Bu Dünya Şeytanlarla Dolu Olsa da
İbraniler 1 Tanrı’nın bu dünyayı Oğlu aracılığıyla yarattığını söylüyor (11:2). Hatta yazar çok daha spesifik yazıyor. Oğul aracılığıyla, Tanrı’nın çağları yarattığını, yani dünyanın içerisinde bulunduğu zamanı yarattığını söylüyor. Bir kere daha Daniel’e döndüğümüzde tarihin, zamanın Tanrı’nın hikayesi olduğunu hatırlamamız gerekiyor. ‘Zaman ve Tarih Tanrı’nındır’ düşüncesi her zaman aklımızda ve yüreklerimizde yer etsin. Neden? Bugün okuduğumuz bu bölüm 5000 parçalı bir yap-boz gibi bir şey. Bir çok parçası, bir çok ayrıntısı var. Bize biraz fazla, biraz şaşırtıcı gelebilir! Yap-Boz’un ana resmini önünüzde tutun. Tarih Tanrı’ya aittir. Amin diyor muyuz?
Daniel kederli bir şekilde dua ediyordu, çünkü memlekete dönüşleri Kutsal Ruh’un bol dökülüşü gibi değil, yavaş bir damlama gibi görünüyordu. Bu sırada Tanrı ona bir meleğini gönderip tarihin gerçeğini gösteriyor (11:2). Gerçek, daha önce sekizinci bölümde Daniel Med-Pers İmparatorluğunu temsil eden bir koç ve Grek İmparatorluğunu temsil eden büyük boynuzlu bir teke görümünü gördüğü zaman da gelmişti. Fakat o büyük boynuz kırılmış ve İskender’in ölümünden sonra onun yerinden dört imparatorluk daha yükselmişti. Bu görüm Vaat Edilen Diyar’daki Tanrı’nın halkını doğrudan etkileyecek olan Mısır’daki ve Suriye’deki eski Grek İmparatorluğu’nun iki parçasına odaklanıyor.
Bir Sürü Ayrıntı
Bu bölümü süslü püslü giydirmenin bir yolu yok. Bu bölüm bir sürü ayrıntıyla dolu! Bu bölümün bize öğrettiği bazı gerçeklere gelmeden önce, sizi mümkün olduğunca basit ve anlaşılır bir şekilde yönlendirmeye çalışacağım.
Persya
Babil düşmüş ve Med-Pers İmparatorluğu yükselmişken, Persya’da üç kral daha çıkacak; ve dördüncüsü zenginlikte hepsinden daha çok zengin olacak; ve önderleri aracılığıyla güçlendiğinde Yunan krallığının hepsini uyandıracak diyor. Bu kişi Ester kitabının bahsettiği Ahaşveroş idi.
Yunanistan
Daniel 8’de olduğu gibi 11:3-4 de Yunanistan’dan ve güçlü kralından bahsediyor: Ve yiğit bir kral çıkacak, ve büyük kuvvetle saltanat sürecek, ve dileğine göre yapacak. Kimdi bu kişi? Büyük İskender. Fakat çıkar çıkmaz krallığı kırılacak, ve göklerin dört yeline doğru bölünecek. Büyük İskenderin de bir varisi olmadığı için yeni kurduğu imparatorluk dörde bölünmüştü. Dünya Tarihi üzerine yazılmış kitaplar Greklere uzun uzun yer veriyorlar. Daniel 11 ise onları sadece iki ayette anlatmakla yetiniyor. Krallar ve krallıklar gelip geçerler ama Tanrı Kraldır ve onun krallığı sonsuza dek aynı kalır.
