Yasa’dan Bağımsız

Fakat şimdi, Tanrı’nın doğruluğu Yasa olmaksızın açıklanmıştır.

 

Romalılar adını verdiğimiz Pavlus’un Müjdesi’ndeki bu sözler bizi rahatlatıyor. Üç bölüm boyunca Pavlus bizi Yasa’nın karanlığında dolaştırmıştı. Yahudiler ve Yunanlılar, yani yazılı Yasa’ya sahip olanlar ve olmayanlar üzerindeki Yasa’nın evrensel hükmünü ayrıntılarıyla açıklamıştı. Sonra da insanların günahına işaret eden Mezmur ayetleriyle tamamlıyor: “Doğru kimse yok, tek kişi bile yok. Anlayan kimse yok, Tanrı’yı arayan yok. Hepsi saptı, Tümü yararsız oldu. İyilik eden yok, tek kişi bile!”

 

Yasa her insanın günahını gösterir. Hiçbir şüphe olamaz. Her ağız susturulur. Bütün dünya Tanrı’ya karşı sorumludur. Hiçbir insan Yasa’nın gereklerini yerine getirerek, Yasa’nın gözünde aklanmayacaktır. Yasa amacına mutlaka ulaşır, ve mutlaka günahımızı ortaya çıkarır.

 

Fakat şimdi, Tanrı’nın doğruluğu Yasa olmaksızın açıklanmıştır. Işığın, umudun parıltısını görüyor musunuz? Zindanın rutubetli kokularından sonra temiz havanın kokusunu alabiliyor musunuz?

 

Tanrı’nın doğruluğu, günahkarlar için bir yük veya lanet olmayacak şekilde, kendisini bereket, yaşam ve umut olarak gösteriyor.

 

Tanrı’nın doğruluğunun “imandan imana” açıklanmış olması Müjde’nin mesajıdır, Tanrı’nın kurtuluş gücüdür. Tanrı’nın doğruluğu inananlar için Yasa’dan ayrı olarak açıklanmıştır. Tanrı’nın doğruluğu olmadan umut da olamaz.

 

On Madde

Pavlus’un Yasa konusundan Müjde konusuna geçiş yaptığı bu ayetler inanılmaz derecede çok yoğun olduklarından dikkatinizi on maddeye çekmek istiyorum. Bu kısmı özetlemek yerine madde madde metin üzerinde çalışacağız. Bu ayetler Pavlus’un gelecek on bölümde söyleyeceği şeylerin özeti gibi.

 

  1. Gösterdi

Birincisi, Müjde, Tanrı’nın doğruluğunun yeni bir vahyidir, tezahürüdür.

 

Doğruluk kutsallıktır ve Yahudi dinindeki tüm kutsallığın odak noktası, Tanrı halkının tapınma ve kurban törenlerinin tam merkezi olan Kutsalların Kutsalı idi. Ve kutsalların kutsalı gizlenmişti. Sadece günahkâr insanları Tanrı’nın huzurundan uzak tutmak için değil, aynı zamanda Tanrı’nın varlığı anlamına gelen Kutsalların Kutsalını günahkâr insanlardan uzak tutmak için de perdenin arkasına gizlenmişti. Bu yer o kadar kutsaldı ki, oraya İsrail halkından yalnızca tek bir başkâhin yılda yalnızca bir kez, kendisinin ve halkın günahlarının kefareti için kurbanlık kanla girebiliyordu. Harun’un oğulları Nadav ve Avihu’nun başlarına geldiği gibi, Başkâhin de mukaddes yere saygısızlık eder ve farz kılınan ibadetinden saptığı için öldürülürse diye, halk başkâhin içeri girdiğinde beline bir halat bağlıyordu. Halat, en Kutsal Yer’deki karkası sürükleyerek dışarı çıkartmak içindi. Tanrı’nın doğruluğu İsrail halkının tam ortasında En Kutsal Yer olan Kutsalların Kutsalında bulunuyordu.

