Tüm Vaatlerin Anası (Ana Vaat)
Antlaşma Teolojisine Bakış #4
Neden “antlaşma teolojisi” üzerine çalışmalar yapıyoruz? Birinci ve en önemli sebep şu: Tanrı kendisini Kutsal Yazıların hikayelerinde antlaşma Tanrısı olarak göstermektedir. Bizim bu durumda Kelamın Rabbinin önünde boynumuzu eğip secde etmemiz ve söyledikleri konusunda onun hikmetini kabul etmemiz gerekir. Sadece söyledikleri değil, bu söylediklerini nasıl söylediğini de anlamamız ve kabul etmemiz gerekir. İkinci olarak ve çok pratik bir şekilde, Kutsal Yazıları Tanrı’nın okumamızı istediği gibi okumalıyız. Buna amin diyor muyuz? Ve Tanrı’nın antlaşmalarının birbirleriyle nasıl uyum içerisinde olduğunu etüd etmek, incelemek, çalışmak Kutsal Yazıların çeşitli ve farklı kısımlarını tek bir hikayenin parçası olarak görmemize yardımcı olacaktır. On hafta boyunca Antlaşma Teolojisinin üzerinde duruyor olacağız. Bu konunun hayati bir öneme sahip olduğunu görmenizi istiyorum.
Geçen Pazar işler antlaşmasını gördük. Tanrı Adem’le bir antlaşma ilişkisine girdi. Antlaşma yasasına göre ‘İyiliği ve Kötülüğü Bilme Ağacının’ meyvesinden yerse ölecekti ve itaat ederse yaşayacaktı. Ve bu yaşam dünyasal bir yaşam değil, Tanrı’nın huzurunda göksel bir yaşam olacaktı. Adem’in işler antlaşmasını ihlal edişine baktığımızda Tanrı’nın Adem ve Havva’yla (bizlerle) daha farklı bir ilişki içerisine girdiğini görüyoruz. Bu ilişkiye ‘Lütuf Antlaşması’ diyoruz.
Westminster İnanç Açıklaması’ndan şunu görüyoruz: Günaha düşmüş olan insan, bu antlaşma yoluyla yaşayamadığından Rab, ikinci bir antlaşma yapmaktan hoşnut oldu. Bu antlaşmanın adı lütuf antlaşmasıdır (7.3). Buna kanıt olarak sunulan ayetlerden birisi de bugün okuduğumuz Yaratılış 3:15 ayetidir. Rab, günaha karşı antlaşma lanetlerini yılana söylerken bir vaatte bulunuyor: Seninle kadın arasına ve senin tohumunla onun tohumu arasına düşmanlık koyacağım, o senin başını ezecek, ve sen onun topuğunu ezeceksin. Bu ayete “ana vaat” diyoruz, çünkü Tanrı’nın günahkarları kurtarmak için lütuf işlerinin bu vaatten kaynaklandığını görüyoruz.
Vaadin Bağlamı: Yargı
Bu vaadin bağlamının yargı olduğuna dikkat edin. Bu gerçek bize şunu hatırlatıyor: Eğer ilk olarak Tanrı’nın huzurunda suçluluğunuzu anlamazsanız, Tanrı’nın sizin için olan lütfunu anlayamazsınız. YAHVE Tanrı işler antlaşmasının tehdidini açıklarken şöyle diyor: Ve YAHVE Tanrı adama “Bahçenin her ağacından kesinlikle yiyebilirsin, fakat iyiyi ve kötüyü bilme ağacından yemeyeceksin, çünkü ondan yediğin günde kesinlikle öleceksin” diyerek emir verdi. Adem antlaşma yasasını ihlal etti, çünkü Rabbin emrini yerine getirmek yerine kendi arzularını seçmişti. İşte bu nedenle, Yuhanna “günah yasasızlıktır” (1 Yuhanna 3:4) diyor.
