Daniel Serisi

Nihai Son

Geçen hafta Daniel 11’in 45 ayetini inceledikten sonra bugün Daniel’in sonuna geldiğimiz için herkes mutlu olmalı! Kutsal Kitap’tan bir kitabı tamamen anlatıp bitirebilmek hem tatmin edici bir durum, hem de hayal kırıklığına da sebep olan bir durum. Tam da sonuna gelmişken aklınıza geçmiş bölümlerle ilgili güzel fikirler geliyor, geri dönüp tekrar anlatmak istiyorsunuz. Aslında kitap tamalandıktan sonra vaaz vermeye hazır olduğunuzu hissediyorsunuz. Neyse, biz kitabın sonuna geldik. Umarım Rab sizlere yeni şeyler öğretmiş ve yaşamlarınızı değiştirmiştir. Daniel kitabının sonunda ana tema nihai son konusudur. Özellikle de, gelecekte yaklaşan tarihle ilgili rüyalar ve görümlerden sonra, Tanrı’nın halkı nihai sona erişebilecekler mi? Bakalım…

Nihai Sonla İlgili Bir Vahiy (12:1-3)
Burada ilk olarak, Tanrı’nın 12:1-3 ayetlerinde  nihai sonla ilgili bir vahiy verdiğini görüyoruz. “o zaman” ifadesiyle bizleri 11:40’taki zamana geri götürüyor: “Zamanın sonunda…” Daniel 11 Yahuda sürgünlerinin geri döndükten sonra kuzeydeki Suriye’yle ve güneydeki Mısır arasıdaki çekişmenin arasında kaldığı zamanı anlatıyordu. Hatta Suriye’de Antiokus Epifanes isimli bir kral çıkıp Tanrı’nın halkını haritadan silmeye kalkacaktı. Fakat Tanrı halkının dayanmasını sağlayıp onları koruyacaktı. Sonra insanlık tarihinin sonunda Antiokus gibi bir Mesih-Karşıtı (Anti-Mesih) ortaya çıkacaktı. 11:40 ve 12:1 bu konuya işaret ediyor. Zamanın sonunda senin kavmının oğulları için durmakta olan büyük reis, Mikael (12:1). Tanrı’nın halkı sona kadar dayanabilecek miydi? Evet, Mikael Daniel kitabında ve diğer kitaplarda çok önemli birisi çünkü Mikael onların gerçek koruyucu meleği. Mikael için “birinci reislerden birisi” (10:13) ve  İsrail’in “reisi” (10:21) ifadesi kullanılıyor. Daha sonra Yahuda Mikael için “baş melek” ifadesini kullanıyor (Yahuda 9). Vahiy kitabında da Mikael’in ejderha olarak tanımlanan Şeytan’a karşı göksel orduları yönlendirdiği tanımını görüyoruz (Vahiy 12). Tarih sahnesinin ardında gerçekleşmekte olan bu ruhsal savaşın ne kadar önemli olduğunu size hatırlatmak istiyorum. Daniel’de eski çağlarla ilgili bir çok tarihsel ayrıntı gördük ama bütün bunların arkasında Tanrı, onun melekleri ve karanlığın güçleri var. Bu gerçeği bilmek, gözlerimizi siyasi partilerden, siyasetçilerden ve onların politikalarından dışarı bakmamızı ve diz çöküp dua etmemizi sağlıyor.

Peki, İsrail’in korunup dayanabilmesi için neden Mikael’e gerek vardı? İlk olarak, Tanrı Daniel’e kötü haberi veriyor: ve millet olalıdan beri o zamana kadar vaki olmamış bir sıkıntı vakti olacak (12:1). Tanrı’nın halkı önce Asurlular, sonra da Babillilerin saldırısına uğramıştı. Sürgünün çeşitli aşamalarını yaşamışlardı. Kendilerine ait olmayan bir ülkede yetmiş yıl kalmışlardı. Daniel ve arkadaşları alevli fırınlardan, aslan çukurlarından geçmişlerdi. Ve kendi dini sistemlerini tamamen değiştirecek ve Yahudileri öldürmeye çalışacak olan Antiokus Epifanes gibi bir kralla karşılaşacaklardı. Sevgili Yahudiler “Daha hiçbir şey görmediniz!” Bir sıkıntı vakti ifadesiyle Yahudilerin hayal bile edemeyecekleri bir sıkıntı vaktinden bahsediliyor. Bu onlar için çok kötü bir haber. Sonra da iyi haber geliyor: Fakat o vakit senin kavmın, kitapta yazılı bulunan herkes kurtulacak (12:1). Tanrı’nın halkı nihai sona kadar ve nihai sonun da ötesinde dayanacaklar ve kurtarılacaklar.