 

Yahudiler Tanrı’nın doğruluğunu gizli, karanlık, kanlı, korku dolu olarak biliyorlardı. Ama şimdi, şimdiki zamanda, Tanrı’nın doğruluğu kendisini gösterdi, açığa çıktı. İbraniler kitabının yazarı, bu tapınak mimarisinin Tanrı’nın insanları kurtarma tarihinin bir resmi olduğunu söylüyor. Tüm perdeler, en kutsal yere giden yolun yüce başkâhinimiz İsa Mesih’in onları yırtıp bize serbest giriş izni verene kadar kapalı olduğunu gösteriyordu. Perdenin yırtılması, Tanrı’nın doğruluğunun gün ışığında açığa çıkarılmasıdır.

 

  1. Yasadan Bağımsız (Yasa Olmaksızın)

“Doğruluk” kelimesi neredeyse “Yasa” kelimesiyle eş anlamlıdır. Anayasa Mahkemesi bir davada karar verdiğinde, mahkemenin kararı o ülkenin yasası sayılır. Tanrı’nın Yasası adaleti ve doğruluğu sabit kılmış, tesis etmiştir. Ve Tanrı’nın yargıları bu yasayı onaylamış; yasa haline getirmiştir. Bu noktaya kadar, Tanrı adaletini ve yargılarını açıklarken O’nun doğruluğunu, kutsallığını Yasa haricinde düşünemiyorduk.

 

İşte Pavlus Müjde’nin tam olarak bu olduğunu söylüyor. Son birkaç haftadır gördüğümüz gibi, Pavlus’un kitabın açılış bölümlerinde Tanrı’nın Yasasını bu kadar eksiksiz ve dikkatli bir şekilde ele almasının nedeni budur. Çünkü, Müjde’nin “Tanrı’nın doğruluğunun açıklanması” olduğunu söylediğinde, dinleyicileri bundan bahsettiğini bileceklerdi. Ve sadece bu tür bir doğruluğun, bu bildiğiniz doğruluğun Müjde olmadığını kanıtlamak için Yasa’yı tüm ayrıntılarıyla ele alıyor. ‘Kutsallık hakkında bildiğinizi sandığınız her şeyi unutun gitsin’ diyor. Kardeşler, biz de bugün bunu hatırlamalıyız.

 

Yasa’nın, ahlaki yasanın yanı sıra törensel yasanın imgelerini de çağrıştıracağını unutmayın. Bu yönüyle de Müjde, yalnızca kendi ahlaki işlerimiz, kendi ahlaki itaatimiz olmaksızın değil, aynı zamanda kurbanlarımız, dini çabalarımız olmaksızın da bir doğruluktur.

 

  1. Yasa ve Peygamberler Tanıklık Ediyor

Bununla birlikte, Müjde, Yasa’da açıklanandan farklı ve yeni ortaya konan bir doğruluk içermesine rağmen, tamamen beklenmedik değildir. Bu yeni şey, bu yenilenme zamanı ve yeniden doğuş, uzun zaman önce önbildirilmişti. Yasa’nın kendisi kendi sınırlarını önceden görmüştü; Yasa’dan çok iyi anlayan Musa da, kendisinden daha büyük birisinin geleceğini biliyordu. Peygamberler, İsrail’in büyük günahına ve başarısızlığına işaret eden Yasa dersini giderek daha net bir şekilde öğrenmişlerdi. Peygamberler, Yasa’yı hem yerine getirecek hem de Yasa’yı aşacak bir Yasa hizmetkarını dört gözle bekliyorlardı.

 

  1. İsa Mesih’e İman Aracılığıyla

Doğruluk İsa Mesih’e olan iman aracılığıyla gelir. Bu fikir günümüz karizmatiklerinin aşırı zenginlik, refah öğretileriyle ve Tanrı’nın bize iman vermek için bizden bazı şeyler yapmamızı beklediğini söyleyen öğretilerle sulandırılmaktadır. Ama burada bir hata olmasın. Çünkü insanın, Yasa’nın işlerinden ayrı olarak, imanla aklandığına inanıyoruz.

