Müjde ve Tanrı’nın Doğruluğu
Bugün okuduğumuz açılış ayetlerimiz geçen haftaki vaazımızın kapanış ayetleriydi. Geçen hafta Pavlus’un tüm itibarını tek bir şeye dayandırdığını görmüştük: Vaaz ettiği Müjde mesajı.
Müjde bizi alçaltan iyi haberdir, kurtuluş haberidir… başka bir kişi tarafından kurtarılmamız gerektiğini söyleyerek bizi alçaltır. Pavlus, yine de bu alçaltılmadan utanmıyor; kendisiyle övünmüyor ama Tanrı’nın kurtarma gücüyle övünmekten de utanmıyor. Müjde, Tanrı’nın inananları kurtarma gücüdür, imanla kurtarma gücüdür, baştan sona, imandan imana kurtarma gücüdür.
Peki, Tanrı nasıl kurtarıyor? Sahil başı olarak bayrağını Müjdeye dikerek başlayan Pavlus, hemen açılış konusuna geçiyor: Tanrı’nın doğruluğunun açıklanışı. Arkadaşlar, Tanrı’nın doğruluğu konusu büyük bir konudur, ve Pavlus’un Tanrı’nın doğruluğuyla ilgili argümanı Romalılar 4’ün sonuna kadar sürüyor. Ben de bu konuyu bugünkü vaazımızla kapatma niyetinde değilim. Gelin, Pavlus’un ifadelerini adım adım inceleyerek ‘Tanrı’nın doğruluğu’ konusunda ne demek istediğini anlamaya çalışalım.
Tabii ki tek bir vaazla ‘Tanrı’nın doğruluğu’ konusunu açıklamaya yeltenmeyeceğim. Bunun yerine, bugün Tanrı’nın doğruluğunun açıklanmasının ne anlama gelebileceğine odaklanmak istiyorum. Bunun da ötesinde, Pavlus’un anlamamızı istediği önemli bir farkı çok iyi bilmenizi istiyorum. Bu da şudur: Tanrı’nın doğruluğu iki farklı şekilde açıklanmıştır. Bugün şu iki şeyi öğrenin: Birincisi, Tanrı’nın doğruluğunun açıklanmış olduğunu bilin. İkincisi, Tanrı’nın doğruluğunun iki farklı şekilde açıklandığını bilin.
Fark: Tanrı’nın Doğruluğu İki Farklı Şekilde Açıklanır
Farkla başlamak istiyorum, çünkü bugünkü ayetlerimiz bu ayırt edici fark unsuruyla başlıyor. Bizim için, Pavlus’un buradaki argümanını takip etmek birkaç sebepten ötürü bizi zorlayabiliyor. Birincisi, yalnızca Romalılar 1-4 bölümlerinin tümüne baktığımızda Pavlus’un fark unsuru konusundaki argümanı netleştiği için, bugün bu argümanın hakkını tam olarak vererek açıklayamayacağız. İkincisi, Pavlus’un buradaki argümanı bizi zorluyor, çünkü Müjde’nin ve müjdeyle bağlantılı olarak “Tanrı’nın doğruluğunun” iyi bir şey olduğunu ve bugünkü kültürümüzde iyi şeylerin bizleri mutlu ettiğini düşünüyoruz. ‘Tanrı’nın doğruluğunu açıklaması’ mutlaka, her zaman ve her yerde iyi bir şey olmalı diye düşünüyoruz. Geçen yüzyılın en etkili Hristiyan teologlarından olan İsviçreli Karl Barth, Tanrı’dan gelen tüm açıklamaların iyi haber olduğunu ileri sürmüştü. Ancak Pavlus, Tanrı’nın doğruluğunun açıklanmasının her zaman iyi bir haber olmadığını ve bunu duyanları her zaman mutlu etmediğini bilmemizi istiyor.
Tanrı’nın doğruluğu tektir ve aynıdır. Salı günü başka ya da Cuma günü daha farklı bir doğruluk değildir. Yalnız bu gerçek insanlara birbirlerine zıt iki şekilde açıklanmıştır.
