Bizler Neden Protestanız?

Sadece İsa Kurtarır

Neye inandığımızı ve neden inandığımızı bilmemiz gerekir, değil mi? Bizler Hristiyanız. Bizler Protestanız. Bizler Kutsal Yazılara dönüş anlamına gelen Reform hareketiyiz. Bizler Kalvinistiz. Bizler Presbiteryeniz. Nedenini biliyor musunuz?

Roma Katolik bir arkadaşınız neden Protestan olduğunuzu sorduğunda ‘Pastörüm bilir’ cevabı yeterli değil. Çocuklar, sadece anne babanızın bilmesi de yeterli değil. Neye ve neden inandığınızı sizin de bilmeniz gerekiyor! Bugünlerde Protestan Reformasyonunun 501. yılına yaklaşırken bu soruları soruyoruz ve cevaplamaya çalışıyoruz. Reform Katolikler olduğumuzu ve temelimizin Tanrı’nın Kelamı olduğunu gördük. Bugün için sorumuz şu: Kim kurtarır? Kurtarıcımız kim?

Roma’nın Zihin Bulandırıcı İnanç Açıklaması
Romanın zihin bulandırıcı inanç açıklaması derken ne demek istediğimi açıklayayım. Roma Katolik Kilisesi Meryem’in oğlunun adının İsa olacağını çünkü halkını günahlarından kurtaracağını meleğin beyan ettiği gibi beyan ediyor. Ve İznik İnanç Açıklaması’nda Tanrı’nın Oğlu olduğunu “bizim için ve kurtuluşumuz için göklerden geldi” ifadesiyle onaylıyor. Yine de 1500’lerin ortalarında yapılan Trent Konseyi sırasında Roma Katolik önderler Reformasyon’a karşılık verirken İnanç açıklamalarıyla çelişen ifadelerde bulundular.

Trent Kateşizmi duayla şükretme konusundan bahsederken şunu ekliyor:

…Tanrı’nın Kilisesi hikmetli bir şekilde Tanrı’nın en Kutsal Annesine dualar ve yakarışlar eklemiştir, [oğlu sadece insan değil, aynı zamanda tanrısal olduğundan biz bu ünvanı tarihsel olarak kabul ederiz], böylece dindar ve alçakgönüllü bir şekilde onun bizler için yaptığı aracılık görevi sayesinde biz günahkarlar Tanrıyla barışabilelim diye ve bizler için bu yaşamda ve gelecek yaşamda ihtiyacımız olan bereketleri bizim yerimize alabilmesi için onun korumasına uçarız. [Burada Meryem İsa Mesih’in yaptığı şeyleri yapabiliyormuş gibi tanımlanıyor!]. Havva’nın sürgün edilmiş çocukları olarak göz yaşları içinde yaşayan bizler, bu nedenle, sürekli merhamet Annesi, imanlıların aracısı olana biz günahkarlar için dua etmesi konusunda yakarmalıyız. [İsa Mesih’in ünvanlarından birisi tekrar Meryem’e atfediliyor]. [Neden?] Bu duada ciddiyetle onun yardımını ve desteğini dilemeliyiz; çünkü Tanrı katında yüce bir erdeme sahiptir. [Meryem’deki erdem ihtiyacının fazlasıdır, o da bizim ihtiyacımızdır], ve dualarıyla bize destek olmayı çok arzu etmektedir, içinde tanrısızlık ve kötülük olmayan hiç kimse bundan şüphe edemez. (Trent Konseyi’nin Kateşizmi)

Roma Katoliklerine göre İsa Kurtarıcıdır fakat Meryem de aracı, duacı, barıştırıcı, merhamet Annesi ve yüce erdem sahibidir. Zihin bulandırıcı, karışık bir durum değil mi? İsa Mesih dururken, Hristiyanlar neden ‘dindar ve alçakgönüllü’ bir şekilde Meryem’in korumasına uçsunlar ki? “En iyisini annem bilir” diyen kaç Roma Katolik aile tanıyorsunuz? İhtiyaçlarımızı annemiz kadar kim anlayabilir? Bütün bunlar bizi Roma Katolik Kilisesi’nin 1965’te düzenledikleir İkinci Vatikan Konseyi’ne götürüyor. Papa VI Paul Meryem’le ilgili şöyle demiştir: “itaati, imanı, umudu ve Kurtarıcının işinde ruhlara doğa üstü yaşam vererek yaptığı hayırseverliğiyle işbirliği yapmıştır.” Meryem “Rab tarafından evrenin Kraliçesi olarak yüceltildikten sonra… sürekli şefaat dualarıyla bizlere ebedi kurtuluş armağanlarını getirmeye devam etti.” (burada Yuhanna 16:13’ten alıntı yapılıyor: ‘Ne var ki O, yani Gerçeğin Ruhu gelince, sizi tüm gerçeğe yöneltecek. Çünkü kendiliğinden konuşmayacak, yalnız duyduklarını söyleyecek ve gelecekte olacakları size bildirecek.’ Fakat bu ayet Kutsal Ruh’un bizleri gerçeğe yönlendireceği vaadidir). İşte bu nedenle Meryem’den “Aracı, Yardımcı, Muavin ve Şefaatçi” olarak yardım isteniyor (Efes. 1:11–12; 1 Kor. 12:4; Gal. 5:22 alıntıları kanıt olarak veriliyor. Bütün bu ayetler Kutsal Ruh’la ilgili ayetlerdir!). Burada verilmeye çalışılan fikir şu: İsa’dan kork, Meryeme’e koş ya da uç.