 

Tanrı’nın doğruluğu Mesih’e olan iman aracılığıyla gelir. Bu bir Müjde skandalıdır! Belirli bir zamanda belirli bir yerde belirli bir adamın, kurtarma gücüne sahip bir ölümle öleceği mesajı Müjde’nin skandalıdır. Ve bu gücün mesajı, onun hayatı, ölümü ve dirilişi aracılığıyla vahyedilen bu Müjde doğruluğu, dünyanın dört bir yanında günahları içinde ölmekte olan insanlara götürmeleri için bir grup fakir balıkçıya emanet edilmiş olması da bir başka skandaldır! Bu Müjde kendilerine ulaşana kadar uzak diyarlarda yaşayan bazıları ölmüş olabilirlerdi. Bu, herşeyi eşitlemeye çalışan eşitlikçi, egaliteryen çağımız için bir skandaldır; İnsanlığın herhangi bir gerçek kurtuluşunun evrensel olarak herkes tarafından erişilebilir olması veya insanın gerçek kurtuluşu olmaması gerektiğinde ısrar eden her filozof için bir skandaldır.

 

  1. Bir Armağan olarak O’nun Lütfuyla Aklandık

Yasa bize günah bilgisini verir. Bu Yasa’nın armağanıdır. Yasa’nın yapabildiği o noktaya kadardır. Yasa, bunun ötesinde insanlara yol açamaz, umut veremez.

 

Müjde bizi aklıyor. Bizi doğru kılıyor. Bu Tanrı’nın bağışlandığımızı beyan etmesidir ve aynı zamanda Tanrı’nın kutsal olduğumuzu beyan etmesidir. Tanrı’nın huzuru mahkemelerin en üstünüdür. Bundan sonra istinat mahkemesi yok. Suçlayıcı Şeytan bizi her zaman suçlayabilir, ama bizi asla mahkum edemez. Bizim bedenlerimiz İsa Mesih’in bedeninde gıyaben cennettedir; Daha şimdiden onunla cennetteyiz. Bizler daha şimdiden aklanmışlığımızın mükâfatını yaşayalım ve cenneti tadalım.

 

İman ve lütuf birlikte gider. Biri diğerini yönlendirir, diğeri birinciyi onaylar. Lütuf, inanmamızı sağlayan bir güç değildir. İman bize ödül kazandıran bir iş değildir. İman, bize sevinç getiren bir hükme basitçe güvenmek, bu hükmü kabul etmek ve kucaklamaktır. Kardeşler, iman bir hediyedir. Karşılıksız, ücretsiz bir hediyedir. Pavlus ileride bunun hakkında çok daha fazla şey söyleyecek, ama burada bilmeniz gereken Müjde’nin insanlar tarafından kazanılmadığıdır.

 

“Herkes günah işledi… ve bir armağan olarak O’nun lütfuyla aklandılar.” Günahkarlar aklandılar. Günahkarlar önce aklanmayı hakedecek hale getirildikten sonra aklanmadılar. Günhakarlar günahlıyken aklandılar.

 

Yasa’nın işlevi bizim dışımızdadır. İçimize giremez. Yasa günahımızı tanımlar. Müjde bizi aklar. Müjde Tanrı’nın kurtarma gücüdür. Yeşaya’nın da dediği gibi, Rab doğru bir Tanrıdır, O kurtarıcıdır ve O’nun gibisi yoktur.

 

  1. Kurtuluş

Sevgili kardeşler, sizler satın alındınız. Fidyeyle kurtarıldınız. Köle pazarında satılmakta olan bir köleydiniz, ve Rab gelip sizi satın aldı ve sizin efendiniz olduktan sonra sizi kölelikten azat etti. Arkadaşlar, kurtuluş af doludur ve karşılıksızdır. Bir bankaya on sene boyunca ev taksidi ödemesi yapıyorsanız, kurtuluş son ödeme dekontundaki “Borcunuz Kalmamıştır” yazısı gibi tüm borcun tamamen ödenmiş olduğuna işaret eder. Ve bununla birlikte ilk kez tam ve eksiksiz özgürlük geliyor. Geçmişte size sahip olan, size hükmeden güçlerin artık sizin üzerinizde hiçbir gücü kalmamıştır.