Tanrı bize ilk olarak Mısırdan Çıkış 32’de yaşam kitabı tasvirini veriyor. Burada altın buzağıya tapan İsrail halkının günahını affetmesi için Tanrı’ya yalvaran Musa yaşam kitabı açıklmasını duyuyor (Mıs. Çık. 32:32-33; Mez. 69:28). Onlara nasıl yardım edilecekti? Ve yerin toprağında uyuyanlardan (ölüm benzetmesi) bir çoğu, bazıları ebedî hayata, ve bazıları da utanca ve ebedî nefrete uyanacaklar (12:2). Sonunda Tanrı’nın halkı ölümden diriltilecek. Ve diriliş günü, Tanrı’nın halkı ve düşmanları için bir hesap günü olacak. Bir de şu tanım var: Ve anlayışlı  olanlar (yani, sıkıntı zamanında Rabbe güvenenler) gök kubbesinin parıltısı gibi, bir çoğunu doğruluğa döndürenler de yıldızlar gibi ebediyen ve daima parlayacaklar (12:3). Müjdelemek önemlidir!

Nihai sonla ilgili bu vahyi özetlemek için yetmiş yıllık sürgünün bittiğini ve İsrail’in ülkesine kavuşmuş olduğunu aklınızda tutun. Gelecekte ise Antiokus Epifanes’in onlara çektirdiği sıkıntıların da ötesinde çok büyük zorluklardan geçecekler ve bu zorluklar Rab’bin araya girmesini ve halkını diriltmesini gerektirecek kadar büyük zorluklar olacak. Bu durum Selanikliler 4’e çok benzemiyor mu? Rab’bin kendisi, bir emir çağrısıyla, başmeleğin seslenmesiyle, Tanrı’nın borazanıyla gökten inecek. Önce Mesih’e ait ölüler dirilecek. Sonra biz yaşamakta olanlar, hayatta olanlar, onlarla birlikte Rab’bi havada karşılamak üzere bulutlar içinde alınıp götürüleceğiz. Böylece sonsuza dek Rab’le birlikte olacağız.

Vahyin Sonu (12:4-12)
Rab burada tüm vahyin sonunu getirmeye karar veriyor: Fakat sen, ey Daniel, sonun vaktine kadar bu sözleri sakla, ve kitabı mühürle (12:4). Tanrı göstermeyi tamamen bitirdiği halde insanlar isyana devam ediyorlar. Bir çok adamlar araştıracaklar, ve bilgi çoğalacaktır (12:4). Bu durum 2 Timoteos 4:3’teki gibi, insanlar Kulaklarını okşayan sözler duymak için çevrelerine kendi arzularına uygun öğretmenler toplayacaklar. Matta 24’te de İsa, “Mesih buradadır ve işte şuradadır” dedikleri zaman zamanın yaklaşmış olduğunu ve onları dinlemememiz gerektiğini söylüyor. Bugün burada olmamamız gerektiğinin farkında mısınız? Ne! Evet, bazı kehanet uzmanlarına göre dünyanın sonu 2011 Mayısında idi! Bazılarına göre de dünya 2016’da son bulacaktı! Ama biz halâ buradayız. Sevgili kardeşler, size tarih veren kehanet uzmanlarını sakın dinlemeyin. Onlar sahte peygamberler. Bu gün yaptıklarını Eski Antlaşma İsraili zamanında yapmış olsalardı taşlanarak öldürülmüş olurlardı! Ama burada bununla ilgili iki soru okuyoruz. Birincisi, Daniel 10’daki meleği görüyor ve başka iki adam, biri ırmağın bu kenarında, ve öbürü ırmağın öteki kenarında duruyorlardı (12:5), sonra da şu soruyu işitiyor: Bu hârikaların sonuna ne kadar vakit var?” (12:6).