 Tek Aracımız
Bugün şehir merkezinde, haberlerde, okullarda, iş yerlerinizde protestolarla karşılaşıyorsunuzdur. Bazıları neyi protesto ettiklerinin bile farkında olmadan protestolara katılıyor. Biz neyi protesto ettiğimizi bilen protestocular olmalıyız. Bakın adımız bile Protestocuya Protestana çıkmış! Bari neyi protesto ettiğimizi bilelim, değil mi? Sadece protesto edip ‘biz Roma Katoliği değiliz’ diyemeyiz. Neye inandığımızı ve neden inandığımızı bilmek zurundayız. Roma Katolikliğini protesto ediyoruz ve Adem ve Havva’nın zamanındaki imanlılarla birlikte olumlu bir şey söylüyoruz: Sadece ve Yalnızca İsa Mesih bizim aracımızdır! İnsanlar Tanrı’ya yönlendirilebilsinler diye Tanrı’nın Oğlu insan oldu. Kurtuluş Müjdesi’nin, yani İncil’in müjdesinin temel gerçeği bu değil midir?

 Bugün okumuş olduğumuz İbraniler 7:11–28’in yazarı İsa Mesih’in Levililerin rahiplik (kahinlik) düzeninden daha yüce olduğunu açıklıyor. Eğer Levililer’in kâhinliği aracılığıyla yetkinliğe erişilebilseydi (İbraniler’de Tanrı’yla paydaşlıkta bulunabileceğimiz anlamına geliyordu) –nitekim Kutsal Yasa bu kâhinliği öngörerek halka verildi- Harun düzenine göre değil de, Melkisedek düzenine göre başka bir kâhinin gelmesinden söz etmeye ne gerek kalırdı? (a.11). Yasa bir tür rahiplikten (kahinlikten) bahsediyor fakat daha sonraları Davut Harun’un soyundan gelmeyen farklı bir rahiplikten söz ediyor. Yazar İsa’nın başka bir oymaktan olduğunu şu sözlerle açıklıyor: Kendisinden böyle söz edilen kişi başka bir oymaktandır (kralların geldiği Yahuda oymağı). Bu oymaktan hiç kimse sunakta hizmet etmemiştir.(a. 13).

 Levililerin rahipliği Yasa’nın soyla ilgili önkoşullarına bağlı olmasına rağmen İsa Mesih’in rahipliğiyle ilgili şu açıklama yapılıyor: ‘O, Yasa’nın soyla ilgili önkoşuluna göre değil yok edilemez bir yaşamın gücüne göre kâhin olmuştur.’ Yani dirilişine göre kahin-rahip olmuştur (a. 16). Bu nedenle yasal rahiplik geçersiz sayıldı: Önceki buyruk, zayıflığı ve yararsızlığı nedeniyle geçersiz kılındı (a. 18). Neden? Çünkü Yasa hiçbir şeyi yetkinleştiremedi. Bunun yerine, aracılığıyla Tanrı’ya yaklaştığımız daha sağlam bir umut verildi (a. 19). Burada Eski Antlaşma rahiplerinin Tanrı’yla halk arasında aracı olarak çalıştığını görüyoruz, fakat Tanrı’yla ebedi paydaşlık gerçeğini, sonsuz birliktelik gerçeğini halka aktaramamışlardı! İşte İsa Mesih de burada araya giriyor! Dikkat ederseniz burada Meryem’le ilgili hiçbir işaret yok! İsa Mesih’in rahipliği Levililerin hiçbir zaman sahip olmadıkları bir anda, yani Rabbin bir andına dayanıyor. ‘Bu da antsız olmadı. Öbürleri ant içilmeden kâhin olmuşlardı. Ama O kendisine, “Rab ant içti, kararından dönmez, Sen sonsuza dek kâhinsin” diyen Tanrı’nın andıyla kâhin oldu (a.20-21). Sonra sonucu 7:22’de okuyoruz: Böylece İsa daha iyi bir antlaşmanın kefili (garantör) olmuştur. Sonra bize şu örneği veriyor: ‘Önceki düzende çok sayıda kâhin görev aldı. Çünkü ölüm, görevlerini sürdürmelerini engelliyordu. Ama İsa sonsuza dek yaşadığı için kâhinliği süreklidir.’ (a. 23-24). Bir sürü rahip vardı ama şimdi sadece bir rahip var. Daha önceki rahiplerin hepsi öldü, İsa Mesih sonsuza dek diridir! Sonra da şu harika mesajı okuyoruz:

Bu nedenle O’nun aracılığıyla Tanrı’ya yaklaşanları tümüyle kurtaracak güçtedir. Çünkü onlara aracılık etmek için hep yaşamaktadır (a. 25).

