Aslanların Ağzını Kapadı
Daniel kitabıyla ilgili aklınıza ilk gelen resmi sorsam herhalde Daniel’in aslanlarla aynı çukurdaki resmi aklınıza gelirdi. Hatta Hristiyan olmayan birçok kişi de bu hikayeyi mutlaka bir şekilde duymuştur. Bu önemli bir hikaye, çünkü Hananya, Mişael ve Azarya’nın Nebukadnessar’ın altın heykeline tapınmayı reddedip ateşten fırına atılmalarını ve Rabbin meleğinin onları kurtarmasını anlatan üçüncü bölümle paralellikler görüyoruz. Bir kere daha, Tanrı halkına Tanrı olduğunu ve onları koruyabileceğini gösteriyor. Bunu Nebukadnessar zamanında yapmıştı ve şimdi de Darius’un zamanında yapıyor. Krallar ve krallıklar gelip gidiyor fakat Tanrı hiç değişmiyor… ve cehennemin kapıları onun krallığına karşı duramaz.Daniel 5’in sonunda Belşassar’ın yönetimindeki Babil krallığından Darius yönetimindeki Med-Pers krallığına geçişi okuduk (5:30). İkinci bölümdeki Nebukadnessar’ın rüyasında Tanrı bunların olacağını söylemişti.
Darius kimdi? Darius’la ilgili elimizde henüz tarihsel, arkeolojik kanıt olmadığından hakkında da kesin bilgi sahibi değiliz. Koreş’in isimlerinden birisi olabilir. Daniel 6:28’de ‘Ve Dariusun krallığında ve Farslı Koreşin krallığında, bu Daniel başarılı oldu’ diyor. Bazı yerlerde iki isim ‘ve’ayracıyla ayrıldığı zaman ‘hatta’ olarak da çevrilebilir (1 Tarihler 5:26 olduğu gibi). (Davis’in Daniel adlı yorum kitabında da bu açıklamayı görüyoruz. Bazıları Darius’un Babil’e atadığı Gubaru isimli bir general olduğunu düşünüyorlar.)
Beşinci bölüm Daniel’in Babil krallığında üçüncü en güçlü kişi ünvanını almasıyla bitmişti. Sonra şöyle diyor: Bütün krallık üzerinde olmak için krallık üzerine yüz yirmi satrap ve onların üzerine, onlardan biri Daniel olmak üzere üç başkan koymak Darius’a iyi göründü; öyle ki, bu satraplar onlara hesap versinler ve kral zarar çekmesin (6:1-2). Büyük ihtimalle burada vergi geliri kaybı olmasın diye bu şekilde hareket ediliyor. Vergi memuru her zaman kapınıza gelir! Ama despot bir kral tahtından alındı ve yerine daha nazik görünen bir kral geldi diye hemen ona güvenmeye balamayın. Mezmur yazarının, ‘Prenslere ve kurtarışı olmayan insan oğluna güvenmeyin’ uyarısını hatırlayın (Mez. 146:3). Bazı yatırım bankalarının uyarılarında şöyle bir uyarı görüyoruz: Geçmiş başarılarımız gelecekte getiri garantisi değildir.
Bir Aziz (6:1-2)
Hikayemiz Daniel’in bir aziz olduğunu gösteren bir resimle başlıyor. Başında hale olan biz aziz düşünmeyin, tanrısal, kutsal bir adam olarak düşünün. Daniel vezirlerden ve satraplardan üstün oldu, çünkü kendisinde âlâ bir ruh bulundu. Daniel 2’de görmüş olduğumuz gibi Daniel’in rüyaları yorumlayabilmesi kendi özel yeteneği değil Tanrı’nın lütfunun Daniel aracılığıyla çalışmasıydı. Burada da aynı durumla karşı karşıyayız. Daniel bizim için, Kutsal Ruh’un yaşamlarımızda bizleri kutsallaştırması, yani İsa’nın benzeyişinde değiştirilişimizi resmediyor.
Daniel’in tanrısallığından dolayı kral onu bütün ülke üzerine koymayı tasarlıyordu (6:3). Buna geri döneceğiz ama şuna dikkat edin: O zaman vezirler ve satraplar Daniel’e karşı ülke işleri yüzünden şikâyet fırsatı aramaya çalıştılar; fakat (söylemek istediğimiz noktayı burada da görüyoruz:) ne şikâyet fırsatı, ne de suç bulabildiler, çünkü o sadıktı, ve kendisinde ne bir yanlışlık, ne de suç bulundu (6:4).
