Adem’le İşler Antlaşması | Yaratılış 2:4-25

Fikret Böcek tarafından

4 Kasım 2018 (44. hafta) | Antlaşma Teolojisine Bakış Vaaz Serisi, Vaazlar

Antlaşma teolojisine bakış

Adem’le İşler Antlaşması

Antlaşma Teolojisine Bakış #3

Sonsuz Üçlübirlik Tanrımız kendisini antlaşmalar aracılığıyla göstermektedir. Tanrı’yı anlamak istiyorsak onu antlaşma ilişkisi içerisinde tanımak, anlamak zorundayız.

Bugün Yaratılış kitabının ilk bölümlerinde anlatılan Adem’le (tüm insanlık) Tanrı arasındaki antlaşma ilişkisini düşünmenizi istiyorum. Bazıları buna “doğa antlaşması” diyorlar çünkü bu antlaşma Adem’le Adem’in doğal durumunda yapılmıştı. Bizler de buna “yaratılış antlaşması” diyoruz çünkü yaratılışın başında başlatılmıştır. Biz buna “yasa antlaşması” diyoruz, çünkü pozitif bir emirle verilmiştir. Westminter İnanç Açıklaması’yla bu antlaşmaya işler antlaşması diyoruz, çünkü YAHVE Tanrı kendi yaratmış olduğu insanla, yani Adem’le bir ilişkiye girdiği zaman Adem’in işleriyle gösterdiği itaatine dayanarak ölüm tehdidinde ve yaşam vaadinde bulunmuştu (7.2).

Adem’le Bir Antlaşma Var mıydı?

İlk olarak, Adem’le bir antlaşma var mıydı? Bazıları Yaratılış 2’de “antlaşma” kelimesi kullanılmadığı için buna karşı çıkıyorlar. Size bir antlaşma olduğunu gösteren Kutsal Yazılara dayalı beş temel sebep anlatacağım.

Birincisi, “antlaşma” kelimesi kullanılmıyor diye burada bir antlaşma olmadığını söyleyemeyiz. Bazıları da Kutsal Kitap’ta Üçlübirlik kelimesi yok diyerek Üçlübirlik öğretisini reddediyor. Açıkçası, 2 Samuel 7’de “Davut’un Antlaşması” ile ilgili kısmı okuduğumuzda bir sorunla karşılaşıyoruz: “antlaşma” kelimesi orada da yok! Örneğin, yine de Mezmur 89’da bunun bir antlaşma olduğunu okuyoruz.

İkincisi, Yaratılış 15’te de olduğu gibi bir antlaşma yapıldığında antlaşmada kullanılan ‘ahit kesme’ kelimesi kullanılıyor. Daha sonra Tanrı antlaşmasını yeniden tekrarlamak istediği zaman Yaratılış 17’deki gibi bir antlaşma “kurmuştur.” Kutsal Kitap’ta “antlaşma” kelimesini ilk kez Tanrı’nın  Yaratılış 6:18’de “yaptığı” antlaşmada görüyoruz. Yaratılış 6, zaten bir antlaşmanın yürürlükte olduğunu varsaymaktadır.

Üçüncüsü, yaratılış hikayesinde (1:1–2:3) Tanrı (elohim) kelimesi tam 35 kez kullanılıyor. Fakat Adem’in yaratılış hikayesinde (2:4-25) Tanrı’nın antlaşma adı olan YAHVE adı ekleniyor ve YAHVE Elohim kelimesi 11 kez kullanılıyor.

Dördüncüsü, hepbirlikte Hoşea 6:7’ye bakalım. Yahuda’yı tövbeye çağırırken peygamber şöyle diyor: Kitabı Mukaddes çevirisi: “Fakat onlar Âdem gibi (ki’ adam) ahitten öte geçtiler; orada bana hainlik ettiler.” Yeni Kutsal Kitap Çevirisi: “Oysa onlar Adam Kenti’nde Antlaşmaya uymadılar, Orada bana ihanet ettiler.” Bazıları bu kelimeyi ‘Adem’de’ şeklinde çevirmemiz gerektiğini söylüyor, ama Tanrı’nın antlaşması Adem’de ihlal edilmiş (Yeşu 3:16) olsaydı bu büyük olay yazılıp kayda geçirilirdi. Bazıları da bu ifadeyi “insanlar gibi” olarak çevirmemiz gerektiğine inanıyorlar, ama Hoşea kitabının tüm argümanı boşa gitmiş olur:  “hepsi insanlar gibi günah işlediler… hepsi insanlar gibi ahitten öte geçtiler.” Tabii ki günah işlediler! Soru şu: Ne zaman ve nerede günah işlediler? İşte bu nedenle biz bunu Aden Bahçesi’nde Adem’in antlaşmayı ihlal ettiği gibi İsrail’in de aynı şekilde antlaşmayı ihlal ettiğini söyleyerek referans olarak gösteriyoruz.