Buradaki anahtarı açılış ayetlerinde görüyoruz, ve burada Pavlus’u çok dikkatlice dinlememiz şart. Pavlus, Müjde’de Tanrı’nın doğruluğunun imandan imana açıklandığını söylüyor. Ancak Tanrı’nın doğruluğunun tek açıklaması Müjde değildir. Pavlus için anahtar şudur: Müjde güçlüdür, çünkü müjdenin mesajında Tanrı’nın doğruluğu inananlara açıklanmıştır. Başka bir deyişle, Müjde’nin gücü, müjdede Tanrı’nın doğruluğunun açıklanmasının bir sonucu değildir. Müjde imandan imana nasıl açıklandığından dolayı (açıklanma şeklinden dolayı) güçlüdür. Tanrı bu müjde mesajıyla kurtarıyor, çünkü bu mesaj bize, inananların Rab’bin doğru işlerini nasıl bilebileceklerini, bunlara nasıl sahip olabileceklerini ve bunları nasıl yapabileceklerini gösteriyor.
Şaşırtıcı Bir Geçiş
Pavlus’un böyle demek istediğini nereden biliyorum? Çünkü Tanrı’nın doğruluğunun inananlara açıklanmasından bahsettikten sonra, hemen farklı bir vahiyden, Müjde’den ayrı, insanların Tanrı’nın doğruluğunu bildikleri farklı bir yoldan bahsetmeye başlıyor. “Haksızlıkla gerçeğe engel olan insanların bütün tanrısızlığına ve haksızlığına karşı Tanrı’nın gazabı gökten açıkça gösterilmektedir.” (YÇ). (Çünkü doğrusuzlukla gerçeği alıkoyan insanların bütün tanrısal yaşamsızlıklarına ve doğrusuzluklarına karşı Tanrı’nın gazabı gökten açıklanır. -Candemir) (Kötü tutumlarıyla gerçeğe set çeken insanların tüm tanrısaymazlığına ve kötülüğüne karşı Tanrı’nın öfkesi gökten açıklanır. -Cosmades). Bu gazap, Tanrı’nın “öteki” doğruluğudur ve kapanış ayetimizin de belirttiği gibi, yaklaşan gazap gününün aynı zamanda Tanrı’nın adil (doğru) yargısının açığa çıkacağı gün olduğu gerçeğinden de açıkça anlaşılmaktadır.
Bu belki de Kutsal Kitap’taki en şaşırtıcı geçişlerden birisi olabilir. Pavlus, Müjde’nin mesajını tanıtarak kendisini Romalılara tanıtıyor. Tam Müjde’ye olan güvenini ve Müjde’nin Tanrı’nın insanları kurtarma gücü olduğunu anlatmışken bambaşka bir konuya geçiyor: Her tür haksızlığa, adaletsizliğe, tanrısızlığa, tanrısaymazlığa ve doğrusuzluğa karşı Tanrı’nın gazabı konusuna giriyor. Peki, burada nasıl bir bağlantı kuruyor?
Burada Tanrı’nın doğruluğunun her zaman iyi bir şey olduğu düşüncesi bizleri körleştirmesin. Martin Luther’i hatırlıyor musunuz? Müjdenin mesajını daha henüz keşfetmemiş olan genç Luther, Tanrı’nın doğruluğunun açıklanışının sadece tek bir şekilde olduğunu düşündüğü için korkudan uyuyamıyordu. Tanrı’nın doğruluğu Luther’i dehşete düşürüyordu. Gerçekten de Pavlus’un buradaki geleneğinin bu kadar ani olmasının nedeninin bu olduğunu düşünüyorum. Pavlus’un Romalı dinleyicileri, tıpkı Luther gibi, yeri ve göğü yaratan Tanrı kendi doğruluğunu ve adaletini açıkladığında, herhalde çok çok uzaklarda olmak isterlerdi. J. B. Phillips’in dediği gibi, Tanrımız gerçekten çok küçük. Romalıların argümanını anlamamız için neredeyse çok küçük.
Bu mektubun Romalılara yazıldığını ve Romalılar için Sezar’ın bir ilah olduğunu unutmayın. Doğruluk yasadır ve yasa cezalandırır. Sezar gücünü Roma vilayetlerinde, Galya’da, Afrika’da ya da Yahudiye’de gösterdiğinde, ortaya güzel görüntüler çıkmıyordu. Yasa, yasa tanımazları cezalandırıyordu.