Mısır ve Suriye
Yahuda’yı ve oraya dönmekte olan Tanrı’nın halkını yakından ilgilendiren İskender’in krallığından kopmuş iki krallık vardı. Bunlar güneydeki Mısır’ı egemenliğinde bulunduran Ptolemaios ve kuzeydeki Suriye’yi egemenliklerinde bulunduran Seleukoslar idi. Ptolemaios’un yönetimini ve Seleukoslar’ın devletini 11:4-35 ayetlerinde görüyoruz. I. Ptolemaios hakkında şunu okuyoruz: güney kralı ile reislerinden biri kuvvetlenecekler; ve reis ondan daha kuvvetli olacak ve saltanat sürecek; saltanatı büyük saltanat olacak (11:5). Ondan daha kuvvetli olan da II. Ptolemaios idi. Ve yıllardan sonra birleşecekler; ve uzlaşma yapmak için güney kralının kızı kuzey kralının yanına gelecek (11:6). İ.Ö. 250’de II. Ptolemaios II. Antiokus’la bir antlaşma yapıp oğullarını Suriye kralı yapmaları koşuluyla kızı Bernice’i onunla evlendirmişti. Fakat bazusunun kuvvetini tutamayacak; bu kral da bazusu da durmayacak; ancak kadınla onu getirmiş olanlar, babası da, kadına o vakitlerde destek olan da ele verilecekler (11:6). Antiokus evliydi, karısı Laodik’ten vazgeçip Bernice’i karısı olarak kabul etti ve Ptolemaios öldükten iki sene sonra Antiokus Bernice’i boşayıp Laodik’le yeniden evlendi. Antiokus’un ilk karısı Laodik kendisini aşağılamasından dolayı kocasına kızgındı. Bir gece Antiokus’u zehirleyip Bernice’i ve Bernice’in oğlunu öldürttü ve kendi oğlu II. Seleukos’u kral olarak atadı. Sonra onun yerine o kadının köklerinin (Bernice’in) filizinden biri çıkacak, ve orduya gelecek, ve güney kralının hisarına girecek, ve onlarla uğraşıp yenecek. (11:7). Bernice’in abisi III. Ptolemy, Seleukos İmparatorluğu’na saldırıp onları bozguna uğratarak Laodik’i öldürtüp kız kardeşinin intikamını almıştı. Ve 11:8’de dediği gibi III. Ptolemy savaş ganimetlerini ülkesine götürmüş ve kısa bir süre rahatlamıştı: Onların ilâhlarını da dökme putları ile, gümüş ve altın güzel kapları ile beraber sürüp Mısıra götürecek; ve bir kaç yıl kuzey kralından el çekecek. Ama sonunda kuzey kralı, güney kralının ülkesine gelecek, fakat kendi toprağına dönecek (11:9). Bu durum, İ.Ö. 242’de Mısır’a karşı saldırıya geçen ama başarısız olan II. Seleukos’u tasvir ediyor.
Fakat elma ağaçtan fazla uzaklara düşmüyor ve II. Seleukos’un oğulları savaşacaklar, ve büyük kuvvetler kalabalığı toplayacaklar, ve o gelip basacak, ve geçecek (11:10). Bu oğullardan birisi ‘Büyük’ lâkabıyla tanınan III. Antiokus idi. Ayette geçecek derken kuzeydeki Suriye’den güneydeki Mısır’a Vaat Edilen Diyardan geçecek anlamında tasvir ediyor. Tarihi incelediğimizde III. Antiokus’un en sonunda Yahudiye’yi de Seleukos İmparatorluğu’na kattığını görüyoruz. Buna karşılık olarak: Güney kralı öfkelenip çıkacak, ve onunla, kuzey kralı ile, savaşacak; ve o da büyük bir kalabalık çıkaracak.. (11:11). Buradaki güney kralı, İ.Ö. 217’de III. Antiokus’u bozguna uğratan IV Ptolemaios idi. Ve 11:12 ayetinde dediği gibi: kalabalık ortadan kaldırılınca onun yüreği yükselecek; ve on binlerce insanı düşürecek, fakat yenmeyecek (11:12). Peki neden yenmeyecek, neden başarılı olamayacak? Çünkü aynen tahterevallideki çocuklar gibi, kuzey kralı yine gelecek, ve birincisinden daha büyük bir kalabalık çıkaracak; ve vakitlerden, yıllardan sonra büyük bir ordu ile ve çok hazırlıkla gelecek (11:13). Ve melek Daniel’e şöyle diyor: senin kavmının zorbaları da, görüm yerine gelsin diye kalkacaklar; fakat düşecekler (11:14). Tanrı planını bu şekilde gerçekleştirecek!