Beşincisi ve en önemlisi, Yaratılış 2 Kutsal Kitap’a göre bir antlaşmayı antlaşma yapan her şeyi içinde barındırıyor. Antlaşmanın tarafları vardı: YAHVE Tanrı ve insan, Adem (2:5, 7, 8, 15, 16). Bir antlaşma yasası vardı: Ve YAHVE Tanrı adama Bahçenin her ağacından kesinlikle yiyebilirsin, fakat iyiyi ve kötüyü bilme ağacından yemeyeceksin (2:16, 17). Bir antlaşma tehdidi vardı: çünkü ondan yediğin günde kesinlikle öleceksin” diyerek emir verdi (2:17). Bu tehditle söylenmek istenen bir antlaşma vaadi vardı: “bunu yap ve yaşa.” Antlaşma işaretleri vardı: iyiyi ve kötüyü bilme ağacı (2:17). Bu Tanrı’nın otoritesinin ve Adem’in itaatinin testiydi ve Yaşam Ağacı (2:9) Adem’in itaat testi sonucunda itaatkar bulunduğu taktirde Adem’in sahip olacağı yaşama işaret ediyordu. 

Adem’le Nasıl Bir Antlaşma Yapılmıştı?

Eğer Yaratılış 2’de bir antlaşma var idiyse, Adem’le nasıl bir antlaşma yapılmıştı? İnanç açıklamamız İnsanla yapılan ilk antlaşma… işlere dayalı bir antlaşmaydı diyor ve işler antlaşmasının ne anlama geldiğini şöyle açıklıyor: mükemmel ve kişisel bir itaat koşuluyla Adem’e ve onun soyuna vaat edilen yaşamı içeren… (7.2).

Yaratılış 1:28’de Tanrı’dan ilk insanlara (Adem’e ve Havva’ya) pozitif emri görüyoruz: “Verimli olun ve çoğalın ve yeryüzünü doldurun ve onu zaptedin.” Yaratılış 2:5’te toprağı işlemek için insan yoktu diyor ve tekrar 2:15’te YAHVE Tanrı adamı aldı ve onu işlemesi ve onu koruması için Aden Bahçesi’ne yerleştirdi diyor. Fakat bu ayetlerde 2:16-17’ye gelene kadar itaatin ne kadar önemli olduğu anlatılmıyor. Rabbin ilk –ebilirsin açıklamasını burada görüyoruz: Ve YAHVE Tanrı adama “Bahçenin her ağacından kesinlikle yiyebilirsin, sonra da olumsuz yapmayacaksın, yemeyeceksin (-ebilemezsin) eklerini görüyoruz: fakat iyiyi ve kötüyü bilme ağacından yemeyeceksin, çünkü ondan yediğin günde kesinlikle öleceksin”

Bu antlaşma Adem’in itaatinin merkezi öneme sahip olduğu bir antlaşmadır. Ne kadar merkezi? Romalılar 5’e bakalım. Romalılar 5:14’te Adem “gelecek Kişi’nin örneği” olarak tasvir ediliyor ve sonra Pavlus Adem’in ve Mesih’in görevlerinin birbirine benzediğine işaret ediyor. Adem’in görevinin sonucu olarak Adem’in itaatsizliğiyle gelen suçlamayı ve her insanın ölümlülüğünü görüyoruz. İsa’nın görevinin sonucu olarak İsa’nın itaatiyle gelen aklanma ve yaşamı görüyoruz. Bu şunu gösteriyor: Adem işler antlaşmasında tüm insanların temsilcisiydi. İkinci Adem olarak Mesih hakkında söylediklerimizi birinci Adem için de söylüyoruz. Eğer Mesih aktif bir şekilde Yasaya itaat ettiyse, o zaman Adem’in de aynısını yapma yetisi ve gücü vardı.

