Koloseliler 2020 Serisi

Tanrı’nın Sırrı | Koloseliler 2:1-5

Rev. Fikret Böcek tarafından | Koloseliler 2020 Serisi

Tanrı’nın Sırrı

Geçen pazar Koloseliler 1:24-29’da Pavlus’un “çağlarca saklı kalan sır” hakkında yapmış olduğu açıklamaları incelemiştik. Pavlus, Tanrı’nın lütfunun zenginliklerinin tüm halkların üzerine döküldüğünü söyleyerek bu sırrın tüm halkları kapsadığını ve Kutsal Ruhu’yla içimizde yaşayan Mesih’le birleşmemizi de kapsadığını açıklamıştı. Sonra da bu sırrın Tanrı’nın yüceliğine paydaş olacağımız umudunu da içerdiğini yazıyor. Pavlus yaşam amacını şöyle açıklıyor: Görevim, Tanrı’nın sözünü, yani geçmiş çağlardan ve kuşaklardan gizlenmiş, ama şimdi O’nun kutsallarına açıklanmış olan sırrı eksiksiz duyurmaktır.Şu nokta çok önemli: Bu sır keşfedilmiş bir sır değil, açıklanmış bir sırdır. Bu sırrı bize Tanrı açıklamıştır. Bu neden önemli? Çünkü Tanrı hakkındaki görüşümüz bu farktan etkileniyor. Kutsal Kitap’ın Tanrısı bizlere kendisini açıklamıştır. Tanrı, bizlerle bir ilişki başlatarak açıklayan ve veren Kişi konumundadır.

Pavlus için, açıklanan sırrın bir diğer önemli özelliği de bu sırrı kabul edenlerin teşvik almalarıdır. Pavlus bu göreve o kadar adanmış ki, zindanda kalıyor olmasına rağmen hiç tanışmadığı kişiler ve kiliseler için gece gündüz dua ederek ve onlara mektuplar yazarak onları teşvik ediyor. Koloseliler 2:1-2’de şöyle yazıyor: Gerek sizler, gerek Laodikya’dakiler, gerekse sizler gibi yüzümü hiç görmemiş olanlar için ne denli büyük bir uğraş verdiğimi bilmenizi isterim. Yüreklerinin cesaret bulmasını, sevgide birleşmelerini dilerim. Pavlus’un verdiği uğraş iki yönlü bir uğraş: Pavlus hapsedilmiş ve hayal kırıklığına uğramış durumda. Bu insanlara yüzyüze hizmet edebilmeyi arzuluyor, ama istediği gibi hareket edemiyor. Askerlerin, zindan demirlerinin, ya da prangaların Pavlus’un insanları teşvik etmesini engelleyemediğini görüyoruz. Duayla ve yazışmalarla Kolose halkı için uğraştığını görüyoruz.

Pavlus’un bu yeni hristiyanlar için arzuladığı amaç “sevgide birleşmeleri” hedefidir. Fiziksel olarak onların yanında olamayabilir, ama birbirlerine Hristiyan birliği içerisinde sevgi bağıyla bağlı olmaları için uğraşıyor. Pavlus zindanda bu yeni Hristiyanlara Tanrı’nın sırrını anlatabilmek için uğraşıyor. Pavlus’un Koloseliler’in de Tanrı’nın sırrını tam olarak bilmelerini ve açıklanan sırrın gerçeklerinden emin olmalarını arzuluyor.  Pavlus şöyle yazıyor: Öyle ki, anlayışın verdiği tam güvenliğin bütün zenginliğine ve Tanrı’nın sırrına kavuşsunlar.” Gerçekten de Tanrı’nın sırrını bilerek, anlayarak ve emin olarak yaşamak bizleri cesaretlendirmeli. Kutsal Yazıları okuyan herkes Tanrı’yı tam olarak kavrayamayacağımızı bilir. Tanrı bizim kavrama kabiliyetimizin de ötesindedir. Sonsuza dek gölgede kalacak olan bazı ilahi sırların olduğunu görüyoruz. Ama yine de Tanrı bize bu özel sırrı açıklamayı uygun görmüştür ve bu sır inancımızın temelini oluşturmaktadır.

