? Sizler kilisede derin paydaşlıklar, ilişkiler kuramayacak kadar meşgul müsünüz? Yaşam tarzınız değişime uğrayacak diye, kiliseye bu kadar çok bağlanmaktan çekiniyor musunuz? Başka insanların ihtiyaçlarıyla, problemleriyle ilgilenmenin çok karışık bir iş mi olduğunu düşünüyorsunuz?

Elçilerin İşleri 1:14’te çok güzel bir şey görüyoruz. Yeryüzündeki bütün Hristiyanlar bir odadayken ‘tam bir birlik içinde sürekli dua ediyor’ olduklarını görüyoruz. Şimdi, burada Elçilerin İşleri 2:44’te İmanlıların tümü bir arada bulunuyor, her şeyi ortaklaşa kullanıyorlardı diyor ve birlikte dua etmeye devam eden bu imanlıların 2:46’da, Her gün tapınakta toplanmaya devam ettiklerini görüyoruz. Daha sonra Elçilerin İşleri 4:32’de şunu okuyoruz: “İnananlar topluluğunun yüreği ve düşüncesi birdi. Hiç kimse sahip olduğu herhangi bir şey için “Bu benimdir” demiyor, her şeylerini ortak kabul ediyorlardı.” Elçilerin İşleri 5:12 “İmanlıların hepsi Süleyman’ın Eyvanı’nda toplanıyordu” olarak çevrilmiş. Ben şöyle çevirdim: “Hepsi Süleyman’ın Eyvanı’nda birliktiler” (ὁμοθυμαδόν: aynı fikirdeydiler, hemfikirdiler). İncilin müjdesinin vaaz edilmesiyle birlik içerisinde hem fikir olan, birbirlerine çok yakın olan bir topluluk Kutsal Ruh tarafından şekillendirilmişti. Bu topluluktakilerin hepsi farklı etnik kökene sahip, hepsi farklı yeteneklere ve becerilere sahip, hepsi farklı şeylerden hoşlanıyor… bu topluluk içerisindeki erkeklerin, kızların, çocukların hepsinin bu dünyanın ışığı olarak Rab’be hizmet etmek için bir araya getirilmiş olduklarını görüyoruz. Elçilerin İşleri kitabında, genel olarak kiliseden bahsedilirken sık sık “kardeşler” ifadesinin kullanıldığını görüyoruz. Kilise için kullanılan kardeşler (ἀδελφοί) kelimesi Elçilerin İşleri kitabında yirmi kez kullanılıyor.

Dünyaya Adanmış Bir Kilise

Pentekostal kiliseyi oluşturan şey nedir? Son olarak, dünyaya bağlılık. Rabbe ve birbirlerine bağlı oldukları gibi, dünyaya da bağlı olduklarını da görüyoruz. Toplu ve özel ibadetlerinin bir sonucu olarak, Tanrı’nın evine düzenli katılmalarının bir sonucu olarak ve kendi evlerini bütün insanlara açarak gösterdikleri konukseverliklerinin sonucu olarak, bütün halkın beğenisini kazanmışlardı (2:47). Ve bütün halkın beğenisini kazanmanın bereketi olarak, Rab de her gün yeni kurtulanları topluluğa katıyordu (2:47).

Kilise olarak büyümemiz için dua etmemiz gerekiyor. Ama ilk olarak, kişisel, bireysel olarak büyümemiz için ve sonra da bir beden olarak topluca büyümemiz için dua edelim. Rab bizleri kendisine layık bir kilise yapsın ve İzmir’deki seçilmişlerini kilisemize getirsin.

Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un Adıyla. Amin.

Başka Sormak İstediğim Bir Şey Var...

Bize Bir Mesaj Yollayın

MESAJIN KONUSU

2 + 1 =