Diriliş Bayramı Serisi

Vaftizinizi Hatırlayın | Romalılar 6:1-4

Rev. Fikret Böcek tarafından | Diriliş Bayramı Serisi

Vaftizinizi Hatırlayın!

HALELUYA! Mesih Dirildi! Amin diyor muyuz? Sevgili kardeşler, bugün vaftizinizi hatırlamanızı istiyorum. Vaftiz işareti, bizi her zaman bizim gibi günahkarları İsa Mesih aracılığıyla kurtardığına işaret eden Tanrı’nın inciline, yani kurtuluş müjdesine geri getirir. Aziz Augustine’in de dediği gibi, vaftiz Tanrı’nın sözünün görünür bir biçimde vaadidir.

Pavlus’un bunu nasıl söylediğine bir bakın. Bugün okuduğunuz ayetlerden hemen önce Pavlus Tanrı’nın yasayı İsraillilere vermesinin nedenini ‘günah çoğalsın’ diye olduğunu söylüyor: ‘Yasa suç çoğalsın diye araya girdi diyor (5:20). Hemen sonra ‘ama günahın çoğaldığı yerde Tanrı’nın lütfu daha da çoğaldı’ diyor. Pavlus, İsa Mesih sayesinde aklanmış olmamızı ya da doğru kılınmamızı, ve Tanrı tarafından kabul edilişimizi açıklarken günahımızın çokluğunun Tanrı’nın lütfunu aşamayacağını söylüyor. Çocuklar, bazen kardeşiniz size bir şey söylediğinde söylenenleri tekrar ediyorsunuz. Sonra tekrar bir şey söylediğinde siz yine tekrar ediyorsunuz. Bu oyunu biliyorsunuz, değil mi? Bu sözleri tekrarlama oyunu birisi vazgeçene kadar uzun uzun sürüyor! Ama sizler işlediğiniz günahlarla Tanrı’nın lütfunu yenemezsiniz. İstediğiniz kadar günah işlemiş olun, istediğiniz kadar günah bataklığında olun, Tanrı’nın lütfunun erişemeyeceği kadar büyük bir günah yoktur. Sevgili kardeşler, Tanrı’nın lütfunun sonu yoktur!

Günahlı doğamız bizleri kullanmak istiyor. Ne kadar çok günah işlersek bize o kadar çok lütuf gösterilecek diye düşünüyor olabiliriz: Öyleyse ne diyelim? Lütuf çoğalsın diye günah işlemeye devam mı edelim? (a. 1). Yahuda da bu kişileri şöyle tasvir ediyor: Çünkü Tanrımız’ın lütfunu sefahate araç eden, tek Efendimiz ve Rabbimiz İsa Mesih’i yadsıyan bazı tanrısızlar gizlice aranıza sızdılar. Onların yargılanacakları çoktan beri yazılmıştır (Yahuda 4). Petrus bu kişileri şöyle tasvir ediyor: Özgür insanlar olarak yaşayın, ancak özgürlüğünüzü kötülük yapmak için bahane etmeyin. Tanrı’nın kulları olarak yaşayın (1 Petrus 2:16). Petrus gibi, Pavlus da biz imanlıları Tanrı’ya yaraşır yaşamlar sürdürmeye çağırıyor, çünkü Tanrı günahla olan ilişkimizi tamamen kesip kendisiyle yepyeni bir ilişki başlatmıştır: Günah karşısında ölmüş olan bizler artık nasıl günah içinde yaşarız? (a. 2) Bu durumu daha iyi resmetmek için Pavlus bizlere vaftizimizi hatırlatıyor. Ben de bu diriliş gününde sizlere vaftizinizi hatırlatmak istiyorum.