Pavlus, Koloseliler 2:2’de Tanrı’nın açıklanan sırrını açıkça ve net bir şekilde ‘Mesih’ olarak tanımlıyor. Ulaşılamaz bir ışıkta yaşayan, ebediyen zaman ve mekandan ayrı çalışan bir Ruh olan Tanrı, zamanı ve mekanı yaratmıştır, her şeyi yaratmıştır ve sonra Tanrı’yı kişisel olarak görüp duyabilmemiz için Oğlu İsa Mesih’i göndermiştir. Sır net bir şekilde açıklanmış olmasına rağmen bu sırrın her yönü bizlere yaratılmış olduğumuzu ve Tanrı’nın bu dünyadan olmadığını ve Tanrı’nın kutsallığının sonsuzluğunu hatırlatır. Tanrı’nın Oğlu beden alıp aramızda yaşamıştır. Tanrı’nın beden alması net bir şekilde bizlere gösterilmiştir, ama bu gerçeği tam olarak kim anlayabilir? Tamamen Tanrı ve tamamen insan olan bir Kişi! Tek kişi ama eksiksiz ve tam olarak iki doğaya sahip. İsa Mesih’in dirilişi bizlere net olarak açıklanmıştır, ama bu gerçeği tam olarak kim anlayabilir?

Bir din düşünün… Tüm iddialarının ve tarihi olaylarının her ayrıntısını en ince ayrıntısına kadar mantıklı bir şekilde açıklayan bir din düşünün. Böyle bir din sizi rahatsız etmez mi? Böyle bir dine güvenebilir misiniz? Tüm alanlarını normal olmaya ve rasyonel açıklamalara indirgemiş bir din ister miydiniz? Eğer gerçekten de istediğiniz buysa, Tanrı’yı istemiyorsunuz. Zaten tanım itibariyle Tanrı açıklanamayan, kavranılamayan ve yaklaşılamayandır. Kutsal Kitap’ın müjdesi, Tanrı’nın sonsuza dek kendisiyle birleşmemiz için neyin yeterli olduğunu bize açıkça göstermiş olmasıdır. Pavlus bizlere açıklanan bu sırrın ‘Mesih’ olduğunu yazıyor. Dirilişle ilgili bilim bize bulmaca gibi gelse de, dirilişin amacı bizlere açıkça gösterilmiştir. Dirilişin amacı düşmanımız olan Ölümü tamamen yok etmektir. Mesih’in dirilişi bizleri günahtan ve Ölümden özgür kılmaktadır ve bizlere yeni ve sonsuz yaşamlar vermektedir. Açıklanan sır şudur: Mesih’te günahtan ve Ölümden özgürüz ve Mesih’te yeni ve sonsuz bir yaşama giriyoruz.

Bize yarar sağlayan Mesih’in dirilişi, bilgeliğin ve bilginin birçok hazinesinden yalnızca biridir. Pavlus şöyle yazıyor: Tanrı’nın sırrını, yani bilginin ve bilgeliğin bütün hazinelerinin saklı olduğu Mesih’i tanısınlar.Pavlus’un Koloselilere mektubunun ana temasını Pavlus burada bir kere daha tekrarlayarak Mesih’in üstünlüğünü ve yeterliliğini bizlere anlatıyor. Pavlus’un burada kullandığı ‘saklı’ kelimesi Tanrı’nın Mesih’te bilgelik ve bilgi sakladığı ya da gerçeği bizlerden sakladığı anlamına gelmiyor. Yol, Gerçek ve Yaşamın Mesih olduğu anlamına geliyor. Bilgeliğin ve bilginin Mesih’te bulunduğu anlamına geliyor. İsa Mesih’i bir kasa olarak düşünün. Bilgelik ve bilgi değerli taşlar gibi bu kasada bulunmaktadır. Mesih’e iman ettiğinizde gerçek bilgeliği ve bilgiyi tüm görkemiyle Mesih’te görürsünüz.