Sonra 11:15-17 ayetleri III. Antiokus’un askerî gücünü anlatıyor. Ona karşı gelen kendi dileğine göre yapacak, ve karşısında dayanan olmayacak; ve güzel diyarda duracak, ve yok ediş onun elinde olacak (11:16). Tarih bize IV. Ptolemaios’un ölümünden sonra, yerine 4 yaşındaki V. Ptolemaios’un tahta geçtiğini söylüyor. II. Antiokus’un kızını evlendirerek yapmaya çalıştığı gibi, III. Antiokus evlilik yoluyla Mısır’ı ele geçirmeye çalışmıştı. 11:17 ayetinde şunu okuyoruz: onunla uzlaşma şartları olacak… diyarı mahvetsin diye kadınların kızını ona verecek; fakat kız durmayacak, ve onun olmayacak.
Dört yaşındaki V. Ptolemaios’la nişanlandırılan bu kız kimdi biliyor musunuz? Tarih bu kızın Kleopatra olduğunu söylüyor. Ancak hiç ummadıkları bir şekilde Kleopatra Mısır’a aşık oldu ve Antiochus’un planı işe yaramayacaktı, kız durmayacaktı! Buna karşılık olarak Antiokus yüzünü adalara çevirecek, ve çoğunu alacak; fakat bir başbuğ (komutan) onun ettiği hakarete son verecek; onun hakaretini de kendi üzerine döndürecek (11:18). İ.Ö. 192’de III. Antiokus Roma İmparatorluğu’nun toprağı olan Yunanistan’ı işgal etmişti. Sonra ordusu Thermopylae bölgesindeki savaşta yerle bir edildikten sonra Asya ilindeki (Ege Bölgesi) Magnezya’ya geri çekilmiş ve orada da tekrar yerle bir edilmişti. Yunanistan’ı işgal ettiği için Roma III. Antiokus’u büyük bir vergiye mahkûm etmişti ve bu yüzden şunu okuyoruz: yüzünü kendi memleketinin hisarlarına çevirecek. Kendi memleketine giderken Anadolu’nun bir ucundan diğer ucuna doğru ilerlerken, Roma’ya olan vergi borcunu ödeyebilmek için yolunun üzerinde bulunan bütün tapınakları yağmalıyordu. Fakat sürçüp düşecek; ve bulunmayacak (11:19) diyor. İ.Ö. 187’de bir Zeus tapınağını yağmalarken bir kalabalık toplanıp III. Antiokus’u linç ederek öldürdüler. Ve onun yerine biri çıkacak ki, krallığının görkemi olan diyardan vergi toplayanı geçirecek (11:20). Oğlu IV. Seleukos, Heliodoras adlı bir vergi memurunu Yahudileri yağmalaması için Yeruşalim’e gönderdi. Fakat Heliodoras bir rüyasında meleklerin kendisine saldırdığını görünce, Yahudi halkını yağmalamaktan vazgeçip kral IV. Seleukos’u zehirleyerek öldürdü. 11:20’de de gördüğümüz gibi kralın ölümü şöyle açıklanıyor: Fakat öfke ile ve savaşla olmayarak bir kaç gün içinde kırılacak.
Antiokus Epifanes
Şimdi durup bir soluklanalım! Çocuklar, evde ya da arabada bir cd’yi ileri sarmaya çalıştınız mı? Çok hızlı gidiyor, hatta fazlasıyla ileri sarmış oluyorsunuz, bazen de ileri sararken acayip, boğuk sesler çıkıyor, değil mi? Şimdi 11:2-20 ayetlerine baktığımızda İ.Ö. 520’den İ.Ö. 175’e kadar tam 355 seneyi ileri sarıyor gibiyiz. Ama sonra 11:21-35’te bu tarih çok y-a-v-a-ş ilerliyor. Ben çocukken hep plak dinlerdik. Örneğin Zeki Müren’in müziklerini plaklardan dinlemek zorundaydık. Hatırladığım kadarıyla 33’lük ve 45’lik plaklar vardı. 45’lik bir plağı 33’lük plağın hızıyla dinlemeye kalktığınızda balinaların sesini andıran yavaşlatılmış, boğuk bir ses çıkıyordu! Evet, 355 seneyi on-dokuz ayete sığdırıyoruz. On beş ayette İ.Ö. 175-163 yıllarında krallık yapan IV. Antiokus Epifanes’i on beş ayette görüyoruz. Antiokus Epifanes’le ilgili tanımlamaya dikkat edin: kendisine krallık şerefi vermedikleri hor görülmüş bir adam onun yerine çıkacak; fakat emniyet vaktinde gelecek, ve yaltaklanarak krallığı ele alacak (11:21). Esir değişiminde serbest bırakılmıştı, abisi IV. Seleukos’un öldürüldüğünü duyup bir ordu toplamış, ve sonra da Seleukos tahtına doğru ilerlemiştir.