Size yapılan baskılar ya sizi yıkar ya da sizi parlatır. Kendisine hasım bir ülkede bir imanlı olmanın getirdiği baskılar Daniel’in parlamasını sağlamıştı. Bizler için Daniel bir örnektir. Biz Daniel gibi mucizeler göstermeye, aslanların ağzını kaptmaya çağrılmıyoruz. Bizler Daniel gibi ‘çeşitli denenmelerden geçmeye’ ve ‘samimiyeti test edilerek kanıtlanmış imana’ sahip olmaya çağrılıyoruz. “Bu nedenle şimdi kısa bir süre çeşitli denemeler sonucu acı çekmeniz gerekiyorsa da, sevinçle coşmaktasınız. Böylelikle içtenliği kanıtlanan imanınız, İsa Mesih göründüğünde size övgü, yücelik, onur kazandıracak. İmanınız, ateşle arıtıldığı halde yok olup giden altından daha değerlidir.” (1 Petrus 1:6-7).
Kurulan Bir Düzenek (6:3-13)
Fakat Daniel’in tanrısallığı akranlarının gıptayla bakıp hayran kalacakları bir şey değildi. Bunun için Daniel’e saldırıya geçtiklerini görüyoruz. Daniel’in imanının baskı altında parlayabilmesi için denenmesi, test edilmesi ve ateşten geçmesi gerekiyordu. Bu nedenle krallıktaki diğer görevlilerin Daniel’e bir düzen kurduklarını görüyoruz. Daniel’in kendilerinden üstün olduğunu, ve kral’ın onu bütün ülke üzerine koymayı tasarladığını da duyunca, Daniel’e karşı ülke işleri yüzünden şikâyet fırsatı aramaya çalıştılar, fakat bu girişimlerinde de başarısız olduklarını görüyoruz (6:5). Bunun üzerine birlikte Daniel’e karşı bir düzen kuruyorlar. “O zaman bu adamlar: Bu Daniel’e karşı, kendi Tanrısı’nın yasası yüzünden bulmazsak, ona karşı şikâyet fırsatı bulmayacağız, dediler” (6:5). Bu taktik Şeytan’ın Tanrı’nın halkına karşı Tanrı’nın kendi sözünü kullanma taktiğidir. Aynısını Havva’ya “Tanrı öyle dedi mi?” diyerek yapmamış mıydı? (Yar. 3:1) ve Şeytan İsa’yı sınadığı zaman nasıl sınadı? Tanrı’nın kendi sözlerini alıp anlamını değiştirerek yapmıştı (Matta 4).
O zaman bu vezirlerle satraplar krala üşüştüler (6:6). Burada üşüştüler olarak çevrilen kelime ‘öfkeyle doluştular’ anlamına geliyor. Hazırladıkları düzenek şöyle anlatılıyor: “Bir ilâhtan, veya insandan (yani, aracı olarak bir kahin, rahip kullanarak), senden başkasından, ey kral, kim otuz güne kadar bir dilekte bulunursa, aslanlar çukuruna atılsın diye, bir kral kanunu, ve kuvvetli bir yasak konmak üzere” (6:7). Ve ona Şimdi ey kral, yasağı koy, Medlerin ve Farsların değişmez kanununa göre yazıyı imza et de, değişmesin (6:8) diye yalvararak değiştirilemez bir kanunla Daniel’e tuzak kurmaya çalışıyorlardı.