 

Nihai sonla ilgili çok meraklıyız, değil mi? Melekler de nihai son konusunda çok meraklı! Elçilerin İşleri 1’de İsa’nın öğrencileri de meraklıydılar: Ya Rab, İsrail’e egemenliği şimdi mi geri vereceksin diye soruyorlardı. Soru sorabiliriz, ama soruları sorarken alacağımız cevaplar bizi tatmin edecek mi? Ve ırmağın suları üzerinde olan ketenler giyinmiş adamı işittim; sağ elini ve sol elini göklere doğru kaldırıp ebediyen yaşamda olanın hakkı için ant etti (12:7). Bundan sonra da sorumuza cevap verildiğini görüyoruz. Genellikle tek elle ant içilirdi ama iki elle içilen ant verilen sözün ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Yemin edip bu zaman konusunda, bir vakit ve vakitler ve yarım vakit olacak diyor. Bazıları bu zamanı literal olarak tam üç buçuk yıl olarak hesaplıyor. Ancak burada kesin bir zaman diliminden söz ediliyor ve bu kesin zaman dilimi gizemli bir ifadeyle açıklanıyor. Daniel nasıl bir kesin zaman diliminden söz ediyor? Nihai sondan önce yaşanacak olan sıkıntıyla ilgili Tanrı’nın Daniel’e göstermiş olduğu kesin zaman diliminden söz ediyor. Yedinci ayetin geri kalan kısmına bakın: mukaddes kavmın kuvvetini kırmayı bitirdikleri zaman bütün bu şeyler bitecektir.

 

Daniel bu sözleri işittiğinde anlamamıştı. Sonra bir soru sordu: Ve ben işittim, fakat anlamadım; ve dedim: Efendim, bunun en sonu ne olacak?Tanrı nasıl cevaplıyor? Git, Daniel, çünkü sonun vaktine kadar bu sözler saklıdır, ve mühürlüdür(12:9). Daniel başka bir vahyin olmayacağını görüyor. Başka bir vahiy olmayacak. Tanrı daha önce söylemiş olduğunu tekrar ediyor: Bir çoğu kendilerini temizleyecekler, ve ağartacaklar, ve tasfiye olunacaklar; (şehitlik tasfiyesinden bahsediyor) fakat kötüler kötülük edecekler; ve kötülerden hiç biri anlamayacak; fakat anlayışlı olanlar anlayacaklar.(12:10). Tanrı Daniel 8’de söylediklerini tekrar ediyor (12:11-13), 9 (a. 27), ve 11 (a. 31): Ve daimî yakılan takdimenin kaldırıldığı, ve harap edici iğrenç şeyin dikildiği vakitten başlayarak bin iki yüz doksan gün olacak.Sonra da bir bereket açıklaması görüyoruz: Dayanıp bin üç yüz otuz beş güne yetişene ne mutlu!Daniel 12’nin esas sorusu Tanrı’nın halkının nihai sona kadar dayanıp dayanamayacağı sorusudur. Tanrı dayanacaklarına işaret ediyor. 1335 gün Tanrı’nın halkının geçeceği sıkıntı zamanının tümüne işaret ediyor ama 1290 gün bu sıkıntının en zor geçeceği zamana işaret ediyor. Nihai sona kadar dayanıp sıkıntı zamanından geçene ne mutlu!

Nihai Zamandan Önce Yaşamak (12:13)
Daniel 12:13 ayetiyle ve bu ayetin Daniel’e ve bize nihai zamandan önce yaşamakla ilgili verdiği mesajla tamamlamak istiyorum: İnsanlık tarihinin bu son vahyiyle ilgili Daniel’in oynayacağı son rol nedir? Hayatının sonunda Daniel’e şu söyleniyor: Fakat sen, son oluncaya kadar git; çünkü rahata varacaksın, ve günlerin sonunda kendi nasibine kalkacaksın(12:13). Tanrı şunu söylüyor: Çalış; Öl; Tanrı’yı ebediyette, sonsuzlukta yaşa! İşte eskatolojik etiğimiz budur. Son zamanlarla ilgili etik anlayışımız budur. Tanrı bizleri nereye yerleştirdiyse, nihai sona kadar görevimize orada devam etmemiz gerekiyor. Sonra da öleceğiz. Sonra da ebediyen Tanrı’nın yüzüne bakacağız. Ben de Rabbin bir vaizi olarak vaaz edip öleceğim ve cennette tanındığım halde dünyada unutulacağım. Ve Daniel kitabındaki büyük resmi hatırladıkça bunu yapabiliriz: İsrail’in Rab Tanrısı Kraldır. O ve onun krallığı sonsuza dek sürer. Diğer bütün krallar ve krallıklar Tanrı’nın isteğiyle gelip giderler. Evet, Tanrınıza güvenin! Tüm düşmanlarla kararlılıkla yüzleşin. Onun yüceliği için yaşayın. İmanı yayın. Mesih inancını herkese duyurun. Ölün ve Tanrı’yla yaşayın. Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un Adıyla. Amin.

Başka Sormak İstediğim Bir Şey Var...

Bize Bir Mesaj Yollayın

MESAJIN KONUSU

7 + 1 =