Her Gün Vaftiz İşaretini Hatırlayın

Bugün Rab sizlere her gün vaftiz işaretini hatırlayın diyor. Pavlus buradaki sahte öğretiyi çürütmek ya da lütuf çoğalsın diye günah işlemeye devam etme düşüncesini çürütmek için vafitizimizi düşünmemizi istiyor. Aslında bu düşünce Yeni Antlaşma’da çok yaygındır. Vaftizci Yahya, Rab’bin gelişine hazırlık olarak insanları vaftiz etmek için geldi.

Rab geldiğinde, günahkarlarla özdeşleşmek için vaftiz bile oldu. Göğe alınmadan önce öğrencilerine tüm dünyaya gidip onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz etmelerini ve onları eğitmelerini emretmişti. Elçilerin İşleri kitabı boyunca, Pentekost gününde iman eden üç bin kişi ve yüzbaşı Kornelyus gibi iman edip vaftiz olanların örneğini görüyoruz.

Aramızdan bazıları yaşamlarının pusulası olarak inanmayan arkadaşlarını seçiyorlar. Bazıları yaşamlarına tamamen putperestlerin yönlendirişine göre yön veriyorlar. Önemli kararları da onların tavsiyesine göre alıyorlar. Tanrı’nın krallığını miras alamayan inançsız insanların sizin ebedi yaşamınıza hiçbir katkılarının olamayacağını bilmelisiniz. Ama Pavlus “bazılarınız böyleydiniz. Ama yıkandınız?” diyerek sizlere vaftizinizi hatırlatıyor. İşte Pavlus 1. Korintliler 6’da bunu söylüyor.

Hepimiz putperestliğin cazibesine kapılıyoruz. Hepimiz cinsel ahlaksızlığın cazibesine kapılıyoruz. Hepimiz birbirimize karşı, özellikle de Tanrı’ya karşı homurdanma eğilimindeyiz. Bütün bunları özellikle kendimize hizmet etmek için yapıyoruz. Bu kişilerin bazıları gerçekten de Hristiyan ama bazıları kendilerini Hristiyan zanneden kişiler. Sizler bu durumdaki Hristiyanlarla konuşurken onlara nasıl yardımcı olabilirsiniz? Pavlus’un 1 Korinliler 10’daki şu sözlerini tavsiye eder miydiniz? Kardeşler, atalarımızın hepsinin bulut altında korunduğunu ve hepsinin denizden geçtiğini bilmenizi istiyorum. Musa’ya bağlanmak üzere hepsi bulutta ve denizde vaftiz edildi. Hepsi aynı ruhsal yiyeceği yedi; hepsi aynı ruhsal içeceği içti. Artlarından gelen ruhsal kayadan içtiler; o kaya Mesih’ti’ (1 Kor. 10:1-4).

 İzmir Protestan Kilisesi’nde çeşitli ırklardan ve kültürlerden insanlar var. Beyazlar, siyahiler, geçmişte uzak doğulular da vardı. Irklar ve kültürler bir şekilde birbirlerini gücendirebiliyorlar. Bu konuda ne yapabiliriz? Çünkü Mesih İsa’ya iman ettiğiniz için hepiniz Tanrı’nın oğullarısınız. Vaftizde Mesih’le birleşenlerinizin hepsi Mesih’i giyindi (Gal. 3:26-27). Bütün bu pratik senaryolarda her gün vaftiz işaretini düşünün. Vaftiz işareti renk, ırk, yöre ayrımı gözetmeden herkese aynı şekilde uygulanır ve herkes için etkisi aynıdır.

 Martin Luther, Hristiyan yaşamımızla ilgili “Bir kere başlamış ve sürekli devam eden günlük vaftizden başka bir şey değildir” diyor. Vaftiz, Mesih ve kilisesiyle paydaşlık içerisinde, yaşamımızın dışsal başlangıcıdır ve aynı zamanda yaşamımızın devam eden bir resmidir. Ayrıca Luther’in vaftizi bedenlerimizi ve ruhlarımızı süslemek için en büyük mücevher ve aynı zamanda giyilecek günlük giysimiz olarak nitelendiriyor. Taktığınız bu mücevheri hatırlayın! Giydiğiniz ruhsal kıyafetleri hatırlayın!