İnanç açıklamamız ‘Eğer Tanrı onlara yaklaşmazsa O’ndan hiçbir şekilde bereket ya da ödül alamazlar’ (WİA 7.1)  diyor. Adem de Tanrı’nın yarattığı bir insan olarak Tanrı’nın bereketleri için Tanrı’nın ona yaklaşmasına ihtiyaç duyuyordu değil mi? Durum böyle iken nasıl olur da Adem mükemmel ve kişisel bir itaat koşuluyla Adem’e ve onun soyuna vaat edilen yaşamı içeren bir antlaşmayı kaldırabilecek durumda mıydı? Evet, Tanrı Adem’i orijinal dürüstlükle yaratmıştı. Tanrı’nın iradesini, isteğini isteyebiliyordu. Ne günahlıydı ne de doğruluğu teyit edilmişti. Henüz sonsuz yaşama sahip değildi fakat emre itaat ederek sonsuz yaşam hakkını elde edebilecekti. Bir tür bekleme sürecindeydi diyebiliriz.

Fakat mükemmel ve kişisel bir itaat koşuluyla elde edeceği yaşamın gerçek ve içsel bir hak ya da sonsuz yaşamı hakkıyla kazanmak olmadığını da unutmayalım. Sonsuz Yaratıcı, kendi yaratmış olduğu insanla antlaşma ilişkisine girmek için kendisini alçaltmıştı. Antlaşma’nın şartlarını belirleyen de sonsuz Yaratıcı’nın kendisiydi. Yine, eğer Adem itaat edip başarılı olsaydı Adem’e ebedi yaşamı verme vaadini yerine getirecek olan da sonsuz Yaratıcı’nın ta kendisiydi. Tanrı’yla paydaşlık içerisindeki bu sonsuz ve mükemmel yaşam Adem’in sunabileceği geçici ve insanın işlerine dayanan bir itaatle açıklanamaz.

Bu Antlaşmanın Amacı Neydi?

Son olarak, bu antlaşmanın amacı neydi? Tüm antlaşmalarda olduğu gibi bu antlaşmanın da amacı Tanrı’yla paydaşlık ve dostluktur. Bu yaşam ağacıyla açıklanıyor (Yar. 2:4–17). Çok güzel, çok uygun bir işaret! Ağaçlar yaşıyorlar ve çöldeki yolculara gölgeleriyle, meyveleriyle ve bazen çevrelerindeki su havzalarıyla yaşam veriyorlar. Aden Bahçesi ağaçlarla doluydu ve Rab bütün hepsini Adem’e verdi (2:9, 16). Fiziksel ihtiyaçları karşılayan ağaçların yanı sıra ruhsal amaçlar için de iki ağaç vardı. Bilgi Ağacı Adem’in Tanrı’nın antlaşmasına olan itaatini sınamak için verilen bir işaretti. Yaşam Ağacı ise sadece Adem’in bu yaşamının kaynağı olarak değil, fakat aynı zamanda Tanrı’yı yücelten ve O’ndan sonsuza dek hoşnut olan (WKK, S&C 1) gelecekteki yaşamının da kaynağıydı. Ve bu yaşam yeryüzündeki yaşamın devamı değil, cennete yaraşır bir yaşam olacaktı. Adem itaat ederek yasa aracılığıyla aynı mirasa getirilmiş olacaktı, fakat şimdi Rabbimiz İsa Mesih’te bu miras iyi işlerine güvenenlere değil, Rabbe güvenip O’na iman edenlere veriliyor.

Ama Adem işler antlaşmasını ihlal etti. Antlaşmayı yerine getirmedi. Bu nedenle herkes suçlu doğuyor. Ama İkinci Adem itaat testini geçti!  Ve şimdi onda sonsuz yaşama sahibiz. Rabbimiz İsa Mesih’te, eğer galip gelirsek Yaşam Ağacı’ndan yeme hakkına sahip olacağımız (Vah. 2:7) ve ebediyen Yaşam Ağacı’nın şifa veren “yapraklarından” alacağımız vaadine sahibiz (Vah. 22:2).

Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un Adıyla.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Başka Sormak İstediğim Bir Şey Var...

Bize Bir Mesaj Yollayın

MESAJIN KONUSU

10 + 6 =