Sonra da yargı geldi. Yaratılış 3:8’de şöyle diyor: Ve günün esintisinde bahçede dolaşan YAHVE Tanrı’nın sesini duydular ve adam ve karısı kendilerini YAHVE Tanrı’nın yüzünden bahçenin ağaçlarının arasına sakladılar. Çocuklar annenizin babanızın ayak seslerinin odanıza doğru yaklaştığını duyduğunuzda kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Acaba mutlular mı yoksa kızgınlar mı? Tabii ki yaptığımız bir şeye kızmış olabilirler. Hepsi vicdanınızda kendinizi nasıl hissettiğinize bağlı, değil mi? Eğer sabah yeni kalkmışsanız ve gününüze başlamakta sabırsızlanıyorsanız, duyduğunuz ayak sesleri mutlu bir sestir. Ama yapmamanız gereken yanlış bir şey yaptıktan sonra odanızda saklanıyorsanız, o zaman duyduğunuz ayak sesleri sizi üzebilir. Eski Antlaşma’da kullanılan ses (kol) kelimesi yaklaşmakta olan nal sesleri için kullanılan bir kelimedir. Fakat burada atların ayak sesleri değil YAHVE’nin Bahçe’ye giriş sesini duyuyoruz. Neden ağaçların arasına saklandılar? Çünkü yargı zamanının geldiğini biliyorlardı! O gün YAHVE’nin orijinal Günüydü!
Vaadin İçeriği: Lütuf
Bu yargı bağlamında Tanrı insanlık tarihinin hikayesini sonlandırmamayı seçiyor. Antlaşma tehtidini hatırlayın: çünkü ondan yediğin günde kesinlikle öleceksin. Fakat en azından fiziksel olarak ölmediler. Neden? Lütuf. Ana vaadin içeriği lütuftu. “Merhamet yargıya galip gelir” (Yakup 2:13).
Seninle kadın arasına ve senin tohumunla onun tohumu arasına düşmanlık koyacağım, o senin başını ezecek, ve sen onun topuğunu ezeceksin. İşler antlaşması ile lütuf antlaşması arasındaki farkı görmenizi istiyorum. Fark kullanılan zamirlerle daha da netleştiriliyor. İşler antlaşmasında Tanrı “Yemeyeceksin, öleceksin… (SEN yapacaksın)…” (2:17) derken, lütuf antlaşmasında “..koyacağım… (BEN yapacağım)” (3:15) diyor. İşler antlaşması Adem’in itaatine bağlıyken, lütuf antlaşması Tanrı’nın karşılıksız olarak günahkarları lütufla kurtarma isteğine bağlıydı.
Çocuklar bir kez daha odanızdayken anne babanızın adım seslerini duyduğunuzu düşünün. Bu sefer gerçekten de büyük bir suç işlediniz diyelim. Kapı açılıyor, korkup ağlıyorsunuz ama babanız içeri girip sizi affedeceğini söylüyor. Ana vaat de buna benziyor ama bundan kat kat daha güzel!
Tanrı’nın “Ben yapacağım” sözünü okuduğumuzda Tanrı neyi vaat ediyor? Bir savaş başlatacağı vaadinde bulunuyor. İşte düşmanlık bu anlama geliyor. Yılanla Havva arasında, yılanın tohumuyla kadının tohumu arasında bir savaş başlatacağı vaadinde bulunuyor. İlginç bir lütuf vaadi, öyle değil mi? Ama bu savaşın nasıl sona erdiğine dikkat edin: o senin başını ezecek, ve sen onun topuğunu ezeceksin. Yılan Bahçe’ye girdiği anda Adem yılanın başını ezmeliydi. Başını ezip bedenini Bahçe’nin dışına atmalıydı. YAHVE Tanrı günahın lanetini tersine çevirme vaadinde bulunuyor.