 

  1. O’nun Kanıyla Kefaret

Ve bu kurtuluş, hazine, altın ya da dünyevi bir güç tarafından değil, göksel yerlerde katledilmiş olarak şimdi bile bizim adımıza yalvaran Kuzu’nun zayıf ve dünya için akılsızlık gibi görünen kanı tarafından gerçekleştirilmiştir.

 

3:25’te kullanılan Grekçe hilasmos kelimesi günahları bağışlatan olarak çevrilmiş. Latincesi Propitiatio olarak çevrilmiş. Hilasmos Tanrı’nın öfkesini yatıştırma, kefaret, teskin ve Tanrı’nın bize tahammülü anlamına geliyor. Hilasmos, İsa’nın kanının, yani ölümünün, Tanrı’nın günahkârlara karşı olan gazabını tamamen tatmin etmesi anlamına gelir. O bizim temsilcimiz, vekilimizdir; çarmıhta bizim yerimize asılmıştır. O bizim günahımızı Kendi üzerine alıyor – Pavlus onun bizim için günah olduğunu söylüyor – ve biz onun doğruluğunu alıyoruz.

 

Bu terimi bilmiyorsanız, öğrenmelisiniz. Yasa’da Tanrı’nın doğruluğunun açıklanışı günahkarlar için gazapla doluydu, Tanrı’nın doğruluğunun Müjde’de açıklanışı ise O’nun günahkârlar için verdiği hoşnutlukla doluydu. Tanrı sizi bir babanın oğlunu sevdiği gibi seviyor ve bunun tek nedeni İsa’nın kanıdır.

 

  1. Günahları aşan Tanrı’nın Doğruluğunu göstermek için

Müjde, Tanrı’nın adaletini Yasa’nın asla yapmadığı bir şekilde gösteriyor. Tanrı, ilk anne babamız Âdem ve Havva’nın ilk kez günah işledikleri günden beri, yasadaki doğruluğunu hiçbir zaman tam olarak gösterip insanları cezalandırmadı. Öyle olsaydı, varlığımız sona ererdi. Tanrı sabırla beklemiştir. Tanrı günahların üzerinden geçmiştir. Tanrı yargısını tam olarak yerine getirmeyi bekledi ve İsa Mesih’in gelişi aracılığıyla dünyayı kurtarmak için bekledi.

 

Bazıları “Eski Antlaşma” Tanrısının gazap dolu ve günahı sert bir şekilde yargılayan bir Tanrı olduğundan yakınıyor. Ancak Tanrı hiçbir yerde adaletini veya günah hakkındaki yargısını Golgota’da yaptığı kadar tam olarak yerine getirmedi. Mesih’in çarmıha gerildiği Golgota tepesinde Nuh Tufanı’ndan, Sodom ve Gomora’nın ateşinden çok daha fazla, birçok kişinin günahları üzerine mükemmel bir gazap, mükemmel bir yargı gelmiştir. Adem’in günahından dolayı verilen ebedi bir cezada bile günahkarların üzerine dökülmeyen tam suç, tam ceza, İsa Mesih’in ölümü ve gömülmesinde İsa’nın üzerine yüklendi.

 

Bazen, bitmeyen, bırakamadığınız, devam eden günlük günahlarınız ve fesatlarınız için Tanrı’nın sizi nasıl yargılayacağı konusunda endişeleniyor musunuz? Merak etmeyin. İmanla Mesih’te birleşirseniz, sizin üzerinize dökülecek gazap kalmamıştır. Tanrı babanızdır, yargıcınız değil… çünkü artık yargılama bitti… yargılama artık tamamlandı. Tanrı artık yüzünü çevirip başka bir tarafa bakmıyor, artık kendisini tutmuyor. Dünün, bugünün, yarının günahlarının cezası kalmadı. Rabbimiz İsa Mesih hepsini kendi üzerine aldı.