Onuncu ayette Daniel’in duayla verdiği karşı koymada görüdüğümüz üç önemli noktayı size hatırlatmak istiyorum. Birincisi, Daniel’in Yahve’ye dua ederek kanuna karşı gelişine dikkat edin. Daniel yazının imza olunduğunu öğrenince evine gitti; ve odasının pencereleri Yeruşalim’e doğru açıktı. Bu yaptığı aslan çukurunda gördüğümüz kadar büyük bir mucizedir. Şeytan Daniel’in duasını engellemek için Darius’un adamlarını kullanıyor. Tanrımıza ibadet ederken insanlara değil Tanrı’ya ibadet etmeye çağrılıyoruz. İkinci olarak, Daniel’in dua ederken döndüğü tarafı size hatırlatmak istiyorum. odasının pencereleri Yeruşalim’e doğru açıktı. Neden? Çünkü tapınak Yeruşalim yönündeydi ve Tanrı varlığını oraya yerleştirmişti. Fakat kendisi Babil’deydi. Şimdi 1 Krallar 8:46-51’e bakalım. Tapınaktaki duasında Süleyman, Tanrı’nın halkının bir gün günahlarından dolayı düşmanlarına verileceğini önceden öngörüyor. “Eğer sana karşı suç ederlerse (çünkü suç etmeyen adam yoktur), ve onlara karşı öfkeli olursan, ve onları düşmanın eline verirsen, ve onları sürgün edenler, uzak olsun yakın olsun, düşman memleketine onları sürerlerse; fakat sürgün edildikleri memlekette düşünüp tekrar dönerlerse, ve: Suç işledik, ve sapıklık ettik, kötülük ettik, diyerek kendilerini sürgün edenlerin memleketinde sana yalvarırlarsa; onları sürgün eden düşmanların memleketinde bütün yürekleriyle ve bütün canlarıyla sana dönerlerse, ve onların atalarına verdiğin memleketlerine seçtiğin şehre, ve ismine yaptığım eve doğru sana dua ederlerse; o zaman gökte, meskeninde dualarını ve yalvarışlarını işit, ve onların davasını gör; ve sana karşı suç eden kavmını, ve sana karşı ettikleri bütün günahlarını bağışla; ve onları sürgün edenlerin önünde sen onlara rahmet et ki, onlar da onlara acısınlar (çünkü onlar demir ocağın içinden, Mısırdan çıkardığın senin kavmın ve kendi mirasındırlar).”
Peki şimdi hangi yöne dönüp dua ediyoruz? Yukarıya bakıyoruz! İsa Mesih gözlerini göklerdeki Babasına, yukarıya kaldırdı. Üçüncü olarak, Daniel’in dua disiplinine dikkatinizi çekmek istiyorum. Önceleri yaptığı gibi, günde üç defa diz çöktü, ve dua etti, ve Tanrısının önünde şükretti. Bu ne anlama geliyor biliyor musunuz? Daniel kriz geldiği için dua etmiyor. Esenlik içerisinde krize hazırlanmak için dua ediyordu. Bu dersi iyi öğrenin!
Biz hikayemize geri dönelim. Bu adamlar Daniel’i suçlu bulmak ve bilgi toplamak için Daniel’in bulunduğu yere üşüşüyorlar. O zaman bu adamlar bir araya üşüştüler, ve Daniel’i Tanrısı’nın önünde, dua etmekte ve yalvarmakta buldular (6:11). Daniel’in dua alışkanlığını biliyor olmalıydılar! Daniel’in taviz vermeyeceğini biliyor olmalıydılar! Planları işe yaramıştı! O zaman yaklaşıp, kralın yasağı için kralın önünde dediler: Bir ilâhtan, veya bir insandan, senden başkasından, ey kral, otuz güne kadar bir şey dileyen her adam aslanlar çukuruna atılsın diye, sen bir yasak imza etmedin mi? Kral cevap verip dedi: Medler’in ve Farslar’ın değişmez kanununa göre bu söz doğrudur (6:12). Kral Darius sözünü tamamlar tamamlamaz, Yahuda sürgünlerinden o Daniel, seni, ey kıral, ve imza ettiğin yasağı saymıyor, ve günde üç defa duasını ediyor, dediler. (6:13).
Bir Kurtarıcı (6:14-28)
Fakat bu kişi, Belşassar’ın üçüncü en büyük yönetici atadığı, Darius’un da üç yöneticiden (satrap) birisi olarak atadığı ve birgün tüm krallığın üzerine atamayı planladığı Danieldi! Kralın çok kızdığını, çok sıkıldığını okuyoruz. Sonra da hikayemiz bir kurtarıcı sorusuna odaklanıyor. Darius Daniel’i kurtarmayı yüreğine koydu; ve onu azat etsin diye güneş batıncaya kadar çalıştı (6:14). Kralın kötü yürekli uşakları kralın yanına üşüşüp “Ey kral, bil ki, Medler’in ve Farslar’ın kanunudur, kralın koymuş olduğu hiç bir yasak ve kanun değişmez” dediler. (6:15).