Bu gerçek kurtuluş güvencemiz için de önemlidir. Kurtuluşumdan nasıl emin olabilirim sorusuna çeşitli cevaplar veriliyor. Cevaplardan birisi şöyle: ‘Kurtuluşundan emin olmak isteyenler kurtuluşları sırasında verdikleri kararlara ya da özel kurtuluş dualarına değil, vaftizlerine değil, karakterlerinin değişimine baksınlar. Mesih’e benzemeye başlayıp başlamadıklarına baksınlar. Tanrı için ve diğer insanlar için sevgilerinin gelişip gelişmediğine baksınlar, ve Ruh’un meyvelerini yaşamlarında gösterip göstermediklerine baksınlar’  (Gal. 5:22–25; Yakup 2:18). Bazılarınıza mantıklı bir cevapmış gibi gelebilir ama ben bu cevabın çok yanlış olduğunu düşünüyorum.

Bir kişiye meyvelerine bak demek çok göreceli, çok sınırlı bir cevap. Tabii ki meyvelerimiz Tanrı’nın yaşamlarımızdaki lütfuna tanıklık ediyor, ama güvence konusunda sorun yaşayan bir çoğumuzun esas sorunu da bu noktayla ilgili.  Her gün vaftiz işaretini hatırlamak yeniden doğarak ve Mesih’i yaşamımıza mal etmeden yaptığımız ritüel dini bir uygulama değildir. Vaftiz olmuş olduğumu hatırlamam yeniden doğmuş olduğumu beyan etmek anlamına geliyor. Vaftiz olacaklara,“Tanrı’nın antlaşma vaadini vaftizin sırasında işaret edilen ve mühürlenen gerçek olarak açıkça kabul ediyor musun?” diye soruyoruz. Vaftiz sırasında bu soruyu soruyoruz.

Vaftizin Derin Önemini Hatırlayın

Tanrı bugün bizlere vaftizin derin önemini de açıklıyor. Buradaki işaret su değil, Tanrı’nın vaadi, boynumuzun etrafındaki kıymetli mücevher anlamına gelen şeydir. Martin Luther Kısa İlmihal kitabında şöyle diyor: “Açıkça su [affetmez], Tanrı’nın Sözüdür … çünkü Tanrı’nın Sözü olmadan su sade sudur ve bir vaftiz değildir, ancak Tanrı Sözü ile bu bir vaftizdir.”

Pavlus Romalılar’da bir soru sorup şöyle cevap veriyor: Öyleyse ne diyelim? Lütuf çoğalsın diye günah işlemeye devam mı edelim? Kesinlikle hayır! (6:2). Unutmayın, bize vaftizimizin penceresinden yasadan ayrı olarak aklanmamızla Tanrı’ya hizmette yaşamamız arasında yakın bir bağlantı olduğunu gösteriyor. Aklanmamızın ve bunun sonucu olarak Tanrı’ya hizmet ederek yaşamamızın birbirine bağlılığı el yapımı bir halı gibidir. İçerisinde iki farklı renkte iplik olduğunu görebilirsiniz. Ancak birbirleriyle o kadar yakından bağlantılıdırlar ki, kusursuz bir halı gibidirler. Mesih’te kurtuluşumuz birdir; eğer ona sahipsek, her şeye sahibiz. Yine de çarmıhta yapmış olduğu işin aklama ve kutsallaştırma gibi yönlerini ayırıyoruz.

 Peki neden lütuf çoğalsın diye günah işlemeye devam etmemeliyiz? (a. 1). Çünkü vaftizimizin birincil önemi günaha ölmüş olduğumuzu göstermesidir.  Pavlus, Günah karşısında ölmüş olan bizler artık nasıl günah içinde yaşarız? (a. 2) diye soruyor. Günah bir köle sahibi gibi resmediliyor, ve bizler de günahın köleleriyiz. Ama biz o sahibe öldük. Burada günahın öldüğünü değil, bizim öldüğümüzü söylüyor. Bu ilginç değil mi? Bu, artık günahın yetkisi altında olmadığımız anlamına geliyor. Pratik olarak, günah işlemeye kalkıştığınızda kendinize şunu söylemelisiniz, “Ben öldüm; sen benim için ölüsün günah!” ya da “Ben sana öldüm; ben  senin için ölüyüm, ey günah!”