  • Meryem’in aracılığına ihtiyacımız yok, çünkü İsa Mesih var!
  • Meryem’in bizleri Tanrı’yla barıştırmasına ihtiyacımız yok, çünkü İsa Mesih bizleri tamamen, kesin bir şekilde kurtarıyor!
  • Meryem’in bizim yerimize edinmesi gereken hiçbir ek berekete ihtiyacımız yok, çünkü İsa Mesih tüm bereketleri bizim için almış durumdadır!
  • Meryem’in bizim temsilcimiz olarak bizi savunmasına ihtiyacımız yok, çünkü İsa Mesih ebediyen bizim temsilcimiz olarak Savunucumuzdur!
  • Daha önemlisi, İsa Mesih’in Meryem’in işbirliğine ihtiyacı yok!

İşte böyle bir aracımız var kardeşler! Böyle bir başkâhinimiz -kutsal, suçsuz, lekesiz, günahkârlardan ayrılmış, göklerden daha yücelere çıkarılmış bir başkâhinimiz- olması uygundur (a. 26). Rabbimiz İsa Mesih ebedi yaşam gücüne sahiptir, bizlere daha iyi bir umut vermektedir, daha iyi bir antlaşmanın garantörüdür, sonsuza dek yaşamaktadır, tamamen ve kesin bir şekilde kurtarıyor ve sonsuza dek bizim için şefaat, yani aracılık duasını etmektedir!

Bizim Ulaşılabilir, Yaklaşılabilir Aracımız
Roma Katolikliği içerisinde tanıdıklarınız olabilir. Onlar için İsa Mesih aracılığıyla Tanrı’ya doğrudan ulaşmak ya da yaklaşmak düşünülemez bile! Bugün bir devlet başkanına nasıl doğrudan ulaşamıyorsanız ve ulaşabilmek için önce dilekçelerle yerel yönetime, oradan da aracılarla başkana kadar ulaşabiliyorsunuz ama başkanla yüzyüze gelmiyorsunuz. İşte Roma Katoliklerinin Meryem’i aracı olarak kullanmaları da buna benziyor.

Fakat bizler protesto ederken, aynı zamanda İsa’nın ulaşılabilir ve yaklaşılabilir bir aracı (uzlaştırıcı, arabulucu) olduğunu ilan ediyoruz. O’nun aracılığıyla Tanrı’ya yaklaşanları tamamen, kesin bir şekilde kurtarıyor. Bizim İsa’dan korkup daha uygun başka bir aracı aramamız için hiçbir sebep yok. Yeryüzünde ya da gökyüzünde bizi İsa Mesih’ten daha çok seven ya da sevebilecek bir aracı yok. Matta 11:28’deki sözlerine kulak kabartın: “Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! Bana gelin, ben size rahat veririm.” Yuhanna 15:13’te de şöyle diyor: “Hiç kimsede, insanın, dostları uğruna canını vermesinden daha büyük bir sevgi yoktur.” Dikkat ettiniz mi? Sizlere dostlar diyor. Efesliler 13:19’da da sevgisi şöyle açıklanıyor: “Mesih’in sevgisinin ne denli geniş ve uzun, yüksek ve derin olduğunu anlamaya, bilgiyi çok aşan bu sevgiyi kavramaya gücünüz yetsin?” Yeryüzünde ister dost ister düşman, ister melek ister cin, ister pastör ister Papa olsun sizi Mesih’in sevgisinden kim ayırabilir? “Eminim ki, ne ölüm, ne yaşam, ne melekler, ne yönetimler, ne şimdiki ne gelecek zaman, ne güçler, ne yükseklik, ne derinlik, ne de yaratılmış başka bir şey bizi Rabbimiz Mesih İsa’da olan Tanrı sevgisinden ayırmaya yetecektir.” (Rom. 8:38-39). İsa Mesih ebediyetten gelip zaman sınırları içerisine girerek bizi herkesten çok sevdiğini gösteriyor. İsa Mesih insanlar tarafından hor görüleceğini bilerek Babasıyla birlikteliğini bırakıp insan olup aramızda yaşayarak bizi herkesten çok sevdiğini gösteriyor. “Mesih, Tanrı özüne sahip olduğu halde, Tanrı’ya eşitliği sımsıkı sarılacak bir hak saymadı. Ama kul özünü alıp insan benzeyişinde doğarak ululuğunu bir yana bıraktı. İnsan biçimine bürünmüş olarak ölüme, çarmıh üzerinde ölüme bile boyun eğip kendini alçalttı.” (Fil. 2:6-8).