Tamam ama ölüm tehdidinden sonra nasıl böyle lütufkar olabiliyor? Kutsal Yazılar zaten Adem, Havva ve Yılan’ın (Şeytan) göklerde Tanrı’ya karşı bir isyan başlatarak Tanrı’nın yüceliğini hiçe saydığını anlatmıyor mu? YAHVE Tanrı adildir ve kendi vaadine iman edeni aklayandır (Rom. 3:26). Burada aklayan kısmını anlıyoruz, ama Tanrı’nın adil Tanrılığını bir kenara bırakmadığını da görüyoruz. Adem ve Havva’nın yerine bir hayvan kurban ediyor ve sonra da bir sakrament işareti olarak hayvanın derisiyle onları örtüyor. İşte Tanrı’nın lütfu böyledir!
Vaadin Amacı: İsa
Bu sakrament işareti hangi gerçeğe işaret ediyordu? O senin başını ezecek, ve sen onun topuğunu ezeceksin. O da kim? Burada ‘O’ olarak açıklanan kişi de kim? Tanrı gerçek Yılan olan Şeytan’la İkinci Adem olan Tanrı Oğlu, Rabbimiz İsa arasındaki bu savaşı doruğa taşıyacaktı. Nasıl yapacaktı bunu? İsa Mesih Şeytan’ın başını ezerek Şeytan’a karşı zafer kazanacaktı, ama bunu yaparken Şeytan da Mesih’in topuğunu ezecekti. Bu ayet İsa’nın çarmıhına, tacına, çarmıh ağacında ölümüne ve mezardan dirilişine işaret eden bir peygamberliktir.
“Bu dünya şimdi yargılanıyor. Bu dünyanın egemeni şimdi dışarı atılacak. Ben yerden yukarı kaldırıldığım zaman bütün insanları kendime çekeceğim.” İsa bunu, nasıl öleceğini belirtmek için söylüyordu. (Yuhanna 12:31-33)
Sizler suçlarınız ve benliğinizin sünnetsizliği yüzünden ölüyken, Tanrı sizi Mesih’le birlikte yaşama kavuşturdu. Bütün suçlarımızı O bağışladı. Kurallarıyla bize karşı ve aleyhimizde olan yazılı antlaşmayı sildi, onu çarmıha çakarak ortadan kaldırdı. Yönetimlerin ve hükümranlıkların elindeki silahları alıp onları çarmıhta yenerek açıkça gözler önüne serdi. (Kololeliler 2:13–15)
Bu çocuklar etten ve kandan oldukları için İsa, ölüm gücüne sahip olanı, yani İblis’i, ölüm aracılığıyla etkisiz kılmak üzere onlarla aynı insan yapısını aldı. Bunu, ölüm korkusu yüzünden yaşamları boyunca köle olanların hepsini özgür kılmak için yaptı. (İbraniler 2:14–15)
“Ama şeytan halâ daha bu dünyada yaşıyor ve ben de hala bir günahkarım” diyebilirsiniz. Evet, bu ana vaadin gerçekleşen ve gerçekleşecek olan kısımları halâ daha mevcut. İsa Mesih Şeytan’ın başını ezmiş durumdadır. Gelecekte gerçekleşek olan kısım bizim Şeytan’ı ayaklarımızın altında ezecek olacağımız gerçeğidir: “Esenlik veren Tanrı çok geçmeden Şeytan’ı ayaklarınızın altında ezecektir.” (Romalılar 16:20).
Tanrı bu vaadi ana vaat olarak gösteriyor. Şimdi Kutsal Yazılar’da okuduğunuz herşeyin arkasında bu vaadin yatmakta olduğunu biliyorsunuz. Şimdi Yaratılış’tan Vahiy’e kadar tüm hikayeleri, Tanrı’nın halkının bütün sıkıntılarını ve zaferlerini bu vaadin yerine getirilmesi olarak okuyabilirsiniz. Kutsal Kitap bütün ve birbirine bağlantılı bir hikayeyi anlatıyor. Bu vaat bu hikayenin anasıdır.Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un Adıyla.