 Sonra biraz daha ayrıntılı bir şekilde şöyle diyor: Mesih İsa’ya vaftiz edildiğimizde, hepimizin O’nun ölümüne vaftiz edildiğimizi bilmez misiniz? Baba’nın yüceliği sayesinde Mesih nasıl ölümden dirildiyse, biz de yeni bir yaşam sürmek üzere vaftiz yoluyla O’nunla birlikte ölüme gömüldük (a. 3-4). Sizler günaha değil, Mesih’e vaftiz edildiniz. Bu, artık onun yetkisi altında olduğunuz anlamına geliyor. Kendinizin, günahlarınızın, ya da Şeytan’ın yetkisi altında değilsiniz! Ölmüş, gömülmüş ve dirilmiş olan Mesih’in yetkisi altındasınız. Yaşamda ve ölümde bedeninizle ve ruhunuzla İsa Mesih’e aitsiniz!

 Peki neden lütuf çoğalsın diye günah işlemeye devam etmemeliyiz? Çünkü vaftizimizin işaret ettiği ikinci önemli nokta yaşama diriltilmiş olduğumuz gerçeğidir. Burada kullanılan kelimelerin nasıl ironik bir şekilde kullanıldığına dikkat edin: ölmüş olan bizler …artık nasıl yaşarız?  (a. 2). Bizler öldük ama yaşıyoruz! İsa Mesih’in Rabliği adına yaşıyoruz! Pavlus şöyle devam ediyor: Baba’nın yüceliği sayesinde Mesih nasıl ölümden dirildiyse, biz de yeni bir yaşam sürmek üzere vaftiz yoluyla O’nunla birlikte ölüme gömüldük (a. 4). İsa Mesih’in arkadaşı Lazar’ı düşünün. Gerçekten de ölmüştü. Kefene sarılmış bir şekilde mezarına yatırılmıştı ve gömülmesinin arasından dört gün kadar geçmişti. Fakat birdenbire bedeni diriltilmişti ve arkadaşı İsa Mesih’i bir kez daha görmek için mezardan çıkmıştı. Bu durum bizleri tasvir ediyor. Bizler de günaha öldük ve Mesih’le birlikte diriltildik!

 Her gün vaftiz işaretini hatırlayın ve öldüğünüz ve yeni yaşama dirildiğiniz vaftizinizin derin önemini hatırlayın. ‘Ben zaten yıllar önce vaftiz oldum, ruhsal olarak bana bir şey olmaz’ düşüncesini kafanızdan çıkarın. Vaftizinizi her gün hatırlamanız inanma eylemidir. Pavlus, Mesih’te ölmemizin ve dirilişimizin somut örneği olarak vaftizi kullanıyor. Pavlus, işler dışında imanla bizi doğru ilan eden Tanrı hakkında önceki üç bölümde yazmış olduğu şeyleri reddetmiyor. Vaftiz, Tanrı’nın imanla kurtarılmanın neye benzediğini tasvir etmek için kullandığı dışsal araçtır. Dediğim gibi, vaftiz bizi her zaman Tanrı’nın bizim gibi günahkarları İsa Mesih aracılığıyla kurtarmış olduğu müjdesine geri getirir. Ne harika bir haber! Ne büyük bir Tanrı! Bu gerçeği hatırlayalım! Şimdi bu gerçekle gidelim, yürüyelim ve yaşayalım! Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un Adıyla! Amin.

Başka Sormak İstediğim Bir Şey Var...

Bize Bir Mesaj Yollayın

MESAJIN KONUSU

6 + 3 =