 

  1. Adil Kalmak ve İsa’ya iman edeni Aklamak için

Tanrı en adaletli hüküm veren Yargıç olduğu halde, suçluları serbest bırakır. O Adil’dir ve Mesih’e güvenen günahkarları Aklayandır. İşte Pavlus bu yüce ve gizemli gerçeğin üzerinde duracak.

 

Son gün, Tanrı’nın adaleti her yerdeki tüm insanlara tam olarak bildirilecektir. Tanrı’nın günahı yargılayacağına şüphe yoktur. Günahların bağışlanmasında da O’nun adaletinin yetkinleştiğine şüphe yoktur, çünkü tüm günahların cezası ya günahkarlar ya da Mesih tarafından ödenecektir. Siz nerede duracaksınız? Affedildiniz mi? Yoksa suçlanıp mahkum mu edildiniz?

 

Mesih’e inanan sevgili günahkarlar, Tanrı sizi affediyor, çünkü affetmeli! Eğer İsa’daysanız, affedildiniz. Yuhanna, İsa Mesih’in tüm doğruluğuyla savunucumuz olarak Baba’nın yanında olduğunu yazıyor. Sevgili kardeşler, bizim davamızı İsa Mesih’in doğruluğu savunuyor; Tanrı adil olduğu için artık bizi cezalandıramaz.

 

  1. Tanrı Tektir

Dinle Ey İsrail, Rab Tanrımızdır, Rab Tektir (Şema Yisrael

Yehva Eloheynu Yehva ehad). İsrail tek gerçek Tanrı’ya hizmet etti ve bunun için İsrail’in kurtuluşu dünyanın kurtuluşudur. Tanrı sadece Yahudilerin Tanrısı OLAMAZ, çünkü O tek Tanrıdır. O tek Kurtarıcıdır. Ondan başka bir Kurtarıcı yoktur.

 

Kardeşler, Tanrı’nın kurtarışı herkes için aynıdır. Tek Müjde vardır. İbrahim’in kanı damarlarımızda aksa da akmasa da, kurtuluş Mesih’te bizimdir.

 

Çünkü Tanrı birdir, tektir… Tanrı’nın Müjdesi de birdir ve herkes içindir.

 

Sonuç

Pavlus’un Müjde’yi açık bir şekilde sunumunu “yasayı doğruluyoruz” şeklindeki bu onaylamayla nasıl sonlandırdığına dikkat edin. Müjde o kadar sade ve kesin ki, yasalara uyan insanları bunun nasıl olabileceğini merak etmeye bırakıyor. Pavlus için, Augustine için, Reformcular için durum buydu. Charles Finney gibi bir çok evanjelik öğretmen, eğer Müjde doğruysa itaat etmek için bir neden olmadığını, çünkü hepimizin zaten affedilmiş olduğunu düşünmüştü.

 

Sevgili Hristiyanlar, Finney ve diğer evanjelikler tam tersini yaptılar. Müjde doğru değilse, günahlarımız bağışlanmazsa, O’nun Yasasıyla Tanrı’nın doğruluğunun peşinden gitmemiz için hiçbir neden yoktur. Çünkü onu asla yerine getiremezsiniz. Pavlus’un 1 Korintliler 15:32’de yazdığı gibi, Eğer ölüler dirilmeyecekse, “Yiyelim içelim, nasıl olsa yarın öleceğiz.” Evet, kardeşler İsa Mesih dirilmemişse biz de dirilmeyeceğiz demektir. O zaman yiyelim, içelim ve eğlenelim… nasıl olsa yarın öleceğiz.

 

“Fakat Tanrı… ölüm acılarına son vererek O’nu diriltti. Çünkü O’nun ölüme tutsak kalması olanaksızdı” diyor Petrus.

 

Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un Adıyla. Amin.