 “Peki azizlere ve Meryem’e ne olacak?” diye sorabilirsiniz. Nasıl yani onlara ne olacak? Onlar için, onların bizlere gösterdikleri örnekler ve örnek yaşamlar için Rabbe hamdedin ama zaten Hristiyanların onlara dönme nedeni İsa’nın vaatlerine güvenmemiş olmalarıydı. Azizleri onurlandırmak aslında onları onursuzlaştırmak ve onları lekelemektir! Neden böyle bir şey söylüyorum? Azizler hiçbir zaman dua kabul etmediler ve kendilerine dua edilmesi talimatında bulunmadılar. Asla!! Birinci Papa olduğunu iddia ettikleri Petrus bile insanların önünde eğilmelerini kabul etmedi. Tapınırcasına ayaklarına kapanan Kornelius’a: “Kalk, ben de insanım” (Elç. İşl. 10:26) dedi.

Ama günahlarımdan dolayı doğrudan Tanrı’ya yaklaşıp dua edemem” diyenler olabilir. Duanın esas amacını kaçırıyorsunuz. Bizler kendi kendimize bir değere sahip olduğumuz için dua etmiyoruz… Dua ediyoruz çünkü İsa Mesih değerlidir! Ve İsa Mesih’in doğruluğu imanla bizimdir. Ayetimizi tekrar dinleyin: Ama İsa sonsuza dek yaşadığı için kâhinliği süreklidir. Bu nedenle O’nun aracılığıyla Tanrı’ya yaklaşanları tümüyle kurtaracak güçtedir. Çünkü onlara aracılık etmek için hep yaşamaktadır. Duydunuz mu? ‘kurtaracak güçtedirdiyor! Gücü ve yetkisi var. Hakkı ve kuvveti var.

Sevgili kardeşler, Kurtarıcımız İsa Mesih’e yaklaşın! Tanrı İsa Mesih’i bize gönderdiği zaman bizim günahkar olduğumuzu biliyordu.

Dua Edebilirliğimiz ya da Dua Yeteneğimiz
İsa Mesih’in aracımız olarak yaptıklarından sonra dua edebilirliğimizi, yani böyle bir kapasitemiz olduğunu öğreniyoruz. Sizler de İsa Mesih aracılığıyla Tanrı’ya yaklaşanlardan mısınız? Eğer öyleyse, İsa sizler için aracılık etmekte olduğundan sizler de doğrudan Tanrı’ya gidebilirsiniz! Herbirimiz Çadır Tapınağın çevresinde kamp kurmuş İsrailliler gibiyiz. İsa Mesih girişteki ön avludan geçip yakmalık sunu mezbahasında kendisini kurban kuzusu olarak sunarak öldüğü ve dirildiği için ve kendisini bronz havuzda yıkadığı için, Kutsal Yer’i ayıran perdeyi indirip Kutsalların Kutsalındaki büyük perdeyi ikiye ayırarak Keruvların arasındaki Ahit Sandığında bulunan tahtına oturduğu için artık İsa Mesih’i izliyoruz! Lütfen bu soruyu yanlış sormayın ya da yanlış soranlara anlatın. Artık dua etmek zorunda değilsiniz, artık ibadet etmek zorunda değilsiniz!! Artık Mesih’e dua ediyorsunuz, O’na ibadet ediyorsunuz çünkü Mesih sizi kurtardı. Mesih kurtardığı için ibadet ediyorsunuz. Mesih sizi ölümden yaşama geçirdiği için dua ediyorsunuz.

İşte uyanış budur. İşte Mesih’e gelmek budur. Arkadaşlar bizim ruhlarımız uyandı, bizler bir mucizeye şahit olduk. Ölmüştük, artık yaşıyoruz. Artık kendimizden emin bir şekilde Mesihimize bakıp “Abba Baba!” diye yakarabiliyoruz.

Protestan olmak nedir biliyor musunuz? Siz neden Protestan olduğunuzun farkında mısınız? Biliyor musunuz? Tek kelimeyle İsa! Çünkü bize bir çocuk doğacak, Bize bir oğul verilecek. Yönetim onun omuzlarında olacak. Onun adı Harika Öğütçü, Güçlü Tanrı, Ebedi Baba, Esenlik Önderi olacak.

Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un Adıyla. Amin

Başka Sormak İstediğim Bir Şey Var...

Bize Bir Mesaj Yollayın

MESAJIN KONUSU

12 + 3 =