Vaftiz Lütfu
Rabbimiz göklere alınmadan önce kendi temsilcileri olan elçilerine şu emri vermişti: “Gidin bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin. Onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin.” (Matta 28:19). Vaftiz iki şeyi ihtiva eder: su ve kelam.
Kanlı sünnet işaretinin aksine, Tanrı’nın Kuzusu bizim yerimize kendi kanını akıtmış olduğundan dolayı, artık halkı suyla vaftiz ederek antlaşma halkına dahil ediyoruz. Eski Antlaşma’da ‘vaftizler’ olarak tanımlanan bazı olaylara baktığımızda suyun önemli bir işaret olduğunu görüyoruz. Nuh’un Tufanı olayında: Tanrı hem günahkâr dünyayı yargılamak için, hem de kendi halkını dünyadan ayırmak için yeryüzüne bol bol su göndermişti. ‘Bir zamanlar, Nuh’un günlerinde gemi yapılırken, Tanrı’nın sabırla beklemesine karşın bu ruhlar söz dinlememişlerdi. O gemide birkaç kişi, daha doğrusu sekiz kişi suyla kurtuldu. Bu olay vaftizi simgeliyor. Bedenin kirden arınması değil, Tanrı’ya yönelen temiz vicdanın dileği olan vaftiz, İsa Mesih’in dirilişiyle şimdi sizi de kurtarıyor’ (1 Petrus 3:20-21). Kızıl Deniz olayında: Pavlus, İsrail’in suların arasından geçmesini vaftiz olarak adlandırıyor. ‘Kardeşler, atalarımızın hepsinin bulut altında korunduğunu ve hepsinin denizden geçtiğini bilmenizi istiyorum. Musa’ya bağlanmak üzere hepsi bulutta ve denizde vaftiz edildi’ (1 Kor. 10:1-2). Tanrı düşmanlarını yargılamak ve halkını düşmanlarından ayırt etmek için suyu kullanmıştı (Mıs. Çık. 14). İbraniler kitabı kahinlerin bütün yıkanmalarını (Mıs. Çık. 29:4; 30:17-21; 40:32), “διαφοροις βαπτισμοις”, yani “çeşitli vaftizler” (İbr. 9:10) olarak tanımlıyor.
İsa Mesih sadece ritüel bir su işareti vermiyor, ama aynı zamanda bu işaretin sözlerle, yani kelamla kullanılmasını emrediyor. Neden? Çünkü sözler olmadan bu işaret anlamsız olurdu. Evliliği düşünün. Yüzükler takılıyor, ama birbirlerine karşılıklı evlilik vaatlerini söylemeden yüzüklerin takılması ne anlam ifade edebilir, değil mi? Vaftiz suyu, Üçlübirlik Tanrısı’nın adıyla gelen lütfun bütün bereketlerine işaret eder.
Tanrı’nın Girişiminde Görünüyor
Vaftiz lütfu Tanrı’nın girişiminde görünür. İsa’nın öğrencileri “bütün uluslara” “gitmeden” önce İsa “bütün ulusları” Pentekost gününde onların ayağına getirmişti. Ve Petrus’un vaazını dinledikten sonra, Yeruşalim’de toplanmış olan kalabalık yüreklerine hançer saplanmış gibi oldular (a. 37), yani günahlı olduklarına ikna olmuşlardı. Vaazı dinleyenler, “Kardeşler, ne yapmalıyız?” (a. 37) diye soruyorlar. Petrus’un cevabına bakın: “Tövbe edin, her biriniz İsa Mesih’in adıyla vaftiz olsun. Böylece günahlarınız bağışlanacak ve Kutsal Ruh armağanını alacaksınız” (a. 38). Ne demesini bekliyorduk ki? “Tövbe edin ve inanın” demesini bekliyorduk, öyle değil mi? Ama Petrus herkesin İsa Mesih’in adıyla vaftiz olması gerektiğini söylüyor. Neden? Çünkü vaftiz inananlar için ve Tanrı’nın halkına ait olanlar için dışsal bir işarettir. Elimizdeki yeni çevirinin ‘böylece günahlarınız bağışlanacak’ ifadesini aslında, günahların ortadan kaldırılması, silinmesi (εις αφεσιν αμαρτιων) olarak çevirmemiz Grekçe’ye daha aykın olur. Sadece vaftiz olun değil, günahlarınızın bağışlanması için vaftiz olun diyor. Bunu vaftiz suyunun kendisi mi yapıyor? Bu da bizi bugün okuduğumuz Heidelberg Kateşizmi’nin 72. sorusuna getiriyor: “Suyla dışsal yıkanmanın kendisi günahları yıkar mı?” Cevap: Hayır, sadece İsa Mesih’in kanı ve Kutsal Ruh bizi tüm günahlardan temizler.