Pavlus için mantık çok açık. Tanrı’nın haksızlığa, doğrusuzluğa, adaletsizliğe karşı öfkesi doğrudur. Böyle olmalıdır zaten. Eğer ceza eşyanın tanrısal düzenini yansıtıyorsa, ceza iyi bir şeydir, korkulacak bir tarafı yoktur. Ceza Tanrı’nın gerçeğini, sıfatlarını, iyiliğini ifade eder. Günahkarları cezalandıran bir Tanrı’ya inanmak Pavlus için bir sorun değil. Günümüzde birçok insan günahtan bahsedilmesini istemiyor bile. Aslında Tanrı için ve eski antik dünyanın çoğu için asıl sorun, güçsüz olan, kötüleri cezalandırmakta başarısız olan bir Tanrı ile olacaktır. Ve Pavlus’un Tanrısı o kadar büyük ki her şeyi yaratmış ve yüceliğini ve sıfatlarını yaratmış olduğu herşeyde açıkça ifade etmiş… Pavlus için Tanrı’nın iyiliğini inkar etmek gerçekten çok acı bir şeydi.
Pavlus’un bu gazabın açığa çıkması hakkında söylediklerine dikkat edin. Söylediklerinin evrensel olduğunu göreceksiniz. Pavlus, Tanrı’nın hem Yahudilere hem de Yahudi olmayanlara, yani herkese karşı gazabından söz ettiğinde, bu durum, argümanın ilerleyen kısımlarında daha da netleşecektir. Ama burada bile bu çok açık. Hiçbir bahaneniz olamaz. Herkes yargılanacak. Hiç kimse Tanrı’nın yargısından kaçamayacak… Sevgili kardeşler, herkes bu doğruluğun gerçek olduğunu biliyor. Tanrı hakkındaki açık gerçekler herkes tarafından biliniyor. İnsanın günahı cehalet değildir. Hayır, insanın günahı, günahı bildiğini inkar etmesidir. Günahın hepimize bu tür vicdan azabı çektirmesinin nedeni de budur. Çünkü biz günahkar olduğumuzun farkındayız.
Bunlar çok derin konular. Bize insan doğası hakkında, hepimizin Yaratıcımıza karşı beslediğimiz nefret hakkında çok derin şeyler anlatıyor ve bu da bize kültürel düzeydeki patolojik hastalıklarımız hakkında bize çok şey anlatıyor: cinayet, zina, boşanma, kendini yaralama, vb. konular. Sevgili Kardeşler, hepimiz birbirimize korkunç kötülükler yapıyoruz ve bunu Tanrı’yı olduğu gibi kabul etmediğimiz için yapıyoruz. Heidelberg Kateşizmi’nin Tanrı’yı ve komşumuzu sevip sevmediğimizle ilgili soruya verdiğimiz cevapta, Tanrı’yı ve komşumuzu sevmediğimizi, hatta Tanrı’dan ve komşumuzdan nefret ettiğimizi söylüyoruz. Oldukça sert olan bu cevap doğru bir cevaptır. Arkadaşlar, bu gerçeği kabul etmek de özgürleştiricidir. Öncelikle, Müjde’yi vaaz etmek için bizi özgürleştirmiş oluyor. Sevgili Kardeşler, inanç açıklamalarımız ve kateşizmlerimiz ruhumuz için iyidir. Özellikler günahlı olduğumuzu ve affedildiğimizi bizlere net bir biçimde hatırlatıyorlar. Günahlarınızı gizlemeyin. Zarar verdiğiniz kişilere gösterin. Günahlarınızı yüksek sesle bir arkadaşınıza, sevdiğiniz birisine anlatın. Sevgili Hristiyanlar, en önemlisi, dünyanın sizi günahsız insanlar olarak tanımasına izin vermeyin. Siz ve diğer Hristiyanlar günahsız insanlar topluluğu değilsiniz! Günahımızı itiraf etmek, insanın günahkarlığı hakkında konuşmak Müjdenin mesajını vaaz etme konusunda bizleri özgürleştirir.
İşte bu şekilde, Tanrı’nın doğruluğu ve günaha karşı olan nefreti yaratılış aracılığıyla herkes tarafından bilinir kılındı. Ve Yasa aracılığıyla bildirildi (gelecek haftanın vaaz konusu). Gördüğümüz şeylerde ve yüreklerimizde bilinir kılındı. Tanrımız öfkeli bir Tanrıdır. Hep duymaya alıştığımız ‘sevgi sevgi sevgi sevgi sevgi sevgi’ korosu Tanrı’ya haksızlık ediyor. Pavlus’un Müjdesinin temelinde kötü haber var. Şu gerçeği unutmayın: Bir kurtarma planıyla ilgili İyi Haber, başınızın dertte olduğu anlamına gelir.