Sonra Darius kalabalığın dediğini yaptı. Darius bir kurtarıcının Daniel’i kurtarmasını umut ediyordu. “O zaman kral emretti, ve Daniel’i getirdiler, ve aslanlar çukuruna attılar. Kral söyleyip Daniel’e dedi: Durmadan kendisine kulluk ettiğin Tanrın, seni o kurtaracaktır.” (6:16) Sonra 6:17’de ilginç bir şey görüyoruz: Ve bir taş getirilip çukurun ağzına konuldu, ve Daniel’den ötürü hiç bir şey değişmesin diye, kral kendi mühür yüzüğü ile, ve büyük adamlarının mühür yüzüğü ile taşı mühürledi. (6:17).
Eski atalarımız bunu Mesih’in bir şekli olarak görmüşlerdi. Suçsuz bir adam kararsız bir hükümdar tarafından öldürülmek üzereydi bir mezar taşla kapatılarak örtülmüştü, ve taşa kralın mührü vurulmuştu. Taşa dokunanlar da öldürülecekti. Size tanıdık geliyor mu? Darius tüm gece boyunca oruç tuttu (6:18), ama ertesi sabah aslanların da oruç tuttuğunu öğrenince şaşırdı! Aslanların bulunduğu çukura girdi (6:29) ve çukura, Daniel’e yaklaşınca kederli sesle feryat etti; kral söyleyip Daniel’e dedi: Ey Daniel, hay Tanrı’nın kulu, durmadan kendisine kulluk ettiğin Tanrın, aslanlardan seni kurtarabildi mi? (6:20). Sonra Daniel’in şu sesini işitti: Ey kral, ebediyen yaşa! Tanrım kendi meleğini gönderdi, ve aslanların ağzını kapadı, ve bana dokunmadılar; çünkü onun önünde bende suç bulunmadı… (6:21-22).
Ve İbraniler 11:33’ün peygamberlerle ilgili söylediği gibi; “Bunlar iman sayesinde ülkeler ele geçirdiler, adaleti sağladılar, vaat edilenlere kavuştular, aslanların ağzını kapadılar.” Söylediğim gibi bu hikaye Daniel’in ateş fırınındaki arkadaşlarının hikayesine paraleldir. Peki Nebukadnessar’ın ateşin ortasında kimi gördüğünü hatırlıyor musunuz? Rabbin Meleğini görmüştü. Teknik olarak, Daniel’i aslanlardan kurtaran bu melek Tanrı’nın Oğlu’nun ta kendisiydi ve bizler için hayatını feda edeceğine ve tekrar dirileceğine işaret etmek için gelmişti (Yuhanna 10:18). Haleluya! Ne kadar güçlü bir Kurtarıcımız var kardeşler! Daniel Mesih’in dirilişine tadımlık bir örnek olduğu gibi, Darius’un iman ikrarı da (6:25-27) her oymağın, her dilin, her halkın ve etnik grubun kurtuşuna tadımlık bir örnektir.
Mezmurlar şöyle diyor: “Uluslar Yahve’nin adından ve bütün yerin kralları senin yüceliğinden korkacaklar.” (Mez. 102:15); “Yeryüzünün bütün kralları sana şükredecekler, ey Yahve; çünkü ağzının sözlerini işittiler. Ve Yahve’nin yollarında ilahiler söyleyecekler; çünkü Yahve’nin yüceliği büyüktür.” (Mez. 138:4-5). Daniel kitabıyla ilgili aklınıza ilk gelen resmi sorsam herhalde Daniel’in aslanlarla aynı çukurdaki resmi aklınıza gelirdi. Fakat bütün bunları da dediğini biliyor muydunuz? İsa’nın da dediği gibi, ‘Bana tanıklık eden de bu yazılardır’ (Yuhanna 5:39). Kutsal Yazılar İsa Mesih’e tanıklık etmektedir. Daniel İsa Mesih’e ve O’ndaki kurtuluşa işaret etmektedir.
Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un Adıyla. Amin.