Pavlus Koloselileri ve bizleri, Tanrı’nın açıkladığı sır olan Mesih’in zenginliklerine gelmeye çağırıyor. Bugün Mesih’e gelip ondaki bilgelik ve bilgi hazinesinden yararlanmak için mükemmel bir gün. Mesih’in diriliş gerçeği her zaman saldırı altında olmaya devam ediyor. Pavlus’un zamanında da bu saldırılar vardı. Bu yüzden Pavlus şu uyarıda bulunuyor: Kimse sizi kulağı okşayan sözlerle aldatmasın diye söylüyorum bunu.” Pavlus Korint’teki kiliseye şöyle yazmıştı: Mesih dirilmemişse, bildirimiz de imanınız da boştur. Bu durumda Tanrı’yla ilgili tanıklığımız da yalan demektir. Çünkü Tanrı’nın, Mesih’i dirilttiğine tanıklık ettik. Ama ölüler gerçekten dirilmezse, Tanrı Mesih’i de diriltmemiştir. Ölüler dirilmezse, Mesih de dirilmemiştir. Mesih dirilmemişse imanınız yararsızdır, siz de hâlâ günahlarınızın içindesiniz. Buna göre Mesih’e ait olarak ölmüş olanlar da mahvolmuşlardır. Eğer yalnız bu yaşam için Mesih’e umut bağlamışsak, herkesten çok acınacak durumdayız. Oysa Mesih, ölmüş olanların ilk örneği olarak ölümden dirilmiştir. (1 Kor. 15:14-20)

Elçiler Tanrı’nın sırrının çarmıha gerilmiş Mesih olduğunu bir başarısızlık olarak değil, dünyanın günahlarının karşılığında kefaret olarak duyurmuşlardı. Elçiler Tanrı’nın sırrını İsa Mesih’in bol ve sonsuz yaşama sahip olmamız için ölümden dirilişi olarak duyurmuşlardı. Gnostikler ise kendi rasyonel düşüncelerine göre bir din oluşturmak istiyorlardı. Gnostiklere göre İsa’nın çarmıhta ölmesi başarısızlıktır. Bu nedenle gnostik yazılarda İsa’nın çarmıha gerilmediğini, sadece çarmıha gerilmiş gibi göründüğünü, ya da bazı yazılarda onun yerine başkasının geçtiği ve İsa’nın çarmıhta ölmediğini yazıyorlar. Pavlus Kolose’deki Hristiyanları bu tür sahte öğretilerden korumak istiyordu. Sözlerini şu yazdıklarıyla tamalıyor: Çünkü her ne kadar bedence aranızda değilsem de, ruhça sizinle birlikteyim. Düzenliliğinizi, Mesih’e imanınızın sağlamlığını görüp seviniyorum.” Bu Mesih’in herbirimiz için olan isteğidir. Pavlus Mesih’in arzusunu yansıtıyor. Kilisede her birimiz bu arzuyu yansıtarak birbirimizi açıklanan sırla teşvik etmeliyiz. Kurtarıcımız İsa Mesih’te açıklanmış olan sırra tamamen güvenerek birbirimize sevgiyle bağlanarak birbirimizi dünyasal tartışmalardan koruruz. Kurtuluş müjdesine bağlı ve bizlere açıklanan sırra hayret ederken iyi bir yaşam sürmeli ve Mesih’e olan imanımızla yaşamalıyız.

Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un Adıyla. Amin.

 

 

 

Başka Sormak İstediğim Bir Şey Var...

Bize Bir Mesaj Yollayın

MESAJIN KONUSU

4 + 10 =