Pavlus’un Argümanının Büyük Resmi
Bu başlangıç noktası ve temeldir, ancak Müjde değildir. Unutmayın, Müjde bir haberdir… Müjde iyi haberdir. Pavlus da bir habercidir. Müjde mesajını dünyanın bir ucuna götürüyor, çünkü henüz herkes Müjde’yi duymamıştı. Bu, zaten Tanrı’nın herkes tarafından bilinen gazabının açıklanışının tam tersidir. O halde, Tanrı’nın gazabı, Tanrı’nın günaha karşı haklı gazabı, Müjde değildir, Müjdenin mesajı değildir.
Pavlus, konumunu göstermek için Romalılara mektubunu Tanrı’nın gazabıyla ilgili bu konuyla başlatıyor… sonuçta bu, dinleyicilerinin aşina olacağını bildiği türden bir doğruluktu. Ama Pavlus’un mesajı farklı. Müjde farklı bir doğruluk türüdür, Müjde Yasayı yerine getirmekle ilgili değildir. Tanrı’dan gelen Müjde doğruluğunun ne kadar harika ve ne kadar farklı olduğunu anlayabilsinler diye, Pavlus’un Tanrı’nın gazabını tanımlaması gerekiyor.
Lütfen şimdi Kutsal Kitabın Romalılar mektubu kitabındaki bu açılış ayetlerine tekrar bakın. Müjde, 1:17 ayetinin dediği gibi, “imandan, imana” Tanrı’nın doğruluğunun açıklanmasıdır. Bu bildiriyi, Tanrı’nın doğru gazabının açıklanması ve bunu açığa çıkaran Yasa konusu, 1:18-3:20 arasında açıklanmaya devam ediyor, ve “Yasa’nın gereklerini yapmakla hiç kimse Tanrı katında aklanmayacaktır (doğru kılınmayacaktır)” açıklamasıyla sona eriyor. Hemen sonra, Pavlus Romalılar 3:21’de ana konusu olan Müjde mesajına geri dönüyor: “Ama şimdi Yasa’dan bağımsız olarak Tanrı’nın insanı nasıl aklayacağı açıklandı.” (YÇ) “Ama şimdi, Tanrı’nın doğruluğu …Yasadan ayrı olarak açıklanmış oldu…. Isa Mesih imanı aracılığıyla olan Tanrı’nın dogruluğu, iman edenlerin hepsinin üzerine ve hepsi içindir; çünkü fark yoktur;” (Candemir -problemli çevirmiş).
Ama şimdi!! Bu yeni bir şey, bu gerçekten de Müjde’nin haberi. Farklı bir doğruluk açıklandı. İman aracılığıyla, inananlar için. İmandan imana. Müjde sadece affetmekle ilgili değildir. Müjde inananlar için doğrulukla ilgili bir haberdir. Günahınızı anlamazsanız, bunun ne kadar derin olduğunu da anlamazsınız. Eğer aklınız öfke dolu bir Tanrı fikrini algılayamıyorsa, (yani öyle doğru bir Tanrı ki tüm varlığıyla doğru olmayandan, haksızlıktan, günahtan, tanrıtanımızlıktan nefret eder), aklınızdaki sevgi fikri sizin gibi bir günahkarı kurtarmaya yetmeyecektir.
Eski Antlaşma’da sıklıkla karşılaştığımız ‘Rabbin Günü’ ifadesi Tanrı’nın Gazap günüdür… Rabbin Günü Tanrı’nın yargısının açıklandığı gündür. Rabbin Gününü arzulayanların vay haline! Siz sadece adalet mi istiyorsunuz? Öyleyse, bir aslandan kaçarken ayıyla yüzyüze gelen bir adama benziyorsunuz. Hristiyanlık bizim sunularımızla ilgili değil, Hristiyanlık Rabbi hoşnut etsin diye ilahilerimizle çıkardığımız seslerle de ilgili değil.. ya da tapınmalarımız, ibadetlerimiz veya ciddi hizmet toplantılarımızla da ilgili değil. Sevgili Kardeşler, Hristiyanlık doğrulukla, adaletle ilgilidir. Arkadaşlar, hiçbirimizin ruhundan sürekli akan bir nehir yok. Nereye bakacağız? Kaynağı nerede bulacağız?
“ve daima RAB sana yol gösterecek… kurak yerlerde senin canını doyuracak, … kemiklerini kuvvetlendirecek; … sulanmış bir bahçe gibi, ve suları yalancı olmayan bir kaynak gibi olacaksın.” Yeşaya 58:11
Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un Adıyla. Amin.