Petrus, vaftizle bağışlanma arasında böyle yakın bir bağlantıyı nasıl kurabilir? Çünkü vaftiz, Tanrı’nın, içimizde başlattığı girişimiyle gerçekleştirdiği içsel realitenin dışsal bir işaretidir. Bu noktaya dikkat edelim. Dışsal olarak vaftiz, ama içsel olarak bağışlanma ve Kutsal Ruh armağanı var. Ayrıca Heidelberg Kateşizmi’nin 73. sorusuna da bakalım:
“O halde, Kutsal Ruh neden vaftize ‘yeniden doğuş suyu’ ve ‘günahların yıkanması’ diyor?” Cevap. Bu kelimeler için Tanrı’nın iyi bir sebebi var. Öncelikle, Kutsal Ruh bize suyun bedenimizdeki kiri giderdiği gibi, Mesih’in kanının ve Ruhu’nun da günahlarımızı öyle kaldırdığını öğretmek istiyor. Fakat daha da önemlisi, bu tanrısal vaat ve işaretle, bedenlerimizin fiziksel olarak suyla yıkanması gibi, günahlarımızdan da ruhsal olarak gerçekten yıkanmış olduğumuzun güvencesini vermek istiyor.
Vaftiz, Tanrı’nın bağışlama ve kutsamak için bir girişimde bulunduğunu bize gösteriyor, ama aynı zamanda, bu realiteler konusunda bize güvence vermek için bize hissedilir bir şekilde yaklaştığını gösteriyor.
Bebeklerimizde Görünüyor
Petrus bütün bunları inanlılara söylüyor. Ama sonra şöyle devam ediyor: “Bu vaat sizler, çocuklarınız, uzaktakilerin hepsi için, Tanrımız Rab’bin çağıracağı herkes için geçerlidir” (a. 39). Vaftiz lütfu bebeklerimizde de görünüyor. Sadece inananların hepsinin dışsal işareti değil, fakat aynı zamanda inananların topluluğuna ait olanların da dışsal işaretidir. Burada kullanılan Sizler, çocuklarınız, uzaktakilerin hepsi ifadelerinin Avraham’ın (İbrahim) hikayesinden alıntılandığını göstermek istiyorum. “Ve Tanrı Avraham’a şöyle dedi: “Ve sana gelince, sen ve senden sonra gelen tohumun kendi kuşakları boyunca benim antlaşmamı tutacaksın” (Yar. 17:9). Sonra şöyle diyor: “Aranızda sekiz günlük olan erkek çocuk sünnet edilecektir. Sizin kuşaklarınız boyunca her erkek ister sizin evinizde doğmuş olsun, ya da sizin tohumunuzdan olmadan herhangi bir yabancıdan sizin paranızla satın alınmış olsun, sizin evinizde doğan çocukla, sizin paranızla satın alınmış olan kesinlikle sünnet edilecektir. Antlaşmam bedenlerinizde sonsuz bir antlaşma olarak bulunacaktır” (Yar. 17:12-13). Evet, Eski Antlaşma’daki sünnetin yerini alan vaftiz sakramenti antlaşmanın yeni işaretidir. Heidelberg Kateşizmi’nin 74. sorusuna bakalım: Bebekler de vaftiz edilmeli mi? Evet. Bebekler de yetişkinler gibi Tanrı’nın antlaşmasına ve halkına dahil edilmişlerdir, ve Mesih’in kanı ve iman veren Kutsal Ruh aracılığıyla günahtan kurtuluş, yetişkinlere olduğu gibi, bebeklere de vaat edilmiştir. Bu uygulama, Eski Antlaşma’da sünnetle yapılıyorken, Yeni Antlaşma’da sünnetin yerine vaftiz getirilmiştir.