Hanedanlığı neye beziyordu: Basan kuvvetler onun önünden basılacaklar, ve kırılacaklar (11:22). Yalancıydı: Ve onunla yapılmış olan antlaşmadan sonra, hile ile davranacak (11:23). Fakat 11:24 ayetinin nasıl bittiğine dikkat edin: Bütün bunlar sadece bir zaman için sürecek (11:24). Kuzey-Güney savaşını yeniden canlandıracaktı. Ve büyük bir ordu ile güney kralına karşı kuvvetini ve yüreğini uyandıracak; ve güney kralı büyük ve çok kuvvetli bir ordu ile savaşa kalkacak (11:25). Fakat… güney kralı … (ayakta) duramayacak (11:25). Ve burada hile, yalan kabiliyetini tekrar gösterecek: çünkü ona karşı (güney kralına) düzenler kuracaklar (11:25). Ve Antiokus ve Mısır kralı barış şartlarını konuşmak için oturduklarında, yürekleri kötülük tasarlayacak, ve bir sofrada yalanlar söyleyecekler; fakat bu yürümeyecek; çünkü son ancak belirlenen zamanda olacaktır (11:27). Fakat İ.Ö. 168’de Antiokus, belli zamanda dönüp güneye gidecek; fakat son başlangıç gibi olmayacak. (11:29). Neden? Çünkü kendisine karşı Kittim gemileri gelecek; ve cesareti kırılıp dönecek (11:30). Bu durum Roma Senatosu’nun Mısır’a giden ve Antiokus’a saldırısını durdurmasını söyleyen Roma gemilerini tasvir ediyor. Bunu duyurduktan sonra Romalı General Popillius Laenas bir sopa alıp Antiokus’un ayaklarının çevresine bir daire çizmiş ve ona dairenin dışına çıkmadan önce ne yapacağına karar vermek zorunda olduğunu söylemişti. Bunun üzerine Antiokus korkup geri çekilmişti! 11:30’da gördüğümüz gibi geri dönecek ve öfkelencek ve kutsal antlaşmaya karşı harekete geçecek. Daniel 8 vaazımda Romalılara ve Mısırlılara olan öfkesini onbinlerce Yahudi’yi öldürüğünü onbinlercesini köleleştirek İsraillilerden çıkarttığını söylemiştim. Ve onun tarafından kuvvetler kalkıp tapınağı, hisarı, bozacaklar, ve daimî yakılan takdimeyi kaldıracaklar, ve harap edici iğrenç şeyi kuracaklar (11:31). Şabatı tutmayı, sünneti ve Eski Antlaşma tomarlarını okumayı yasaklamıştı. Yakalananlar ölüm cezasına çarptırılacaklardı. Buna karşılık olarak bazıları Rabbi terk edecekler ve bazıları da ona sımsıkı sarılacaklardı: Antlaşmayı kötüleyenleri yaltaklanarak saptıracak; fakat kendi Tanrısını bilen halk kuvvetlenecek, ve yiğitlikler edecekler (11:32).
Gelecekte Bir Mesih Karşıtı mı (Anti-Mesih mi)?
Bütün bu ayrıntıları 11:36-45 ayetleriyle tamamlayalım. Aracınızla uzaklarda büyük bir dağa doğru giderken bir tepeyi geçince dağa yaklaştığınızı sanıyorsunuz ama karşınıza başka bir tepe çıkıyor. Sonra o tepeyi de geçince başka bir tepeyle karşılaşıyorsunuz. Eski Antlaşma peygamberleri de tarihi buna benzer görümlerle ileriyi görüyorlardı. Bir görümden sonra başka bir görüm ve bir başka görüm daha… hedefe doğru bu şekilde ilerliyorlardı. Öncesini ve sonrasını görmedikleri için elimizde bütün ayrıntılar yok. Ancak, Rabbimizin Yeni Antlaşma’daki vahiyleri bu gerçeği daha iyi görmemizi sağlıyor. Rabbimizin birinci ve ikinci gelişi arasında nasıl belli bir zaman dilimi varsa, İsrail’in Antiokus’a kadar yaşadıklarının arasında da biz zaman dilimi vardı.