İlk olarak, Bebekler de yetişkinler gibi Tanrı’nın antlaşmasına ve halkına dahil edilmişlerdir. Bu gerçeği Yaratılış 17’den öğreniyoruz. Bu gerçeği Matta 19’da İsa’nın hareket ve uygulamalarından göklerin krallığının çocuklara açık olduğunu öğreniyoruz. “O sırada bazıları küçük çocukları İsa’nın yanına getirdiler; ellerini onların üzerine koyup dua etmesini istediler. Öğrenciler onları azarlayınca İsa, “Bırakın çocukları” dedi. “Bana gelmelerine engel olmayın! Çünkü Göklerin Egemenliği böylelerinindir.” Ellerini onların üzerine koyduktan sonra oradan ayrıldı” (Matta 19:13-15). 1 Korintliler 7:14’te ‘Çünkü iman etmemiş koca karısı aracılığıyla, iman etmemiş kadın da imanlı kocası aracılığıyla kutsanır. Yoksa çocuklarınız murdar olurdu. Ama şimdi kutsaldırlar’ diyerek anne ya da babası imanlı bir bebeğin kutsal olduğunu söylüyor. Efesliler 6’da çocuklar beşinci emre göre, anne babalarına Rab’de itaat etmeye çağrılıyorlar. Elçilerin İşleri 2’de “vaat size ve çocuklarınızadır” gerçeğini öğreniyoruz.
İkinci olarak, Mesih’in kanı ve iman veren Kutsal Ruh aracılığıyla günahtan kurtuluş, yetişkinlere olduğu gibi, bebeklere de vaat edilmiştir.
“Tövbe edin, her biriniz İsa Mesih’in adıyla vaftiz olsun. Böylece günahlarınız bağışlanacak ve Kutsal Ruh armağanını alacaksınız” vaadi “sizin için ve çocuklarınız içindir.”
Bunu Elçilerin İşleri 16’da görüyoruz. Elçiler Filipili zindancıya Mesih’i vaaz ettikten sonra, “Rab İsa’ya iman et, sen de ev halkın da kurtulursunuz” (a. 31) diyorlar. Sonra da, “kendisine ve ev halkının hepsine Rab’bin sözünü bildirdiler” (a. 32). AnaBaptistlerin kuzenleri olan baptist arkadaşlarımız özellikle bizlere 33. ayeti hatırlatmaktan çok hoşlanıyorlar: “Sonra hem kendisi hem ev halkı hemen vaftiz oldu.” Bu ayetin sadece inanmış olanların vaftiz olduğunu söylediğini düşünüyorlar. Ama özellikle 16:34’e dikkat etmenizi istiyorum: “Pavlus’la Silas’ı evine götürerek sofra kurdu. Tanrı’ya inanmak, onu ve evindekilerin hepsini sevince boğmuştu.” Herkes sevinmişti. Neden? Hepsi inanıp vaftiz oldukları için mi? Hayır. Çünkü Grekçe’de üçüncü tekil şahıs olan zindancının inandığını ve onun evindekilerin hepsini, yani tüm ev halkının onun imanından dolayı vaftiz olduğunu söylüyor.
“Ve o (zindancı) Tanrı’ya inandığı için diğer tüm ev halkıyla sevindi.” Zindancı iman ettiği için ev halkı vaftiz edildi. Arkadaşlar çok kısa bir süreden bahsediyoruz! Eski Antlaşma’da tüm ev halkının hep birlikte sünnet edildiklerini biliyoruz. Yeni Antlaşma’da da tüm ev halkının vaftiz edilişini görüyoruz. Bu nedenle, antlaşmanın işareti olan vaftizle onlar da Hristiyan kilisesine dahil edilmeli ve inanmayanların çocuklarından ayırt edilmelidirler. Çünkü, vaftiz Tanrı’nın Kutsal Ruhu’yla bağışlama ve kutsama girişimi için Tanrı’nın dışsal işaretidir. Kendi günahları ya da kurtuluşları için hiçbir şey yapamayacak durumdaki günahkarları kendi krallığına dahil ederek lütfunu göstermiş oluyor.
Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un Adıyla. Amin.