Bundan söz ediyorum, çünkü metin sorunsuz bir şekilde Antiokus’tan, gelecekteki zamanın sonunda gelecek olan bir Mesih Karşıtına (Anti-Mesih’e) doğru ilerliyor. Burada belirtilenlerin hiçbiri Antiochus’a uymuyor, o yüzden bu kişi başka birisi olmalıydı. Bu hafta Daniel 8’e geri dönüp mutlaka okuyun. Sonra da 2 Selanikliler 2’yi okuyun. Hatta bu vaazları sesli olarak da dinlemek isteyebilirsiniz. Bu Mesih karşıtı (Anti-Mesih), bazı dinî iddialara sahip bir kral olarak tanımlanıyor: Ve kral dileğine göre yapacak; ve kendisini yükseltecek, ve kendisini her ilâhtan büyük edecek, ve ilâhların Tanrısına karşı şaşılacak şeyler söyleyecek; ve gazap tamam oluncaya kadar işi iyi gidecek; çünkü hükmolunan şey yapılacaktır. Ne atalarının ilâhlarına, ne de kadınların özlediğine, hiç bir ilâha saygı göstermeyecek; çünkü kendisini hepsinden büyük edecek (11:36, 37).
Ayrıca, bu Mesih karşıtı, askeri üstünlüğü sağlayan ve düşmanı yenilgiye uğratan bir kral olarak tanımlanıyor: Ve sonun vaktinde güney kralı, onunla çarpışacak; ve ona karşı kuzey kralı cenk arabaları ile, ve atlılarla, ve çok gemilerle kasırga gibi gelecek; ve memleketlere girecek, ve basıp geçecek (11:40), onbinlercesini öldürerek güzel diyara da girecek (11:41), Ve altın ve gümüş hazinelere, ve Mısırın bütün değerli şeylerine hâkim olacak; ve Lubîlerle Habeşler onun ardınca yürüyecekler (11:43). Fakat sonuna erecek, ve ona yardım eden olmayacaktır (11:45).
Bizim İçin Gerçekler
Bütün bu ayrıntının ortasında bizim için bazı gerçekler nelerdir?
Birincisi, krallar listesine baktığımızda iktidarı ve prestiji ardınca giden kralların hepsinin öldüğünü fark ettiniz mi? Dünyasal krallar ve krallıklar gelip geçiyor. Hiçbirisi rahata erişmiyor. Rüzgarın peşinden koşturup duruyorlar. Krallığı sonsuza dek var olacak olan tek bir Kral vardır, ve bu Kral bize kalıcı esenlik verir: İsa Mesih!
İkincisi, zorbalar ve çektirdikleri zulümler sadece bir süreliğine devam eder. Örneğin, 11: 24, 27, 29 ve 35 ayetleri bize, insanları kral olmaları için Tanrı’nın yükselttiğini ve alçalttığını ve ülkelerin sınırlarını ve zamanlarını Tanrı’nın belirlediğini hatırlatır. Ve bize yapılan çağrı 11:32’dir: fakat kendi Tanrısını bilen halk kuvvetlenecek, ve yiğitlikler edecekler. Yani Tanrısını tanıyan insanlar sağlam dururlar.
Üçüncüsü, büyük resimdir: Tüm tarihin büyük resmini anlamak istiyorsanız şu gerçeği görmenizde fayda var: Tarih onun hikayesidir; Tarih ve zaman Tanrı ile başladı, Tanrı sona erdirecek ve aradaki her şey Tanrı yüzündendir. Yani, başlangıçla bitiş arasındaki herşey Tanrı’nın elinin eseridir! Bunun gibi sıkıntılı metinleri okuduğumuzda şu ayeti hatırlıyoruz: “Her şeyin kaynağı O’dur; her şey O’nun aracılığıyla ve O’nun için var oldu. O’na sonsuza dek yücelik olsun! Amin.”(Romalılar 11:36). Siz de Amin diyor musunuz?
Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un Adıyla. Amin.